Trabzon İl Sağlık Müdürü Hakan Usta ve Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Köksal Hamzaoğlu Haber61 TV’de Haber61 Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Lakot’un konuğu olarak merak edilen sorulara cevap verdiler.
Usta, varyantın Türkiye ve Trabzon’da görülme sıklığının yüzde 80 olduğunu söyledi.
Trabzon’da bugüne kadar 100 Bin vaka görüldüğünü belirten Usta, günlük vaka sayısının 400-450 olduğunu dile getirdi.
Hakan usta ve Köksal Hamzaoğlu şu ifadeleri kullandı;
AŞI NEDİR, NE İŞE YARAR?
Hakan Usta:
Aşı korunmak demektir. Farklı bir anlamını ortaya koymaya gerek yok. Bazı hastalıklardan korunmak için yapılan bir uygulamadır. Hasta olanı tedavi etmek için kullanılan bir uygulama değildir. Şehrimizde ciddi bir şekilde aşılama yapılıyor. İki aşıyı da halkımıza sunmaktayız. Biontech ve Sinovac aşısı ile hizmetimizi sürdürüyoruz.
SİNOVAC VE BİONTECH’İN AŞILAMA PROGRAMI
Rehavet ne yazınki insanımızda var. İnsanlar aşı olduktan sonra “Ben hasta olmam” dürtüsüyle maskesiz ve mesafesiz hareket ediyorlar. Bu ülkemizde de dünyada da karşımıza çıkıyor. Aşılanmanın nasıl olduğunu anlatmak istiyorum. Aşılandım diyen insanların aşılanıp aşılanmadığına bakmamız gerekiyor. 1 doz yapılan aşılandım diyebiliyor aşılanma, aşı sürecinin tamamlanmasıyla olur. Sanki aşı olanda zaten aşı olan hasta olabiliyor diye bir kitle oluşturuyor.
Oysa şunu biliyoruz, Sinovac aşısını 2 kez 1 ay arayla yaptırmış olan kişi ondan 15 gün sonrasına kadar yine hasta olabilir. 15 gün sonra koruyuculuk başlıyor. O koruyuculuk da yüzde 90 seviyesinde. Ama 3 ay sonra koruyuculuğun dip yaptığı ve 1 doz daha yapılması gerektiğini bilim adamları ortaya koydu. Onu yaptıktan sonra da geçen 15 gün sonra da aşı programı tamamlanıyor.
Biontech de ise iki doz yapıldıktan sonra ondan sonra 15 gün geçince aşı programı tamamlanmış diye kabul ediyoruz. Onun dışında 1 doz yapılmış diğerini 6 ay sonra yapışmış vs gibi kişileri aşı yapılmış sınıfına koymuyoruz. Aşıyı tamamlamış kişilerin hastaneye yatma oranı sıfır.
DELTA VARYANT GÖRÜLME OLASILIĞI TÜRKİYE’DE VE TRABZON’DA YÜZDE 80
Delta varyant görülme olasılığı Türkiye’de ve Trabzon’da yüzde 80. Artık görülen vakaların hepsini delta olarak kabul etmeye başladık. Elimizde 150’ye yakın yatan hasta var. Bunlar pozitif olanlar. Bunun dışında yatan ve henüz şüpheli grubunda 40-50 kişi daha var. Vakalara bakıldığı zaman aşılama programını tamamlamış olan yok. Aşılanmasını bitiren kişilerin hastaneye yatış oranı sıfır. Onun dışında hastaneye yatan hiç aşı olmamış kişiler yüzde 50-55 kişi, diğerleri de aşılanma sürecini tamamlamamış 1 doz yapılıp diğerini yaptırmamış, 2 doz Sinovac olup 5-6 ay sonra yakalanmış, ya da aşılanmasını tamamladıktan sonra 15 gün geçmemiş olanlar. Şuanki hastaların hiçbirinde aşılanma programını bitirip de yatan bulunmuyor.
