Kırca, söyleşide, 41 senelik sanat hayatının kendisine kazandırdığı tecrübeleri öğrencilerle paylaştı, bazı konularda da uyarılarda bulundu.
Daha sonra öğrencilerin sorularını cevaplayan Kırca, mesleğinin hoş ama yorucu bir meslek olduğunu, 58 yaşında olmasına rağmen hala yurdun çeşitli illerini gezerek, insanların görüşlerini almanın heyecanını yaşadığını söyledi.
Mesleğe başladığı yıllarda, günümüzdeki genç komedyenler gibi şanslı olmadığını anlatan Kırca, ''Tam olarak Müslüman mahallesinde salyangoz satıyorduk. At arabalarıyla dekor taşıdığımız günler oldu. Kalacak yer bulamıyorduk'' dedi.
Öğrencilere, kültürün öneminden bahseden ve şimdiden kendilerini geliştirmeleri gerektiği uyarısında bulunan Kırca, şunları söyledi:'
''Ne dinlemek ve ne izlemek gerektiğini iyi seçmelisiniz. Ayrıntılar insana çok şey katıyor. İstanbul Boğazı'ndan geçerken manzaraya bakmayan adamlar var. İzlemesini, duymasını bilirseniz, hayattan zevk alırsınız. Keşke enstrüman çalmayı bilseydim diyorum şimdi. Keşke birkaç lisan öğrenseydim diyorum. Bunları yapabileceğim yaşlar sizin yaşlarınızdı. Siz bunlara dikkat edin.''
Türkiye'nin alt yapısının sarsıntıya uğradığını iddia eden Kırca, Trabzon'a geldiğinde Trabzon'u göremediğini, İstanbul'u gördüğünü söyledi.
Şehirlerin özelliklerini yitirmesine endişeyle baktığını ifade eden Kırca, ''Televizyonlar da aynı alt yapı sorunuyla halkın karşısına çıkıyor. Alt yapısında bir Nasreddin Hoca ülkesiyiz. Kendinizi üç beş tane şovmene emanet etmeyin'' diye konuştu.
Son zamanlarda şovmenlerin sinema yapmasına da eleştiren Kırca, ''Recep İvedik'i, AROG'u izleyerek bir şey olamazsınız. Ancak, 'Issız Adam' güzel bir çalışma'' dedi.