Erotik kitabın yazarı ortaya çıktı

Kaleme aldığı 'Türk Diplomatın Kızı' adlı erotik kitapla olay yaratan eski diplomat kızı Selin Tamtekin ''Sadece ailem üzüldüğü için üzüldüm'' diyorBir kitap yazdı, ortalık karıştı. Ekim ayında İngiltere'de piyasaya sürülen ''The Turkish Diplomat's Daught

Kaleme aldığı 'Türk Diplomatın Kızı' adlı erotik kitapla olay yaratan eski diplomat kızı Selin Tamtekin ''Sadece ailem üzüldüğü için üzüldüm'' diyor

Bir kitap yazdı, ortalık karıştı. Ekim ayında İngiltere'de piyasaya sürülen ''The Turkish Diplomat's Daughter'' adlı erotik kitabın yazarı, emekli Başkonsolos ressam Yüksel Tamtekin'in 33 yaşındaki kızı Selin Tamtekin ''Aslında varsa, tek suçum bir kitap yazmaktı. Asıl suçlular olayları saptıranlar bence'' diyor. Deniz Goran takma adıyla yazdığı kitapla İngiltere'de Salman Rüşdi'nin kadın versiyonu ilan edilen Tamtekin benzetmeden duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor.

Bir genç kızın kendisinden yaşça hayli büyük kişilerle yaşadığı cinsel maceraları anlatan kitap İngiltere'de City Life dergisi tarafından ''Ayın umut vaat eden kitabı'' gösterildi. Kitabın Türkiye'de iki hafta içinde üçüncü baskısı yapıldı. Kitabı önümüzdeki günlerde de Macaristan, Çin, İtalya, Almanya ve Yunanistan'da yayımlanacak olan Tamtekin'le yaşadıklarını konuştuk:

Nasıl bir çocukluk geçirdin?
Çocukluğum güzel geçti diyebilirim. Aslında her diplomat çocuğunun yaşadığı sıkıntıları yaşadım. 6 yaşında Sydney'e gittik. 11 yaşındayken Türkiye'ye döndük. Ankara'da TED kolejine başladım. Tam Ankara'ya alışmıştım ki İstanbul'a geldik.

Babanla ilişkilerin nasıldı?
Çocukluğumdan beri biz çok yakındık babamla. Ben babamı diplomattan çok hep ressam, sanatçı olarak gördüm. Bizi yakın kılan en önemli husus onun ressam oluşu, benim resme merakımdı sanıyorum. Küçükken birlikte resim yapardık. Ve hep beni desteklerdi.Ondan bana geçen caz merakı da vardı. Babam çok yenilikçidir aslında.

Peki İngiltere'ye gelişin nasıl oldu? Resme devam ettin mi?
Abim İngiltere'deydi. O burada olduğu için geldim. Moda eğitimi almak istedim. Ne yapacağıma karar verememişken Türkiye'nin Londra Konsolosluğu'nda işe girdim. 5 yıl çalıştım. Artık başka şeyler yapma zamanıydı. Sanat tarihi okumak istediğimi farkettim. Universitiy College of London'da 3 yıl sanat tarihi okudum. Ardından hızımı alamadım, Sotheby's Institute of Art'da 1.5 yıl süren mastır yaptım.

Kitap yazma isteği nasıl başladı?
Karikatürist Ufuk Uyanık çok yakın arkadaşım. Ufuk'a günlük olayları anlatırken, hayal gücümü de katar hikâyeye dönüştürürdüm. Ufuk 'Sende bu hayal gücü varken bir şeyler yazmalısın' diye ısrarlara başlamıştı. Bir gün bir şeyler karalayım dedim, inanılmaz keyif aldım, eskiden resim yaparken aldığım zevki almaya başlamıştım. Her gün bir şeyler yazmaya başladım.Üç bölüm yazdıktan sonra Ufuk'a gönderdim. Çok beğendi, bana (devam et ben senin menajerin olurum) dedi.

Önce kitabın içeriğinin senin hayatın olduğunu söyledin ardından arkadaşlarımın başından geçen bir kurgu roman dedin. Niye?
Ben ilk röportaj yapıldığında hâlâ o kitabın içinde yaşayan bir insandım. Farkında bile değildim. Şimdi diyorum ki 'Nasıl bu kadar saf ve aptal olabilirim' ama sanırım insanlar hep hata yapıyorlar hayatlarında. Bir de tabii birlikte çalıştığım insanlardan da 'İnsanlar bunu anlamayacak. Sonuçta sen bunları kendi başından geçenler olarak lanse etsen hani daha mantıklı olacak' dediler (baskı yapılmadı) ama o gazetecinin önüne oturduğumda kafam öyle karışıktı ki, hazırlıksızdım, abarttım. Sonuçta tabii kitapta benim hayatımdan parçalar da var. Ama bu kitap için otobiyografi demek yanlış. Çünki kitapta hayal gücü ağırlıkta. Ayrıca 33 yaşındayım. Tabii erkek arkadaşlarım da oldu.

Türkiye'de yaşamış olsaydın. Bu kitabı yazma cesaretini gösterebilir miydin?
Türkiye'de cinsellik kapalı kapılar ardında yaşanıyor. Öyle olduğu müddetçe de kimse bir şey demiyor. ''Uluorta olmasın da nasıl olursa olsun düşüncesi'' hakim. Bana göre bu iki yüzlülük. Cinsellik utanç verilecek bir şey değil ayrıca. Ama Türkiye'de yaşamış olsaydım belki bu kitabı yazma cesaretini bulamayabilrdim.

Kitabı yazdığın için pişmanlık duydun mu?
İngilizlerin ünlü yayınevi kitabı basmayı kabul ettiğinde ayaklarım yere değmedi. Başarmıştım. Ancak Türkiye'de yazılanlar ilk başta beni şaşırttı. Sonra şoke etti. Sanki suratıma tokat yemiş gibiydim. Bir an 'yanlış mı yaptım' diye düşündüm. İki kültürden parçalı taşıdığım için o an öyle hissettim. Bir yazdıklarımdan ve kitap yazdığım için suçlu gördüm. Oysa bu sadece bir kurgu, bazı yaşanmış olayların üzerine benim hayal gücümün geliştirdiği bir roman. Kitabı yazdığım için pişman değilim. Sadece ailem üzüldüğü için üzüldüm.

Ailem beni aradı

Ailenle görüşüyor musun?
Beni asıl üzen ailemi üzmek oldu. Ama onlar beni aradılar. Şimdi mutluyum. Benim için başladığım bir şeyi bitirmek önemliydi. Resim yaparken hiçbir sergi açamadım. Ama yazdığım bir kitabı bitirdim. Bitiremiyebilirdim de. Ailemin beni anlayacağını ve beni tanıdıklarını düşünüyorum.

Kitabında vermek istediğin mesajlar neler?
Ben bu kitabı yazarken insanları eğlendirecek biraz da düşündürecek bir kitap olmasını istedim. İnsanların hayatı o kadar yoğun ve hızlı geçiyor ki.. İnsanlar maddiyatın peşine takılıp sürükleniyorlar. Bunların peşinden giderlerken mutluluğu unutuyorlar.Dünyanın neresinde olursanız olun mutluluğun yolu bizden geçiyor.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Kültür/sanat Haberleri