AŞI KONUSUNDA GÜZEL BİR GEÇMİŞİMİZ VAR
Köksal Hamzaoğlu:
2019 Yılından beri devam eden bir süreç var. Medyanın aracılığıyla sağlık okuryazarlığını bu vesileyle de arttırdık. Biz endemi, epidemi ve pandemi olarak 3 aşamalı biliyoruz. Bir hastalığın sıkça görünmesi epidemi, bir kıtanın belli bir salgından etkilenmesi epidemi, tüm dünyanın bu salgın altında kalmasına pandemi deniyor. Biz yıllardır Bakanlık olarak pandemi hazırlığındaydık. Bu hazırlık sayesinde çok şükür salgınla mücadele anlamında iyi bir mücadele sergiledi bakanlığımız ve Türkiye Cumhuriyeti. Birçok şey öğrenmeye başladık, aşı nedir, filyasyon gibi… Bizim aşı tarihiyle ilgili de güzelliklerimiz var. Bir Fransız büyükelçinin hanımı Osmanlı topraklarında yaşadığı zaman burada çiçek hastalığına karşı aşı yapıyorlar diyerek dünyaya tanıtmıştır. Biz henüz Türk koronavirüs aşısını tamamlayamadık ama aşı konusunda güzel bir geçmişimiz var.
Aşılama hizmetlerinde genişletilmiş bağışıklık programı altında bakanlık olarak uzun yıllardır mücadele veriyoruz. Pandemiye hazırlıklıydık, daha ziyade grip pandemisi düşünüyorduk. Bir başka virüse çalışırken korona ailesinden bir virüsle karşılaştık. Sağlık ordumuzun gücüyle ve devletimizin verdiği imkanla bugüne kadar geldik. Aşılama programını devam ettirirken bir takım mihraklar belki cehalet sahibi kişiler farklı şeyler söylerler. Mesela 2005-07 yılları arasında il dışında bir il müdürlüğü tecrübem oldu. O dönemlerde aşı kampanyaları düzenliyorduk doğu illerinde. Onları yaparken bazı tepkiler veriyordu vatandaşlar taşraları köyleri gezerken “Türkiye Kürtleri kısırlaştırmak için bize aşı vurmak istiyor” deniyordu. Aşıyla ilgili, aşı reddi, aşı tereddüdü ve aşı karşıtlığı diye 3 kategoriye ayrılabilir. Bizdeki genel olarak aşı tereddüdü diye düşünüyorum. Oluşan tereddütlerin giderilebileceğini düşünüyorum. Müdürümüz, bizler bütün personelimiz uğraşıyor. Bu tereddütleri doğru kaynaklardan bilgilenerek giderebiliriz. Aşı ile ilgili doğru kişilere soru sormak gerekir. Aşı konusunda, bir radyolog kardiyolog çok değerli kişiler olabilir ama her konuda topluma yol vermek hatalar olabiliyor. Halk sağlığı uzmanları, Enfeksiyon uzmanları aşı konusunda daha yetkindirler. Sağlık Bakanlığının bununla ilgili çok güzel web sayfaları var buralardan da bilgi alınabilir. Canlı bir süreci yaşıyoruz, daha önce bu aşıyı 5-6 yıl deneyip de sonuçları paylaşıyor değiliz. Onun için normal görüyoruz. Ummadığımız beklemediğimiz bir pandemiyle karşılaştık. Bu virüsün nasıl davranacağını da bilmiyoruz. Aynı virüs ailesinden gelen salgınları yine yaşamıştık ama aynı davranışları mı gösterecek bilemiyoruz. Dolayısıyla canlı bir süreci yaşıyoruz. O nedenle aşının şu kadar koruyacağını düşünüyoruz diyoruz. Aşıyı zaten acil kullanım onayıyla kullanıyoruz. İnsanları kaybediyoruz buna karşılık elimizdeki en büyük enstrümanımız aşı. Aşılara Sinovac’la başladık sonra iki alternatifimiz oldu. İnşallah Turkovac çıkacak. İlk başta Sinovac ile 2 doz aşılama yapılıyordu. En az 6 ay koruyacağınız düşünüyorduk ama 3 ay sonunda dip olunca araya başka bir şey ekleyip çapraz olarak Biontech ekledik.
