Dr. Balaban beyin kanamasının beynin damarsal hastalıklarına bağlı ortaya çıkan inmelerin yaklaşık %115'ini oluşturduğunu belirtti ve şunları söyledi: "Yapılan çalışmalarda hastalık için pek çok risk faktörü bildirilmiştir. Bu risk faktörleri, yaş, hipertansiyon, erkek cinsiyet, kanda pıhtılaşma bozukluğu oluşturan hastalıklar, genetik yatkınlık, etnik köken, ilaç ve madde kullanımını içerir. Beyin kanamalarından sonra sekel kalma oranı kanamanın yerleşim bölgesi ve büyüklüğüne bağlıdır Hastaların bir kısmında kanamadan sonra değişik şiddette sekel ve buna bağlı özürlülük oluşur. Bu nedenle beyin kanaması ile ilgili risk faktörlerinin mümkün olduğunca kontrol altına alınması, hastalığa bağlı özürlülük ve ölüm oranlarını önemli oranda azaltacaktır."
'Beyin kanamsında en yaygın etken yüksek tansiyondur' !
Beyin kanamasında en yaygın etkenin yüksek tansiyon olduğunu belirten Dr. Hatice Balaban, hastanelere başvuran ve tedavi altına alınan hastaların %80 'inde hipertansiyon bulunduğunu belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: "Hipertansiyonun beyin kanamalarının ortaya çıkmasında oynadığı rolün bir başka göstergesi; artmış kan basıncı ve buna bağlı olarak beyin kanaması riskinin yaşla birlikte artış göstermesidir. Hipertansiyona bağlı kanamalar beynin genellikle derin yapılarında görülür. Olay en çok sabah ve akşam 8 saatlerinde görülür. Bu saatler günlük fizyolojik kan basıncının yüksek seyrettiği saatlerdir. Artmış damar içi basınç atar damarlarda yırtılmaya neden olur. Hipertansiyona bağlı kanama büyüklüğü ise geniş kitle etkisi oluşturan kanamalardan, küçük mikro kanamalara kadar değişik boyutlarda olabilir.
Hipertansiyon, beyin kanamalarının tek ortaya çıkarıcı risk faktörü olmasa da, en önemli ve yaygın olanıdır. Ortaya çıktığında hem ölüm hem de özürlülük için önemli bir hastalık olan beyin kanamasında hipertansiyonun dikkatli ve etkili kontrolü, ciddiye alınması gereken bir toplum sağlığı sorunudur."