Şahver Çebi Altuntaş’ın İstanbul’da Cemal Reşit Rey’deki 24 Ocak’ta açtığı sergisinde tam olarak İstanbul ve Trabzon rüzgarı esti.
Şahver Hoca kokteylde “iddialı olmadığını” söylemesine karşılık, kumaşı sağlam bir resim tutkusu ve altyapısının izlerini gördüm tablolarında.
Öğretmenliğin de verdiği özgüvenle kendini anlattı. Okul sıralarında öğretmenleri de ailesine akademi eğitimini önermiş. Olmamış. Emeklilikte “Nerde kalmıştık?” ile yeniden tuvali, fırça ve boyalar ile buluşmuş.
Sergilenen tablolarında iki şehir Trabzon ve İstanbul esin kaynağı olmuş. Bu şehirlerde ki yaşanmışlıklar, izlenimler ama hepsi insan ve doğaya dair bir önceliği ile tablolarına yansımış. Bazı tablolarında gördüğümüz perspektifi dikkate almayan “naif” yaklaşımını da hoş. Naifliği denediği tablolarda da coşkulu, tutkulu doğaseverlik resim severlerin beğenisine sunulmuş.
Sergide tablolara yansıyanlar iki şehrin imgelerinden seçilmiş; düğün, dernek, yayla şenliklerindeki bol figürlü, coşkulu, yer yer dingin sularda martlar gibi salınan İstanbul vapurları. İki şehre ait figürlerin oluşturduğu imge dünyasında gezerken Şahver Hoca’nın gözünden betimlenen dünyayı yeniden keşfettik..
Serginin izletici ile buluşmasını sağlayan, hatta serginin isim anneliğini yapan Dilek Kocaman’dan söz etmeden olmaz. Dilek hiç Trabzon’a gitmemiş ama bir Trabzon sevdalısı. Yüreğine sağlık Dilek Kocaman.