4 bin kadının meme kanseri nedeniyle hayatını kaybettiğini söyleyen Prof. Dr. Selin Kapan, “20 yaş üstü kadınlar ayda bir kez kendini muayene edip, 40 yaş üstü kadınlar yılda bir kez mamografi çektirirse meme kanseri ve buna bağlı ölümlerin riski yüzde 30 azaltılmış olur” dedi.
Yapılan araştırmalara göre, 2015 yılında 27 bin kadının kanser nedeniyle yaşamını yitirdiğini açıklayan Prof. Dr. Selin Kapan: “4 bin kadın meme kanseri nedeniyle hayatını kaybetti. Bu nedenle nedenle Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanlığı, 20 yaş üstü her kadının ayda en az bir kere meme kanseri açısından kendisini muayene etmeli. Yılda bir kez doktor muayenesi, 40 yaş üstü kadınlar için de yılda bir kez mamografi öneriliyor. Bu önerilere uyulduğunda meme kanserinden hasta kaybı yüzde 30 oranında azaltılmış oluyor.”
Kozmetik ürünler meme kanserinde etkili mi?
“Kozmetik ürünler kanser yapıyor” iddiasının yıllardır konuşulan bir konu olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kapan, “Kozmetik ürünlerin içeriğinde bulunan ‘paraben’ adlı maddeden dolayı bu iddialar ortaya atılıyor. Ayrıca yine bu ürünlerde bulunan koruyucu katkı maddeleri, ambalaj ve kutularında bulunan BPA’lar elbette insan sağlığına zararlı maddeler. Ancak yapılan deneysel çalışmalar ve araştırmalarda bu konuda tam olarak kanıtlanmış bir şey yok ve kesinleşmiş bir veri de yok” dedi.
“Teknoloji gelişti, daha kolay yakalıyoruz”
Meme kanserinin, meme dokusunun en yoğun olduğu dış-üst katmanda oluştuğuna dikkat çeken Kapan, “Deodorant gibi kozmetik ürünlerin bu bölgeye yakın olarak kullanılması, doğal olarak akıllarda böyle soru işaretlerine sebep oluyor. Öte yandan gelişmişlik düzeyiyle kozmetik ürünler kullanımının artması da, gelişmiş ülkelerde meme kanseri vakasının artışıyla paralel olarak bir haliyle şüphe yaratıyor Ancak gelişmişlik hususunda göz önünde bulundurulması gereken bir konu daha var. Günümüzde görüntüleme teknolojisi çok gelişti. Bu teknoloji gelişmiş ülkelerde daha ulaşılabilir bir hal aldı. Dolayısıyla meme kanserinin teşhis edilmesi eskiye nazaran daha kolaylaştı. Eskiden bir hasta meme kanseri olduğunu dahi bilemeden yaşamını yitirirken, bugün aynı bulgulara sahip bir hastaya, bu teknikler sayesinde rahatlıkla meme kanseri teşhisi koyabiliyoruz. Biraz da bu nedenle meme kanseri vakaları 45 yaş üstü kadınlarda görülürken artık 20’li yaşlara kadar indi. Çünkü hem yaşam süremiz uzadı ve gelişen görüntüleme teknikleri sayesinde benzer bir hastalığın taramasını yaparken meme kanserini de yakalayabiliyoruz” ifadelerini kullandı.
Meme kanserinden nasıl korunmalı?
“Kendi kendini muayene” işleminin detaylarını aktaran Kapan, “20 yaş üstü her kadın, âdet gördüğü sürece, menstrual dönemin bitiminden 4 ya da 5 gün sonra ellerinin iç tarafıyla her iki memenin arka göğüs duvarına bastırarak küçük dairesel hareketlerle kendi meme muayenelerini yapabilirler. Bunu düzenli olarak yaptıklarında kendi meme haritalarını kolaylıkla çıkarmış olurlar” ifadelerinde bulundu. Memede fark edilen her kitlenin kanser anlamına gelmediğinin altını çizen Prof. Dr. Kapan, “Burada önemli olan o kitlenin boyutu, şekli, sabit ve ya hareketli bir şekilde olup olmadığıdır. Memelerde görülen ‘kist’ dediğimiz su dolu, küçük kitleler genellikle iyi huylu kitlelerdir. Fakat her durumda meme konusunda deneyimli cerrahi uzmanına danışmak şarttır. Memede kanlı akıntı, meme başı çekilmesi, portakal kabuğu görünümü, meme kanserinin ileri evrelerdeki belirtileridir. Meme kanserinin ilk belirtisi ağrısız 1-2 cm’lik kitlelerdir. Bu kitlelerin oluşumu da 1-2 yıla tekabül eder” açıklamalarında bulundu.