Psikolog Fundem Ece Kaykaç, güzellik takıntısının psikolojik sorun olabileceğini söyledi.
Uzman Klinik Psikolog Fundem Ece Kaykaç, “Bakımlı olmak, istenen ve güzel bir durum iken hayatımızı etkilemeye başladığı noktada çeşitli problemler var demektir. Dış görünüşe verilen aşırı önem bazı psikolojik problemlerden kaynaklanıyor olabilir. Örneğin; bir kişinin dikkat çekici davranışları varsa, aşırı makyaj yapıyorsa, abartılı bir giyim tarzına sahipse ve seksapalitesini öne çıkartmaya çalışıyorsa, histriyonik kişilik bozukluğu olabilir. Bu kişiler ilgi odağı olmak isterler ve saatlerinin çoğunu fiziksel görüntüleriyle uğraşmakla geçirirler. Elbette ki her abartılı giyim tarzı histriyonik kişilik bozukluğu anlamına gelmez. Kişilik bozukluğu yaşayan kişiler hep daha fazlasını ister, vücutlarında bir kusur bulurlar ve o kusuru düzeltene kadar sürekli bir şeyler yaparlar. Dışarıdan bakıldığında normal duran bir görüntü, kişilik bozukluğu yaşayanlar için sorunlu hale gelebilir. Aşırı güzellik takıntısı olan kişiler vücutlarında beğenmedikleri bölgelerin kıyafet ve makyajla düzelemeyeceğini düşündükleri zaman estetik operasyona başvuruyorlar. Tek ameliyatla da tatmin olmayıp daha sonra tekrar tekrar ameliyat talep ediyorlar. Bu durum da beden algı (dismorfik) bozukluğu olarak adlandırılabilir. Bu yüzden öncelikle estetik operasyon talep eden kişinin 'Beden Disformik Bozukluğu' tanısı alıp almadığı mutlaka araştırılmalıdır” dedi.
Kişinin kendisinde beğenmediği fiziksel yönlerinin depresyondan vb. kaynaklı bağlı olumsuz bir algıysa ya da eşiyle yaşadığı çatışma nedeniyle görünümünü beğenmiyorsa, cerrahi girişimin depresyonu, çatışmasını çözmediğini ve beden algısını düzeltmediğini ifade eden Kaykaç, “Beden algı bozukluğu, genelde ergenlikle beraber gelen bir takım özgüven eksikliklerinde görülmeye başlayabilir. Yani kişilik gelişiminin ve özgüvenin tam oturmadığı döneme denk düşüyor. Gençler dış görünüş, kilo ve fiziksel kusurlar üzerinde çok fazla duruyor. Özelikle orta sınıf ailelerde yetişen gençlerde bu soruna daha sık rastlanıyor. Güzellik arayışları, bir ünlüye benzeme isteği, o kişilerin bazı fiziksel özelliklerine aşırı hayranlık duyma, arkadaşlar arasındaki örseleyici etkileşimler ve alaycı tutumlar genci fiziksel görünümünü incelemeye yöneltebiliyor. Bu da zamanla takıntıya kadar varan ciddi sorunları beraberinde getiriyor. Depresyon, anksiyete, obsesif-kompülsif bozukluk, ilişkilerde tatminsizlik, özgüven eksikliği, yeme bozukluğu bu bozuklukta görülen sorunlardan olabilir. Kültür düzeyi, beyindeki kimyasal veya genetik bozukluk, cinsel sorunlar, aile ve çevrenin güzellik anlayışı, sosyal etkileşim güzelleşme takıntısının sebeplerinden olabilir. Dış görünüşe yoğun ilgi anoreksiya ve bulimiya yeme bozukluğu gibi hastalıklara da neden olabilir. Her iki hastalık da zayıf görünme çabası ile ilgilidir. İnce kalmak konusunda aşırı takıntıya sahip olan anoreksiya nervoza hastaları normal kilolarının çok altındadır, buna rağmen sıkı diyet uygularlar ne kadar zayıf olduklarına inanmazlar. Kilo almaktan çok korkan, sık sık tartılan anoreksiya hastalığı kadınlarda sık görülür fakat erkekler arasında da yaygınlaşıyor. Bulimiya hastalığına sahip kişiler genelde normal kilodalardır. Kısa sürede kontrol edilemez bir şekilde fazla yemek yer ve ardından kendilerini kustururlar ya da kilo almamak için aşırı egzersiz yapabilirler. Görsel alanda artan mükemmeliyetçilik, ünlüler dünyasındaki isimlerin sürekli güzel görünme çabaları, estetik ameliyatların sık sık gündeme gelmesi, kozmetik ve estetik alandaki yeni ürünler de hep 'kusursuz güzellik' kavramını ön plana çıkarıyor. Olumsuz beden algısına sahip kişi kendini toplumdan soyutladığında, işine gitmemeye, çevresiyle ilgilenmemeye başladığında ve sadece bedeninde takıldığı noktayla ilgilendiğinde durum psikolojik bir hal almış oluyor. İşte bu noktada problemin acilen tedavi edilmesi gerekiyor” açıklamalarında bulundu.