Obezite ve Diyabet Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Haluk Recai Ünalp, halk arasında 'şeker hastalığı' olarak nitelenen diyabetin, son yıllarda tüm dünyada artış göstermekte olduğunu belirterek, diyabet hastalığının tedavi yöntemi, hangi diyabet hastalarının bu tedaviden faydalanabileceği hakkında detaylı bilgiler verdi.
Diyabet hastalığı cerrahi girişimle çözülebilir
Prof. Dr. Haluk Recai Ünalp, diyabetin çok eskiden beri bilinen ve vücudun birçok mekanizmasını (kalp damar, böbrek, göz, sinir sistemi, cilt vb) kötü etkileyen bir hastalık olduğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti: ''Tip-2 diyabetin cerrahi çözümü mümkün. Uygun hastalar, ameliyat ile hem şeker ilaçlarından hem de insülin iğnelerinden kurtulabilir. Yapılan ameliyatın başarı oranı yüzde 95 den fazla, yani insülin iğnelerinden kurtulmak ve şekerli gıda alsanız bile normal şeker seviyesi ile yaşamak mümkün. Biz ameliyat öncesi iyi ve detaylı bir ön inceleme yapıyoruz. Hastanın Tip-2 diyabet olması gerekli. Tip-1 için ameliyat yapılamıyor. Tip 2 diyabetli hastaya ameliyat öncesi yapılan bazı tetkikler sonrası kabaca ameliyat sonraki başarı oranı belirleniyor. Yani uygun olan hastaların belirlenmesi çok önemli.''
Diyabet cerrahisi
Sağlık Bakanlığının obezite ve diyabet cerrahisi uygulamaları ile ilgili olarak Ekim 2017'de bir genelge yayınladığını anlatan Ünalp, "Diyabet cerrahisi, laparoskopik cerrahi yani kapalı ameliyat yöntemi ile yapılıyor. Kapalı safra kesesi ameliyatına benziyor. Her biri bir santimetreden küçük 4 veya 5 tane küçük kesilerle karın içine giriliyor. Hem mideye hem de ince bağırsaklara müdahale ediyoruz. Böylece hastaların besin yolu ile aldığı şekerin kana geçişini azaltıyoruz. Pankreas rahatlıyor üzerindeki büyük yük kalkıyor. Böylece hem pankreasın insülin salgılama gücü hem de insülinin etki gücü artıyor. Kısa süre içinde kan şeker düzeyi normale dönüyor, şeker hastalığı geçiyor. Hasta 3-4 gün hastanede yatıyor ve taburcu olunca işine dönebiliyor. Kas kesilmediği için ameliyat sonrası ciddi bir ağrı olmuyor yani çok konforlu bir ameliyat. Hastalar 21 gün özel bir beslenmeye alınıyor. Sonra karbonhidratlar sınırlanıp normal diyete geçiyor. Bu dönemde şeker seviyesi normale dönüyor. İnsülin iğneleri ve tabletlere veda ediliyor." dedi.
Diyabetin tedavisinin tüm organ sorunlarına da olumlu etki sağladığını belirten Ünalp, "Yani aynı zamanda var olan obezite, reflü, uyku apnesi, bir çok akciğer hastalıkları, karaciğer yağlanması, metabolik sendrom, kolesterol yüksekliği, fazla kiloya bağlı bel ve diz ağrıları, adet bozuklukları, düşükler gibi bir çok hastalık düzeliyor. Hipertansiyon yüzde 95 oranında geçiyor ve hasta tansiyon ilaçlarını atıyor. Yaşam kalitesi yükseliyor ve hastalar kısa sürede normal yaşamına dönüyor. Yani uygun hastalar için tam bir çözüm diyebilirim. Daha iyi bir tedavi yöntemi bulununcaya kadar cerrahi girişim uygun hastalar için günümüzdeki en iyi yaklaşım diyebilirim. Başarı oranı çok fazla." diye konuştu.
31 yılda yüz binden fazla ameliyata giren Obezite ve Diyabet Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Haluk Recai Ünalp: ''Ben önce genel cerrahım, daha sonra bunun üzerine onkolojik cerrahi ihtisası yaptım. Hastalarımın acılarını sevinçlerini paylaştım. Onların abisi, kardeşi, dostu oldum. Obezite ve diyabet cerrahisine yıllarını vermiş bir profesör olarak cerrahi sonuçlar benim için bile çok şaşırtıcı ve gurur verici. Diyabet cerrahisi hayallerimizden daha fazla tedavi imkanı sağlıyor'' dedi.