Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Osman Kemal Kayra, Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk'un ''Kar'' romanını, dil ve üslup açısından inceleyen bir kitap yazdı.
Cümle Yayınları'ndan çıkan 389 sayfalık kitapta Doç. Dr. Kayra, ''Kar'' romanını dil ve üslup açısından inceleyerek, anlatım bozukluklarına, noktalamalara ve imla hatalarına vurgu yapıyor. Kayra ayrıca romandaki çevreyle ilgili psikolojik unsurlar ile yazarın orijinal ifadelerini de mercek altına alıyor.
Kayra, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Nobel ödülü almış bir Türk romancısının incelenmenin kendisine cazip geldiğini belirterek, ''Bütün eserlerini incelemek isterdim. Ancak kendi deyimiyle 'tek siyasi romanı' olan 'Kar' benim dikkatimi çekti'' dedi.
Pamuk'un, Türkçe'yi iyi kullanan bir yazar olduğunu ifade eden Kayra, ''Pamuk, geçilecek bir romancı değil. Cümleleri çok uzun. Bunun tek nedeni olabilir, kendisine ve Türkçesine çok güveniyor. Geleneksel Türkçe'yi iyi ve akıcı kullanabilen bir yazar. Kitapta çok fazla devrik cümle var. Bu kolay değildir ama kendine güvenerek devrik cümleleri bol bol kullanabilen bir yazar'' diye konuştu.
''Bizde imla meselesi çok önemlidir'' diyen Kayra, şöyle devam etti:
''Yazar bir kitap yazıyorsa, mutlaka Türk Dil Kurumu'nun (TDK) çıkardığı son imla kılavuzuna uymalıdır. 'Kar' romanında birçok hata gördüm ve onları tek tek çıkardım. Noktalama, imla, kelimelerin yazılımından kaynaklanan yanlışlar, Pamuk'un kendine aşırı güvenişinden kaynaklanan hadiseler olabilir. Bunlar gerçi yazarın üslubunu ve romanın teknik olarak akıcılığını asla etkilemez. Orhan Pamuk, dikkate değer bir yazardır. Ne dersek diyelim Türkçe yazan bir romancı Nobel ödülü almıştır. Bunları es geçemeyiz ama tenkit edebiliriz.''
-''PAMUK, VİRGÜL FAKİRİ''-
Çalışmasında en geniş haneyi, romandaki anlatım bozukluklarına ayırdığını anlatan Kayra, ''Pamuk'un bir özelliği de 'virgül fakiri' olması. Virgülü çok az kullanıyor. Oysa ki virgül önemlidir. Ben onu da üslup olarak aldım, tenkit etmedim. Çünkü Pamuk'un üslubu mükemmel, üslubunu asla tenkit edemem'' dedi.
Kitabında, romandaki olayın Kars'ta soğuk bir ortamda bölgesel bir askeri darbenin baskısı altında güncellenmiş, laik-antilaik çatışmaları konseptinde geçtiğini, türbanlılar, intihar eylemleri, imam hatip meselesinin ele alındığını anlatan Doç. Dr. Kayra, Pamuk'un olaylara tarafsız bakmaya çalışsa da ailevi alt yapısı ve kişisel görüşleri bakımından tarafsızlığı tam olarak başaramadığını ileri sürüyor.
Kayra, romanda Kürt, Ermeni ve Rus kelimelerinin çok sık vurgulandığını belirttiği eserinde, şunları kaydetti:
''Çok zaman tarafsız görünüp hakemlik yapmak isteyen ve kendisini olayların dışında bir aydın konumunda belirleyen romanın yazarı, çok zaman içgüdüsel olarak olaya müdahil oluyor. Yazar, yoğun siyasi temponun bir gazeteci üzerindeki ağır baskısını, çok eski bir arkadaşının gizemli aşkıyla yumuşatmaya çalışıyor. Romanda hiçbir şey tam sonuçlanmadığı gibi bu aşk da yarım kalıyor. Yazarın zaman zaman girdiği, halka söylettirdiği söylemlerde bir takım hatalar görülüyor.''