Trabzon'da bir özel hastanenin Beslenme ve Diyet uzmanı Erden Abdüsselam balığın faydaları hakkında bilgiler verdi.
Havaların soğumasının beslenme açısından en güzel yanının balık tüketim döneminin başlaması olduğunu kaydeden Abdüsselam “Balık ve deniz ürünleri sağlıklı beslenme alışkanlığımızın temel yapı taşlarındandır. Çünkü balıketi süt grubu, kırmızı et ve yumurta gibi kaliteli bir protein kaynağıdır ve %18-20 oranında protein içerir. Proteinler dokuların yapım ve onarımı, enzim ve hormonları oluşturulması ve çalışması ve bağışıklık sisteminde yani vücudun yaşamını idame ettirmesi için elzem bir besin öğesidir. Balıketi proteini sindirim sistemi tarafından rahat bir şekilde sindirilip emilebildiği için vücudun bu proteinden yararlanma oranı yüksektir. Balıketi bağışıklık sistemi, göz işlevi ve kemik gelişimi için önemli olan A vitamini, kemik sağlığı ve gelişimi açısından önemli D vitamini, kan pıhtılaşmasında görevli K vitamini ve diğer protein kaynakları gibi B grubu vitaminler açısından zengindir. Ayrıca selenyum, magnezyum, çinko, kemik ve diş sağlığı açısından önemli fosfor, Karadeniz bölgesinde eksikliği görülebilen iyot açısından da iyi bir kaynaktır” dedi.
Balıketinin yağının uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleri olan omega-3 ( EPA, DHA) yağ asitlerinden oluştuğunu kaydeden Abdüsselam “Bu yağ asitleri vücut tarafından üretilmeyip dışarıdan almak zorunda olduğumuz elzem yağ asitleridir ve en iyi kaynağı balık yağlarıdır. Bu yağlar kalp damar sistemi, kan akışkanlığı, beyin fonksiyonları, bilişsel gelişim ve sinir iletiminde önemli görevleri vardır. Yapılan çalışmalarda EPA ve DHA yağ asitlerinin kalp krizi, kalp damar hastalıkları, depresyon, migren, eklem romatizmaları, diyabet, yüksek kolesterol, LDL kolesterolün düşürülmesinde, tansiyon ve kanser gibi pek çok hatalıktan korunmada önemli sağlık etkilerine sahip olduğuna dair sonuçlar elde edilmiştir. Ayrıca damar yüzeyini genişletip oksijen taşınmasını arttırmasıyla birlikte çocuklarda görülen astım hastalığına karşı direncin arttırılmasına yardımcı olduğu bildirilmektedir” diye konuştu.
BALIK İLE YOĞURT BİRLİKTE TÜKETİLİR Mİ ?
Balıktan fayda sağlamanın en önemli yolunun balığın yeterli miktarda, uygun pişirme yöntemlerini kullanarak ve sağlık açısından uygun balığın hem çeşit hem de tazelik olarak tüketilmesi olduğunu vurgulayan Beslenme ve Diyet uzmanı Erden Abdüsselam, şu önerilerde bulundu:
“Balığın kalitesi tazeliğine bağlıdır. Taze balığın gözlerinin parlak ve lekesiz olması, solungaçlarının kırmız pembe, pullarının ve yüzgeçlerinin diri, derisinin gergin ve sert, anüs kısmının sıkı şekilde kapalı, karın kısmının sert ve esnek, lekesiz, yırtık ve kabarık olmamasına, etli kısmına parmak ile basıldığında izin hemen düzelmesine özen göstermeliyiz. Taze balık satın alındıktan sonra en fazla 2 saat oda sıcaklığında tutulabilir. Dolapta saklayabilmek için pulları ve içi temizlenmeli, yıkanıp iyice kurulandıktan sonra uygun bir kapta buzdolabı ısısında 1-2 gün, derin dondurucuda ise 3-6 ay saklanabilir. Balıkta bulunan omega-3 yağ asitlerini alabilmek ve protein kalitesini düşürmemek için en iyi pişirme yöntemi buğulamadır. Bu şekilde proteinler diğer pişirme yöntemleri kadar yapısını kaybetmez hem de omega-3 yağ asitlerinin yüksek ısıda yapısını kaybetmediği için sindirim ve emilimleri yüksek oranda olur. Çiğ veya az pişmiş balık tüketimi hem B 1 vitamini açısından eksiklik oluşmasına sebep olmakta hem de parazitler, bazı bakteriler ve virüsler açısından risk oluşturmaktadır. Omega-3 yağ asitlerini alabilmek için haftada 2 gün toplam 300 gr yağlı balıklar (hamsi, orkinos, uskumru, somon), gebe ve emziklilerin ise haftada 3-4 gün yağlı balıklardan tüketmesi gereklidir. Balık ve yoğurdun ikisinin de taze olması koşuluyla birlikte tüketilmesi bilinenin aksine zehirlenme riski taşımamaktadır.”
(BK-ÖS-Y)