Hıncal ULUÇ'un Karadeniz Diskoları Saracak başlıklı yazısı şöyle:
Karadeniz diskoları saracak" dediğimde ve aynen bu başlıkla yazma kararı verdiğimde, temmuz ayının sonuydu.. Sunay Akın, Maçka Festivali'ne götürmüştü bizi Nebil, Ünal Ersözlü, Mesut Yar... Uçaktan inmiş, Trabzon'dan Maçka'ya geçmiştik. Millet yorgun, otelde nefes almaya karar verdi. Ben festival programına baktım... "Yahu bu gece yerel sanatçılar ve danslar var. Buraya bunun için geldik" dedim ve şehir meydanının yolunu tuttum... Sunay ev sahibi O da peşimde Gittik, bizi hemen en öne buyur ettiler İyi de ettiler... Yarım saat sonra Sunay'la birlikte gençlerin arasına karışmış çılgın bir dans yapıyorduk
Müthiş bir ritim, müthiş bir koreografi ki, seyre doyamıyorsun, ama oturmana imkân yok.. Hele de iki dünya tatlısı kız, yanına gelip kolundan çekerse ve "Bize katılın" derse
Meğer o gençler, sahnedeki ekip Karadeniz havası çalıyor diye horona kalkan seyirciler değil, işi hem de nasıl bilerek yapan bir adeta profesyonel ekipmiş
Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin "Karadeniz Uşakları Kolbastı Ekibi" miymiş Sunay'la beni büyüleyen, coşturan ve nefes nefese kalana dek dans ettiren gençler
Yardımcı Doçent, Görsel Sanat Yönetmeni Engin Erşen'in hazırladığı bir ekip, hem de nasıl bir koreografiyle oynuyorlardı
Öylesine bayılmıştım ki, dansa ve dansçılara "Bu çocukların adlarını köşemde yazacağım" dedim, o an..
Amma velakin
Yaz tatili... Fazıl'la Tel Aviv-Kudüs gezisi araya girince... Yaşamdan Dakikalar'da uzun uzun konuşunca, inanın, yazdım zannettim
Çarşamba sabahı Haşo'nun Kolbastı üzerine enfes yazısını okuyunca Yasemin'e "Şu benim eski yazıyı bul" dedim.. "Hangi yazıyı" dedi
Zorla arattım
Yok... Yazmamışım, iyi mi?
Onun için işte şimdi yazıyorum, o alkışlamaya doyamadığım, aralarında çok mutlu ve çok coşkulu dakikalar geçirdiğim gençlerin isimlerini
Merve Şahin, Cemre Akbulut, Hüseyin Kuru, Elanur Balaban, Şeyma Nur Maden, Nazan Baştan, Nurhayat Çolak, Cengiz Burak Yomralıoğlu...
Ritm o kadar güzel, dans o kadar hoştu ki, "Kolbastı en geç gelecek yaz tüm diskolarımızı basar" dedim... Görünüş öyle... Kolbastı, hızla yayılıyor... Karadeniz sınırları aşıldı. İstanbul'da çok sık karşıma çıkıyor
Şimdi bir akıllı pop müzikçi çıkacak, Kolbastı ritmiyle besteler yapacak, ya da orijinal kolbastı havalarını çok seslendirecek, o zaman seyreyleyin gümbürtüyü...
Kolbastı aslında, Karadeniz gettosunun oyunu
Yani bizim Slamdogcular icad etmiş
Kentin kenar mahallelerinden doğmuş, ordan merkeze yayılmış halk oyunu
Kenar mahalle çocukları ucuz içkiyle kafayı bulmuş arkadaşlarını toparlamaya çalışırken, jandarma baskınına uğruyorlar.. Koreografi bunu anlatıyor. Baş dansçı sarhoşu oynarken, ötekiler yardıma gelen arkadaşları ve basan jandarma oluyorlar
"Kol" derler ya Anadolu'da güvenlik güçlerine... Kol alemi basıyor işte...
Basacak... Kolbastı bu yaz bütün alemleri basacak
Hazır olun!...