TÜRK AŞISINI BEKLEYENLERE YANIT
Hakan Usta:
Bir musibetten güzel bir şey çıkacağını umut ederek yerli aşımızı bekliyoruz. Aşıya bizim şuan ihtiyacımız var. Türk aşısının çalışmalarının devam etmesiyle belki Kasım, Aralık’a sarkacak. Mümkün olan en kısa sürede üretmek için çalışıyorlar. Ne zaman geleceğini bilmediğimiz bir aşıyı beklerken biz ciddi bir kayba uğruyoruz. Korunan bir toplumdan ziyade korunamayan bir toplum oluyoruz. Kimi insanımız vefat ediyor, kimisi hastaneye düşüyor. Hastaneye düşen insanlara ayrıca ciddi bir harcama yapılıyor. Neresinden bakılırsa ciddi bir kayıp var. Biz aşılamayla salgını durdurmak zorundayız. Keşke Turkovac şimdi olsa onu kullanabiliyor olsak. Türk aşısının durumu bu.
ÇOCUKLAR AŞI OLACAK MI?
Çocuklarla ilgili durum ise bazı ülkelerde 12 yaşa kadar aşılanmanın indiğini görüyoruz. Biz de 18 yaşına kadar aşı yapılıyor. 17-18 yaş arasına ise veli oluruyla yapılabiliyor. Net şunu söyleyebiliriz 17 yaşı üzerindeki çocuklar da aşı yapılabilir. Tıbben ve uygulama olarak engel yok. Bunu duyurma konusunda elimizden geleni yapıyoruz. Zaman zaman sayın valimizle zaman zaman kendimiz birebir insanlara temas etmeye çalışıyoruz. Sosyal medyadan bana ulaşan ve korktuğunu söyleyen bir vatandaşımızı geçen gün aşı yaptırdık. Doğru bilgileri aktarmaya çalışıyoruz. Sizler bize destek oluyorsunuz. Ancak bazı kesimler bunu farklı bir boyuta taşıyor. İnsanları onlardan uzaklaştıramıyoruz o kanaatlere inanıyorlar.
SİNOVAC ETKİSİZ DEMEK DOĞRU DEĞİL
Köksal Hamzaoğlu:
Devletimiz hiçbir fedakarlıktan kaçınmayarak yurtdışından iki farklı aşıyı bize getiriyor ve mükemmel bir soğuk zincir ağıyla bunu bizi ulaştırıyor. Biz önce şunu dememiz lazım hangi aşıya ulaşabiliyorsak onu yapılmamız lazım. Aşılanmayıp ertelemeyi hiçbir şey makul kılamaz. Mesela bir aşımızın bize gelmediğini farz edelim aşı zamanımız gelmişse hangi mevcut aşı varsa onunla korunmamız lazım. Sinovac’ın etkinliği yok diye bir bilimsel sonuç yok öyle bir şey diyemeyiz. İki aşının mevcut olduğu durumda seçme kabiliyetimiz var. Şuanda elimizdeki bilgilere göre senin kronik hastalığın ilerlemiş yaşın yoksa Biontech olmanda sakınca yoksa Sinovac da varsa Biontech olabilirsin. Turkovac ile Sinovac aynı aşının Türk üretimi olacak. Sinovac olma deyince Türk aşısını da yok saymış oluruz. Sinovac etkisiz demek doğru değil. İki dozundan sonra 3.’sü eğer mümkünse Biontech tercih edilir değilse Sinovac ile de olur. Zaten Biontech 2 tanesi yeterli sayılıyor. Yurt dışına çıkış işlemlerinde tanınmıyor ancak bir süreç meselesidir Sinovac da akredite olacaktır. Şuanda yurtdışına gidecekler Biontech iki doz olduktan sonra gittikleri yerde izolasyon altına alınmıyor. Henüz son noktası koyulmamış çalışmalarla topluma bazı yönlendirmeler yapıyoruz.
