Dr. Deniz Işık Ada, diş boşluklarının implant uygulaması ile tedavi edilebileceğini söyledi.
Ağız, Diş, Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Uzmanı Dr. Deniz Işık Ada, “İmplant için bireyin kemik gelişiminin tamamlanmış olması gerekir. Bu, kızlarda 16-17, erkeklerde ise 18 olur” dedi.
Komşu dişlerden tamamen bağımsız olarak uygulanan implantın doğal görünüm isteyenlerin ilk tercihi olması gerektiğini belirten Uzman Dr. Deniz Işık Ada, yanlardaki dişlerin doğal olarak kalmasına olanak tanıyan bu yöntemin diğer tedavilere göre daha kullanışlı ve estetik olduğuna vurgu yaptı.
Özellikle dişsiz alt ve üst çenelerde kemik erimesi nedeniyle hareketlenme başlamış ve tutuculuğu azalan protezler için implant destekli protez öneren Dr. Ada, büyük azı dişlerin kaybı sonrası arka bölgesi dişsiz sonlanan ağızlar ve takıp çıkarılan protezleri kullanmak istemeyen hastalar için sabit köprü yapılabileceğini söyledi.
Tek diş eksikliğinde ise arkadaki dişleri korumak amaçlı implant kullanımını öneren Dr. Ada, önce kemik içine implant yerleştirilip daha sonra üst porselen yapısı yerleştirildiğini, uzun dişsiz boşluklar için de köprü ayağı olarak implantların yerleştirilerek köprü yapıldığını belirtti.
Dr. Deniz Işık Ada, implantın uygulanması hakkında ise şu bilgileri verdi:
“İmplant, cerrahi müdahale ile yerleştirilir. İmplantın kemikle kaynaşması alt ve üst çenede 3 ayda meydana gelir. Ancak bazı durumlarda doğru tanı ve tedavi yöntemiyle implant yerleştirildikten hemen sonra protez yapılabilir. İmplant ile ağız ortamı birleştirilir. İmplant üzerindeki mukoza açılıp iyileşme başlığı takılır ve dişeti iyileşmesi için 7 gün beklenir. Estetik porselen ya da zirkonyum üst yapısı yerleştirilir.”
İmplant uygulanabilecek bireyleri normal yara iyileşmesi olan, ağız hijyenini sağlayabilecek ve yeterli miktarda ya da yeterli miktara ulaştırılabilecek kemik yapısına sahip kişiler olduğunu kaydeden Uzman Dr. Deniz Işık Ada, çenedeki kemik yapısı uygun olmayanlar ve anatomik oluşumlara zarar verme riski olanlara uygulanamayacağını ifade etti.
Dr. Ada, ayrıca kalp rahatsızlığı olanlar, kanama ve pıhtılaşma sorunu yaşayanlar, diyabeti olanlar ile ağız hijyenini sağlayamayacak hastaların da bu gruba dahil olduğunu söyledi.