Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Devlet Tiyatrolarının 2003 yılında AK Parti iktidara geldiğinde, 50 yılını tamamlamış olmasına rağmen, Türkiye çapında 25 tane sahne açtığını belirterek, "Geride bıraktığımız 9 yıl içinde bu 25 sayısını, 60'a çıkarıyoruz" dedi.
Adapazarı Belediyesince kent merkezinde inşa edilen Orhangazi Kültür Merkezi'nin açılışı için eşi Gülten Günay ile kente gelen Bakan Günay, belediyeyi ziyaretinin ardından merkezin açılışını gerçekleştirdi.
Kültür merkezindeki minyatür tablo sergisini gezen Günay, törende yaptığı konuşmada, Adapazarı'nın 1999 yılındaki depremde yaşadığı acıları bildiğini, geçmişten ders aldıklarını belirtti.
Sakarya'nın geçmiş yıllarda yanlış ve özensiz yerleşimin bedellerini ödediğini ifade eden Günay, "Aslında sanıyorum ki ovalara tarım yapmak için, yamaçlara da şehir kurmak için bakmak gerekirken, büyük ovalara şehir kurmanın bedellerini ödedik. Burada da ödedik, buradan Tokat'a kadar, Karadeniz fay hattı boyunca ödedik. Bugün şükürler olsun, artık bu yanlışlardan dersler çıkarıyoruz. 1960'taki yanlışlardan ders çıkarmadığımızı 1999'da anlamıştık ama 1999'daki yanlıştan artık ders çıkarıyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin bilim, sanayi, ekonomi, tarım, ticaret, kültür, turizm açısından ve her bakımdan geliştiğini belirten Günay, dünyanın 16. büyük ekonomisi haline geldiğini bildirdi.
Birkaç yıldır Avrupa'nın ciddi biçimde ekonomik kriz yaşadığına dikkati çeken Günay, şunları söyledi:
"Pazarımız daralmasına rağmen, Türkiye galiba bu yıl Çin'i de geçerek, büyüme hızı itibariyle dünyada birinci oldu. Dün akşam Çin Büyükelçisi ile bir basın toplantısındaydım, İstanbul'da. İnsan gerçekten övünç, gurur ve kıvanç duyuyor. Dünyada en hızla gelişen ülkenin büyüme hızını aşmış bulunan, üstelik tıkanan yollar, yaşlanan bir Avrupa'nın hemen yanı başında, buna rağmen, her bakımdan standartları yükselten bir ülkenin mensubu, yöneticisi olmak, yöneticisi olmayı bırakın, yurttaşı olmak hepimizi gerçekten sevindiriyor."
Türkiye'nin gelişen ekonomisinin sağladığı olanakların insanların yaşamına yansıması gerektiğini kaydeden Günay, halkın hayat standardının yukarı çekilmesi için uğraş verdiklerini söyledi.
-Devlet Tiyatroları-
Kültürün sahne sanatlarından ibaret olmadığını, kültürün yaşama standartlarının adı olduğunu ifade eden Günay, ülke çapındaki kültür merkezlerinin gelişimi için çaba harcadıklarını anlattı.
Türkiye'nin neresinde olursa olsun, insanların tiyatro izlemek, söyleşi dinlemek, bir şairi, yazarı ve edebiyatçıyı tanımak gibi, hakları bulunduğuna dikkati çeken Günay, şöyle devam etti:
"Geçmiş yıllarda ne yazık ki Türkiye bu açıdan kategorize edilmiş. Bakın, ülkemizde 63 yıldan beri Ankara'da merkezi bulunan Devlet Tiyatroları var. Devlet Tiyatroları 2003 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiğinde, aşağı yukarı 50 yılını, yarım yüzyılını devirmişti ama Türkiye çapında 25 tane sahne açmıştı. 50 yılda 25 sahne açmıştı ve bu 25 sahnenin 4 tanesi İstanbul'da, 3 tanesi Ankara'da, 2 tanesi İzmir'deydi, geri kalan 15 tanesi de gide gide Gaziantep'e gitmişti. Gaziantep, Trabzon, Erzurum... Bunun dışında Türkiye'de hemen hemen yoktu. Geride bıraktığımız 9 yıl içinde bu 25 sayısını 60'a çıkarıyoruz, şu anda. En son 57.'yi Denizli'de açtık. 58.'yi Manisa'da açıyoruz, 59.'yu Kayseri'de, 60.'yı da benim doğduğum ilde, Ordu'da açıyoruz. Ben aldığımda 33'tü, 25'in üzerine benden önceki arkadaşlarım 8 koymuş ve 33 yapmışlardı. 33'ü ben 4 yılda 60 yapıyorum. 4 yılda 27 tane daha Anadolu'ya sahne açıyoruz. Bunu İstanbul'a açıyoruz ama Çorum'a açtık, Elazığ'a, Malatya'ya da açtık."