Aşı olmuş bir insanın yüzde yüz koruyucu olmadığı için hasta olma şansı var. Daha önce hastalanmış birisinin de iyileştikten sonra tekrar hastalanma şansı var. Her iki durumda da hastalıklarını nasıl atlatacakları sorusu güzel bir soru. Bireysel olarak hiç kimse aynı tepkileri vermiyoruz. Aynı değiliz, aynı ilaçları almıyoruz, aynı yaşam standartına sahip değiliz, dolayısıyla aşıya herkes farklı bağışıklar kazanıyor. Bana yapılan aşı farklı size yapılan aşı farklı koruyabiliyor. Aşının üzerinden belli bir süre geçmesi çok önemli. Bağışıklık kavramı çok farklı bir şey. Hafıza hücreleri var, antikor seviyeleri sıfırlanmış dahi olsa o virüsü gördüklerinde korumaya geçiyor. Aşılanmış birisi hasta olsa bile daha hafif geçirecektir. Hastalığı geçirmiş kişi de aynı şekilde bir daha olduğunda daha hafif geçirecektir.
Bütün kısıtlamaların kalktığı bir dönemde yaşıyoruz. Hastanelerimiz geçen yılki kadar dolmamış, kısıtlamalar son derece arttırılmış durumdaydı. Şimdi bunlar yok, vaka sayısı artmış ama bunu yönetebiliyorsak bunun sebebi aşıdır.
AŞILARIN YAN ETKİSİ VAR MI?
Hakan Usta:
Aşı, ilk kez uygulanan bir şey değil. Çok eskiden beri uygulanmaktadır. Şimdiye kadar geriye dönüp bakıldığında genetik değiştirecek gibi bir veri yok. 5 yıl sonra farklı bir hastalık olacak diye bir durum yok. Başka hastalıklar yapabilir mi diye sorduğunuzda, aşıdan bir gün sonra vefat edeni de, 3 ay sonra kalp krizi geçireni de aşıya bağlayanları görüyoruz. Ben de kendi sosyal medyamdan aşı ölüme çare değil diye yazmıştım. Aşı koronavirüsle ilgilidir, siz ertesi gün kalp krizi geçirebilirsiniz, idrar yolları enfeksiyonu da olabilirsiniz bunun aşıyla alakası yok. Bazı yan etkiler olabilir ama bunlar 10’da bir ya da 100’de bir olan tarzda değil.
Kovid aşısı üretilmiş ve bir şekilde insanları korumak için yapılıyor. Biz de dahil aşımızı yaptırdık. Milyonda bir olan yan etkilere kapılıp da bu aşıdan nimetten uzak durmasınlar. İlaçların içerisini okuduğunuzda her ilaç belli yan etkiler yazar. Bunları söyleyen halkımız onları okusa hiçbir ilaç kullanmaması gerekir.
Kovid aşısı özellikle Biontech bazı kişilerde farklı reaksiyonlar veriyor. Bir bilim adamının yayınında şunu gördük, Biontech aşısında lenf bezleri denilen koltuk altı bezlerinin şişmesi daha çok antikor geliştiriyor denildi. Bazı aşılar bazı insanlarda farklı etkiler yapabiliyor. Kırgınlık, halsizlik gibi… Bunlar olabilecek şeyler ama hiçbiri aşının terkedilecek tarzda komplikasyonlar değil. Kişi belli şikâyetler yaşıyorsa dinlenip geçirebilir ama Kovid olup da hastaneye yatarsanız bu kadar kolay geçiremeyebilir bunu düşünmesi lazım.
Turizm İşletmeleri, kafeler VS gibi yerlerde Belli bir oranda mesela aşı olanlara indirim yapılıyor. Pozitif ayrımcılık anlamında yayılmaya başladı. Otobüs şirketlerinde oldu belki uçaklarda da olacak. Aşıya karşı sempati oluşturmaya çalışıyoruz. Turizmden beslenen bir şehiriz biz, turizmden beslenen şehirlerin kapanmaması lazım. Şehrin yaşaması için kampanyaları oraya koyduk. Güzel dönüşler de oluyor. İşin negatif tarafına da baktığımızda cezalandırma konusu türlü görüşmeler oluyor ama neler olacağını zaman gösterecek.
