Haber61 - Haber Servisi - Trabzon’da uzun yıllardır yaşayan Gazeteci ve Tiyatro emekçisi Şükrü Üçüncü bu hafta Gazeteci Levent Ustabaşı’nın konuğu oldu.
Bir sezon boyunca sahneye koyduğu kendi kaleminden ‘Herkes Oyuncu’ adlı tiyatro oyununu anlatan deneyimli oyuncu, “ Trabzon’da özel Tiyatrolar ve Amatör Tiyatrolar gün geçtikçe daha çok güçleniyor.” ifadelerine verdi.
Ustabaşı: “Bu yıl sahneye koyduğunuz oyun diğerlerinden çok farklıydı. Bunun sebebi neydi?”
Ustabaşı: “Trabzon’da İnteraktif Tiyatroya ilgi nasıl olur?”
Üçüncü: “Bildiğim kadarıyla Trabzon’da İnteraktif Tiyatro denemesi yapan grup yok. Şuan bu bizim laboratuvarlarımızda işleme alınmış durumda. Trabzon’da Tiyatro Emekçileri de bu türden çok uzaktalar. Bizim çalışmalarımız onlara ileride ışık tutacağına inanıyorum. Sonuçta emsalsiz olarak biz yola çıktık. Deneme yanılma yöntemi uygulamıyoruz. Bunu neden söyledim. Post Modern Tiyatro anlayışı günümüz tiyatrosunu farklı bir noktaya taşıtı, bizlerde bu durumun farkındayız. Bu nedenle bir süre önce İnteraktif bir oyun ile birlikte Trabzon’un köylerinde ve Kuzey Kıbrıs’ın hemen hemen tüm ilkokullarında çocuk oyunu oynadım. Maksadım İnteraktif tiyatroyu anlamaktı. 1 ay içerisin de 150’ye yakın oyun yaparak, çocukların nelere tepki gösterdiğini oyuna nerede katılmak istediklerini keşfetmekti. Bunu bir yerde de yakaladım. Hazır olduğumu hissedince de ‘Herkes Oyuncu’yu’ yazdım. Gugulumdakiler ekibine yapmış olduğum deneyimi aktardım ve şanoya çıktık oynadık. Oyunun tamamı İnteraktif değildi çünkü grup yabancıydı bu duruma. Bir sezon yüzde 50’si interaktif olan bir oyun oynayan grubumuz bu durumu çözmüş durumda. Önümüzde ki yıllarda daha da başarılı olacağız. Seyircinin ilgisine gelince, kendilerini de oyunun içerisinde bir aktör olarak gördüklerinden oyundan çıkmayacaklar."
Ustabaşı: “Trabzon’da tiyatroya ilgi nasıl oluyor?”
Üçüncü: “Trabzon’da lokal tiyatro gurupları yapmış oldukları çalışmalar ile birlikte şehir de ses getirmeye başladılar. Aslında devletin oyuncularının yapması gerekenleri ne yazık ki, amatör olarak bu işi yapan tiyatro emekçileri yapıyor. Devletin oyuncularının biraz daha özverili olması gerekli olduğunu düşünüyorum. Amatör yâda özel tiyatro grupları çalışmaları ile birlikte Trabzon’da halk ile iç içe kalıyor. Böylelikle potansiyel olarak bir tiyatro izleyicisi kent genelinde oluşmuş durumda oluyor. Trabzon’da sezon açıldığı dönemden her gün bir tiyatro oyunu izleye bilirsiniz, bu Trabzon ayarında ki diğer şehirlerde görme olanağınız çok düşük bir durum. Burada Trabzon Tiyatrosunu destekleyen ve ödeneksiz olarak bu işi yapan arkadaşlarımıza şükranlarımı sunarım.”
Ustabaşı: “Tiyatro denince aklına ne geliyor?”
Üçüncü: “Tiyatroyu bir yaşam felsefesi olarak görüyorum. Tiyatro tarihine bakarsanız da bu duruma gelirken hep böyle gören isimler sayesinde hem gelişmiş hem de günümüze güçlü olarak gelmiştir. Çocuk yaşımda babam ile sahneye gittiğim ve ilk izlediğim oyunu unutmam. Sonrasında hayatımın gelişmesi içerisinde hep bir özlem olarak gönlümde durdu. Eğitim hayatımın sonrasında, bu sanata emek vermek, ter dökmek istedim. Gugulumdakiler Tiyatrosu ile de bunu şuan gerçekleştiriyorum. Türk Tiyatrosuna hizmet veren birçok tiyatro bilimcisinin hayatını okuduğumda da çok etkilendim. Galiba Anadolu insanın gariplikten doğan bir başarısı var, Muhsin Ertuğrul, Haldun Taner gibi isimlerin çekmiş olduk sıkıntıları keşfetmem beni de bir parça olsun bu işe itti. Tiyatro nedir? Sorunuza Muhsin Ertuğrul’un çocuk yaşta evini terk ederek vermiş olduğu mücadelenin adıdır söylerim.”
Ustabaşı: Dizilerde sıkça görüyoruz seni.. Peki, tiyatro mu sinema mı?
Üçüncü: “ Bu soruya klasik olarak herkesin vermiş olduğu bir cevap var. Genelde herkes Tiyatro söyler ama akılları hep beyaz perdedir. Yani ince bir siyaset yaparlar. Lakin öncelik sinemaya geldi mi o tarafa kayar tiyatroyu unuturlar. Günümüz Türkiye’sinde saf olarak tiyatroya tutulmuş pek isim bulamazsınız. Ferhan Şensoy gibi bir ismin haricinde Sinema mı Tiyatro mu? Sorusan kesintisiz ve tereddütsüz olarak tiyatro diyecek isim nadirdir. Şuan benim vereceğim cevabı böyle siyasi olarak algılanmasını istemem. Tiyatro derim. Sonra şöyle devam ederim. Tiyatro oyunculuğu ile sinema
Ustabaşı: “Trabzon’da sahne alan bir oyuncu neden İstanbul’u tercih eder? Mecburiyetten mi?”
Üçüncü: “Bu sorunun cevabı aslında bir önce ki sorunuzun içinde saklıydı. Tiyatro oyuncusunun İstanbul hevesi olmaz. İstanbul’da tiyatro izleyicisini yakalamak zordur. Pasta orada büyüktür. Ünlü isimlerin sahnelediği tiyatro gösterilerinden Trabzon’dan giden bir oyuncunun sahnelediği oyuna pek izleyici gelmez. Kırıntılara da oynamak oyuncunun performansını düşürür. Kadıköy’de Şevket Çoruh’un sahnesinden Emre Kınay’ın sahnesinden izleyici koparacaksınız. Üstelik bilet satacaksınız ve sahne parası vereceksiniz. Bu durum sadece Anadolu Yakası için birde Avrupa yakasını düşünün. Trabzon’da ki oyuncuların İstanbul hayali sinemadan dolayı oluyor. Tiyatroyu bir basamak olarak düşünenler bir an önce İstanbul’a gitmenin yollarını arıyorlar. Bu durumda Türk Tiyatrosunu öldürüyor. Sinema eşittir şöhrettir lakin şöhret eşittir sanat değildir.”