Topkapı Sarayı içindeki Aya İrini Kilisesi'nde düzenlenen sempozyumda tarihçiler Prof.Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Feridun Emecan, Prof. Dr. Özer Ergenç bir araya geldi. Sempozyumda, Prof.Dr. Ortaylı, "Muhteşem Süleyman ve Avrupa" konularında görüşlerini dile getirdi.
Osmanlı harem yaşantısı ve devlet geleneklerini anlatan Prof.Dr. Ortaylı, Osmanlıda fethedilen her yerde aynı mimari anlayışın uygulandığını ve devlet geleneklerinin güçlü olduğunu belirtti. Prof.Dr. Ortaylı, dönemin Avrupa bürokrasisinin sürekli Osmanlı ile ilgili konuşmalara sahne olduğunu ifade ederek, film yapımcılığı konusunda tarihi bilgi sahibi olmanın ortaya konulan eseri başarılı ya da başarısız kılabileceğini belirtti. Son dönemde yapılan filmlere bakıldığında yakın zamanları anlatan filmlerin daha başarılı, daha eski dönemleri anlatan filmlerin daha başarısız olduğunu dile getiren Ortaylı, bu durumun soğukkanlılıkla sorgulanması gerektiğini anlattı. Ortaylı ayrıca, dönemin gerçeklerini anlatan tarihi kaynakların çoğunluğunun yabancılara ait olmasının da altını çizdi.
"Büyük padişahımızı hareme kapattılar diyerek gürültü çıkartmanın anlamı yok" diyen Ortaylı, şunları söyledi:
"Harem büyük bir müessesedir. Sizin bildiğiniz gibi harem değildir. Harem ön planda padişahın evidir. Devletin protokolünde bir numara konumundadır. Çünkü harem devlet ve saray hayatının en kritik geçtiği yerdir. Harem Osmanlı cemiyetine kadın yetiştiren önemli bir kurumdur. Oradan çıkan kadınların çok azı padişahın karısı olmuştur. Onların çoğu devlet adamları için yetişen kadınlardır. Haremde önemli ve büyük bir eğitim veriliyor. Saray kültürü önemli bir kültürdür. Ve o kültürü bugün araştırmacılar tam olarak götüremiyorlar.''
Sempozyumda, Kanuni Sultan Süleyman'ın yaptırdığı eserlere de değinen İlber Ortaylı, "Keşke bu film için gösterilen hassasiyeti Süleymaniye Camisi için de gösterebilseydik. Belediye burada bir çalışma yapıyor. Ancak onları bu konuda yalnız bıraktık. Caminin tadilatını yakından görmedik. Hemşeri kitlesi belediyeye bir destek vermedi" dedi.