İstanbul Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Selim Badur Türkiye'de bugüne kadar 2 bin 665 örneğin incelendiğini ve bunlardan 504'ünde domuz gribine rastlandığını bildirdi
Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti Grip Çalışma Grubu tarafından İstanbul Tıp Fakültesi Temel Bilimler Binası'nda düzenlenen ''3. Grip Günü'' basın bilgilendirme toplantısında konuşan Badur, ilk vakalarda domuz gribinin yurt dışından taşındığını, ancak artık virüsün yurt içine yerleştiğini söyledi.
Badur, ''Türkiye'de bugüne kadar 2 bin 665 örnek incelendi bunlardan 504'ünde domuz gribine rastlandı. Toplumda paniğe gerek yok, ama uyanık ve tedbirli olmak zorundayız'' dedi.
Selim Badur, vakaların görüldüğü illerin başında İstanbul'un geldiğini, turist girişinin yoğun olduğu Muğla'nın ikinci, Ankara'nın da üçüncü sırada yer aldığını söyledi.
Avrupa Grip İzlem Ağı (EISS) ve Fransa Ulusal Grip Referans Laboratuvarı Direktörü Prof. Dr. Bruno Lina da domuz gribine karşı ''teyakkuzda'' olmak gerektiğini dile getirdi.
Lina, mevsimsel grip aşısının domuz gribine karşı koruma sağlamadığını hatırlatarak, mevsimsel aşının yanı sıra birkaç ay içinde piyasaya çıkacak pandemik (salgın) aşının da yaptırılması gerektiğine işaret etti.
Diyabet, solum yetmezliği, lösemi, kalp hastalığı gibi kronik hastalığı olanlar başta olmak üzere özellikle hamilelerin mutlaka aşı olması gerektiğini belirten Lina, virüslerin en hızlı taşıyıcısının çocuklar olduğunu ifade etti.
Solunum yolu hastalıklarının tüm dünyada arttığını da anlatan Lina, bireysel tedbirlerle toplumda bir koruma zinciri oluşturmanın önemine dikkati çekerek, ''Aşı bizim dostumuzdur. Bir takım asılsız söylentilerle aşıdan kaçındığımızda büyük bir risk alıyoruz. Bugün büyük bir salgınla karşı karşıya değilsek, bunu aşılanmaya borçluyuz. Domuz gribinden ve mevsimsel gripten ölümleri aşıyla önleyebiliriz'' dedi.
-AŞI ÇALIŞMALARI-
Konuyla ilgili olarak basın mensuplarına verilen bilgide de salgınlar arası dönemlerde her yıl ortalama olarak dünya nüfusunun yüzde 5-30'unu tutan gribin her yıl 250-500 bin kişinin ölümüne ve büyük ekonomik kayıplara neden olduğu belirtildi.
Günümüzde Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) önerileri doğrultusunda çeşitli ülkelerde grip aşısının uygulanması konusunda kararlar alındığı ve belirlenen risk gruplarının ücretsiz aşılandığı kaydedilerek, bu bağlamda Sağlık Bakanlığının Türkiye'deki risk gruplarının ücretsiz aşılanmalarını kararlaştırdığı ve 2004 yılından başlayarak aşı ücretinin geri ödeme kapsamına alındığı hatırlatıldı.
Ancak buna rağmen Avrupa genelinde yüzde 75 civarında olan aşılanma oranının Türkiye'de yüzde 10'u aşamadığı ifade edildi.
Domuz gribi virüsünün hızla yayılım gösterdiği ve bulaş özelliğinin yüksek olmasına rağmen ölüm oranlarının mevsimsel gripte görülenin altında olduğu vurgulandı.
Türkiye'de Grip Referans Laboratuvarı olan Refik Saydam Hıfzıssıhha Başkanlığı ve İstanbul Tıp Fakültesi Viroloji Laboratuvarında hastalığın tanısının yapılabildiği de belirtilerek, İstanbul Tıp Fakültesindeki merkeze, 28 Eylül 2009 tarihine dek ulaştırılan bin 592 olası vakada yapılan incelemede toplam 394 adet Influenza A (H1N1)v pozitif olguya rastlandığı kaydedildi.
Influenza A (H1N1)v'ye karşı hazırlanmakta olan aşının büyük olasılıkla bu yılın Ekim ya da Kasım ayında kullanıma gireceği ifade edilerek, yapılan hesaplamalara göre önümüzdeki bir yıl içinde kuzey yarım küre için toplam 4,9 milyar doz pandemi aşısı üretimi öngörüldüğü belirtildi.
Aşı kullanıma hazır olduğunda tüm insanlara yetecek kadar aşı sağlanmasının günümüz teknoloji olanakları nedeniyle mümkün olmayacağı bu nedenle aşılanacak öncelikli grupların Dünya Sağlık Örgütü önerileri doğrultusunda, her ülkenin sağlık yetkilileri tarafından belirleneceği ifade edildi.
Gribe bağlı ölümlerin büyük çoğunluğunun hastalığın seyri sırasında meydana gelen zatürreye bağlı olduğuna dikkat çekilerek, pandemi aşısına erişemeyecek bireylerin Influenza A (H1N1)v ve diğer grip etkenlerinin getirdiği yaşamsal risklerden pnömokok aşısı ile korunabilecekleri anlatıldı.
Domuz gribine karşı aşı çalışmalarının son aşamaya geldiği, Sağlık Bakanlığı'nın konuyu yakından takip ettiği belirtilerek, iki doz olarak uygulanacak aşıdan 20-26 milyon doz sağlanması için gerekli adımların atıldığı vurgulandı.
Aşının belirlenen risk grupları dışındaki kişilere uygulanmayacağı ve aşıya serbest piyasadan erişilemeyeceği de belirtildi.