Trabzon'da önemli bir el sanatı ve geçim kaynağı olan kazaziye, son 10 yıldan bu yana unutulmuş bir el sanatı olmaktan çıkıp, beğenilen ve ev kadınları için önemli bir kazanç elde edilen el sanatları arasına girdi.
Trabzon Kuyumcular ve Saatçiler Odası Başkanı Musa Başak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Lidyalılardan Anadolu insanına miras kalan kazaziye ve kazazlık sanatının, Osmanlı İmparatorluğu zamanında Anadolunun önemli yerlerinde yaşatıldığını ancak Cumhuriyet kurulduktan sonra bu sanatın sadece Trabzon'da devam ettirildiğini söyledi.
Kazaz sanatının 0,08 mikron inceliğinde, 24 ayar altın veya 1000 ayar gümüş telin, ipek tel üzerine özel bir yöntemle sarılması ile biraz daha kalın ve sağlam tel haline getirildiğini, daha sonra bayanlar tarafından bu telin dikiş iğnesine takılarak çeşitli model örgülü takılar haline getirilerek elde edildiğini dile getiren Başak, kazaz sanatının geçmiş yıllarda unutulduğunu ve artık usta yetiştirmemeye başlayan bir el sanatı olduğunu belirtti.
Ancak, kazaz sanatının yaşatılması ve ekonomiye değer katması amacıyla yapılan çalışmalar sonucunda, kazaz sanatının son 5 yıldan bu yana yeniden revaçta olduğunu, daha tercih edilen modeller ve tasarımların oluşturulmaya başlandığını bildiren Başak, ''Trabzon, bu el sanatını canlandırarak, yeniden bir kazanç kapısı sağlıyor. Bu işle ciddi anlamda uğraşan ev hanımları, aylık 400 ile bin lira arasında bir gelir elde ediyor'' dedi.
Kazaziye ürünlerinin yurt içi ve yurt dışından büyük talep gördüğünü anlatan Başak, özellikle turizm amaçlı Trabzon'a gelen arap turistlerin, kazaziyeye büyük ilgi gösterdiklerini ve özellikle altın işlemesini tercih ettiklerini dile getirdi.
Başak, ''Trabzon'da yaklaşık bin civarında aile kazaziye üretimi yapıyor. 20 atölyemizde yine bu işle uğraşıyor. Trabzon ve çevresinde yıllık 200-300 kilo kazaziye yapılıyor, bu da Trabzon ve çevresine yıllık 2-3 milyon dolarlık bir kazanç getiriyor'' diye konuştu.
Trabzon HEM hasır bilezik öğretmeni Yüksel Kara da, açılan kursların oldukça ilgi gördüğünü ve kazaziye sanatıyla uğraşanların sayısının arttığını söyledi.
Kara, başta tespih, yüzük, bilezik, kolye ve küpe olmak üzere her türlü süs eşyası olarak üretilen kazaziyenin, esnek olması nedeniyle ayakkabı ve elbise olarak da isteğe göre işlenebildiğini belirtti.