Geçmiş yıllarda toplumun kategorize edildiğini savunan Günay, çeşitli ayrımcılıklar üzerinden siyaset yapılmaya çalışıldığını öne sürdü.
Türkiye'nin hiçbir coğrafyasını, hiçbir coğrafyanın hiçbir insanını ötekinden ayırmadıklarını ifade eden Günay, "Senfoniler var. Ne yapmışlar şimdiye kadar- Elazığ'da Türk Halk Müziği korosu, Urfa'da Türk Halk Müziği korosu, Sivas'ta Türk Halk Müziği korosu, filan yerde Klasik Türk Müziği korosu, peki bu çok sesli müzik, bu çağda 'sanat' diyorsunuz, ondan Türkiye'nin, Ankara'nın doğusunun haberi olmayacak mı- Hiç olmamış şimdiye kadar. 6 tane senfonimiz var. Mersin, Antalya, İzmir, Bursa, Ankara ve İstanbul'da. Şimdi doğuya da senfoni açıyoruz. Allah izin verirse. Mademki bu sanatın farklı disiplinleriyle insanımızın, gençlerimizin tanışması gerekiyor, tiyatroda, konserde, sanatta, hangi güzel sanatlar alanı varsa hepsi Türkiye'nin her tarafına gidecek" ifadelerini kullandı.
"Halkımızın içindeki herhangi bir zenginliği, herhangi bir kültür farkını katiyen istismar etmeden, 'hepsi birdir, hepsi bizimdir' sayarak, Türkiye'nin geleceğini barış, kardeşlik içinde kurmaya çalışıyoruz" ifadesini kullanan Günay, Adalet ve Kalkınma Partisinin bakışının eşitlik, barış, adalet ve kardeşlik üzerine olduğunu ve bunun için de halktan karşılığını aldıklarını söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları içinde kalan bütün tarihi eserlere sahip çıktıklarını anlatan Günay, "Medreseye de manastıra da camiye de kiliseye de Roma tapınağına da Sinan'ın yaptığı camiye de sahip çıkıyoruz" dedi.
-"Geçmişten kalan ne varsa onu da korumaya çalışıyoruz"-
Hacı Bayram-ı Veli'nin Ankara'da yaptırdığı caminin saçağını yanı başında bulunan Augustus Tapınağı'nın duvarına mühürlediğini ifade eden Günay, şunları kaydetti:
"Hacı Bayram-ı Veli Ankara'da bu kadar arazi varken, getirmiş o caminin saçağını o tapınağın duvarına mühürlemiş. Öyle koymuş ki o duvar yıkılırsa o saçak yıkılır. Bir yandan da caminin ayakta durmasının güvencesini o tapınakla sağlamış. Bu ne biliyor musunuz- Dervişlikte büyüklerin karşısında dururken müritler, kardeşler sağ ayak parmaklarını sol ayağının baş parmağına basarlar, kendilerini sabitlerler, edeple sabitlerler ve durdururlar. Bir anlamda Yaradan'ın karşısında sağ ayak parmağıyla Hacı Bayram-ı Veli Cami, o Pagan tapınağını sabitlemiş ve güvence altına almıştır. Bu vatanı vatan yapanlar bize, geçmiş değerlere, bu toprakların bütün kıymetlerine böyle değer vermişler. O zaman biz onların devamıysak, bir tek taşı Anadolu'da ziyan etmeyeceğiz. Onun için yıkılmaz binalar ve köprüler yapmaya çalışırken, geçmişten kalan ne varsa onu da korumaya çalışıyoruz."
Eşiyle Sakarya Üniversitesi Devlet Konservatuvarının Türk Halk Müziği konserini dinleyen Günay, daha sonra Ankara'ya hareket etti.