Yaşlı nüfusun yaşam kalitesinin düşmesiyle depresyona girme oranlarının arttığı tespit edildi. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu tarafından gerçekleştirilen araştırmada, gelir düzeyi, eğitim durumunun düşmesi, egzersiz yapılmaması, kronik hastalıkların çoğalması depresyonu artıran etkenler olarak belirlendi.
İEÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Melahat Kızıl başkanlığında Huzurevinde Yaşayan Yaşlılarda Depresyon ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi başlıklı araştırma gerçekleştirildi. Kızıl’ın yanı sıra çalışmada, İEÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. İlgi Şemin, Hemşirelik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Filiz Öğçe, öğretim görevlisi Nursun Üstünkarlı, İEÜ Sağlık Kurumları Yöneticiliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gülem Atabay da yer aldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Gürçeşme Zübeyde Hanım Huzurevinde kalan ve kendi temel ihtiyaçlarını karşılayabilen 65 yaş üstü 74 yaşlı üzerinde yapılan çalışmada, katılımcıların yüzde 29,8’inde depresyon bulunmazken, yüzde 48,6’sında hafif depresyon, yüzde 21,6’sında yoğun depresyon saptandı.
“YAŞLILARI GÖZLEMELERİ GEREKİR”
İzmir Ekonomi Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Melahat Kızıl, yaşam kalitesinin toplumların genel refah düzeyini ifade ettiğini belirtti. Depresyon oranının artmasının yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini aktaran Kızıl, “Özellikle sağlık ve huzurevi çalışanları ile yaşlı yakınlarının depresyon yönünden yaşlıları gözlemeleri gerekir. Eğitim ve gelir durumu yükseldikçe yaşam kalitesi artmaktadır. Egzersiz de yaşlıların depresyona girme oranlarını azaltıyor. Kronik hastalık oranı arttıkça yaşam kalitesi azalıyor. Bu nedenle yaşlıların yaşam kalitelerini yükseltecek egzersizler, iyi beslenme, sosyalliklerinin artırılması gibi önlemler alınmalıdır” diye konuştu.
“YAŞLILARIN BÜYÜK KISMI DEPRESYONDA”
Katılımcıların yüzde 32,4’ünün çocuksuz, yüzde 43,2’sinin 7 yıldan fazla süredir kurumda kaldığının belirlendiğini vurgulayan Kızıl, yaşlıların yüzde 36,5’inin hiç ziyaret edilmediğini, yüzde 37,8’nin mümkün olsa yaşamak için kendi evini tercih ettiğini kaydetti. Katılımcıların yüzde 67,6’sının en az bir kronik rahatsızlığı bulunduğunu anlatan Kızıl, “Katılımcıların yüzde 75,7’si daha önce hastanede yatmış. Yüzde 29,7’si yardımcı günlük gereksinimleri yapmada güçlük çekiyor. Yaşlıların yüzde 29,8’inde depresyon bulunmazken, yüzde 48,6’sında hafif depresyon, yüzde 21,6’sında da yoğun depresyon saptandı” dedi.