Trabzon Kamu Hastaneleri Birliği Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Çocuk Alerjisi ve İmmünoloji Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ayşegül Akan, toplumda en sık görülen alerjik hastalıklar alerjik rinit ve astım geldiğini belirterek, bu iki hastalığın aynı hastada birlikte bulunma oranının oldukça yüksek olduğunu söyledi.
Çocukluk çağında önce astımın ortaya çıkması ilerleyen dönemlerde ise alerjik rinit gelişebildiğini kaydeden Dr. Akan, “Toplumda en sık görülen alerjik hastalıklar alerjik rinit ve astımdır. Bu iki hastalığın aynı hastada birlikte bulunma oranı oldukça yüksektir. Çocukluk çağında önce astım ortaya çıkıp ilerleyen dönemlerde alerjik rinit gelişebildiği gibi, özellikle çocukluk döneminde önce alerjik rinit de gelişebilmektedir. Alerjik riniti olan hastalarda burun tıkanıklığı, akıntı, burun kaşıntısı ve hapşırık ana şikayetler olmakla birlikte bu şikayetlerle birlikte öksürük, geniz akıntısı, damak ve kulakta kaşıntı da görülebilir. Astımı olan hastalarda ise burun şikayetleri olmaksızın özellikle geceleri ortaya çıkan ve eforla gelişen nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi veya öksürük tipiktir. Küçük çocuklarda tekrarlayan bronşiolit varlığında mutlaka alerjik hastalıklar araştırılmalıdır. Benzer şikayetleri olan hastalarda alerjik duyarlanmanın tespit edilmesi için deri testleri yapılmalıdır. Bu testler yapılmadan önce olası bir alerjik reaksiyonu tedavi edebilmek için gerekli acil müdahale ortamı hazırlanmış olmalıdır. Çocuklarda yaşlara göre duyarlılık oluşturabilen alerjenler ve deri testlerinin değerlendirilmesi erişkinlerden farklıdır. Bu nedenlerden dolayı çocukluk yaş grubunda alerji testleri mutlaka ve sadece çocuk alerji uzmanları tarafından yapılmalıdır” dedi.
Bulunduğumuz mevsim itibariyle alerjik hastalığı olan hastaların şikayetlerinin arttığını kaydeden Dr. Akan, “Bulunduğumuz mevsim itibariyle de alerjik hastalığı olan hastaların şikayetleri artmakta veya tanısı olmayan ancak şikayetleri belirginleşen hastalar daha kolay tanı alabilmektedirler. Alerjik rinit ve/veya astımı olan hastalarda polen duyarlılığı mevcutsa havaların ısınması ve çiçek açma mevsiminin gelmesiyle birlikte burun akıntısı, burun kaşıntısı, hapşırık, burun tıkanıklığı ile birlikte gözlerde kaşıntı, sulanma, kızarıklık gibi şikayetler ortaya çıkmakta, astımı olan hastalar atak geçirebilmektedirler. Polen duyarlılığı olan hastalarda bu şikayetler özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında olmakla birlikte hassas olunan polene bağlı olarak erken yaz aylarında da devam edebilmektedir. Daha önce tanı almış ve duyarlılığı bilinen hastalar polen dönemi başlamadan hemen önce tedaviye başladıklarında alerjik belirtileri daha kolay kontrol altına alınabilmektedir. Bu nedenle çocuk alerji kliniğinde verilen tedaviler ve önerileri titizlikle uygulamalı ve kontrol muayenelerine düzenli olarak devam etmeleri önemlidir. Yeterli ve düzenli olarak kullanılan tedaviye rağmen cevap alınamayan ve şikayetlerinin alerjik duyarlanmaya bağlı olduğu bilinen hastalarda alerjen immünoterapisi, diğer adıyla aşı tedavisi de bir tedavi seçeneğidir. Bu tedavinin başarı şansı 4-5 yıl düzenli uygulandığında yüzde 85-90 oranındadır. Bu tedavi çocuk yaş grubundaki hastalara yalnızca çocuk alerji kliniklerinde uygulanabilmektedir” diye konuştu.