Aşı sadece hastalıktan değil mali kayıptan da koruyor. Esnafımızın çalışabilmesi, çalışan insanların işinin devam edebilmesi için bu aşıya ihtiyacımız var. Toplumsal ferahımızın devamı için de aşı olmalıyız.
AÇIK HAVADA YETERLİ MESAFE OLMASI DURUMUNDA MASKE TAKILMASINI DOĞRU BULMUYORUZ
Köksal Hamzaoğlu:
Maske konusunda DSÖ tarafından standart haline getirilmeye çalışılsa da ülkeler arası duyarlılıklar farklı olabiliyor. Dışarıdan Türkiye’ye gelenlerde o nedenle farklı davranışlar olabiliyor. Mesela en azından Türk hava şirketlerinin yurtdışı gidiş geliş uçuşlarına katılan tüm yolcular PCR testinden geçiyorlar. En azından buraya negatif sonuçla geldiklerini biliyoruz. İlk başta gelen kişiler mutlaka gözetime alınıyordu. O zaman aşı yoktu. Bizde tanınmış imkanlar gibi tüm devletlerin imkan tanıdığını aşılanmanın yaygın yapıldığını söyleyemiyoruz. Aşısız olanlar da gelmiş olabilirler. Ama tekrar dönüşlerde aşı olmak mecburiyetindeler. Şuanda yönetilemez bir sorun görmüyorum.
Bir şeyi sürekli yapıyor olmak doğru yapıyor olduğunuzu göstermez. Siz maske takıyor olabilirsiniz ama maskeden doğru faydayı elde edemiyorsunuzdur. Biz mesela aramızda yeterli mesafe olduğunu düşünerek maskesiz bu yayını gerçekleştiriyoruz. Bu yayını maskeli gerçekleştirmeye kalksak bu bizi yorar. Açık havada yeterli mesafe olması durumunda maske takılmasını doğru bulmuyoruz. Nefesimizle, konuşurken ağzımızdan çıkacak parçacıkları karşı tarafa bulaştırmayacak mesafedeysek takmamıza gerek yok. Bir kişiyle 15 dakika maskesiz muhataplığınız farklıdır daha uzun sürede farklıdır. Günde 2-3 kez değiştirmemiz lazım. Nemlenmemişse 3-4 saatte bir değişmeliyiz. Nemlenmişse anlık olarak değişmeliyiz. Biz nefes alıp verdirirken verdiğimiz karbon monoksiti maske içerisinde tutup da tekrar nefes aldığımızda karbon monoksit solumuyoruz. Gaz maskesi gibi değil.
TRABZON’DA VAKA SAYILARI
Hakan Usta:
Biz şuana kadar 600 bin civarında test yaptık. Elimizden geldiğince temaslı gördüğümüz kişileri test yaparak gerekirse pozitifler kervanına ekleyerek tedavilerini evlerine kadar ulaştırdık. Yaklaşık şimdiye kadar 100 bin vakamız oldu. Şuana kadar belki 4. Dalgayı yaşıyoruz. Bayramdan hemen önce günlük vaka sayısı 50 iken şuan günlük 450. Bu da demek oluyor ki hızlıca bir dalganın ya içindeyiz ya tepesindeyiz ya da eteğindeyiz. Bir şekilde yukarıya yükseliş devam ediyor. 3 gün önce 300-350 diyorduk şuan 400-450. Aşısızlar başta olmak üzere aşı takvimini tamamlamamış olanlar yüzde 90’ı oluşturuyor. Bu çok ciddi bir durum. Vakalar bu kadar serbestliğe rağmen bu rakamları görüyoruz. Aşı olmamış olsaydı belki 2-3 katı rakamları görecektik. Başta insanlar korku ve kısıtlılıkla hareket ediyordu. Şimdi tek dayanak aşı. Ona dayanarak bu kadar sıkıntı yaşamamak için insanlarımız aşısını olsun takvimini tamamlasın. İlk dozunu olup ikincisini yaptırmamış ya da iki Sinovac olup 3.yü olmamışlar var.
Aşı tedariki ile ilgili Almanya’daki fabrika üretimi nedeniyle sıkıntılar yaşandı. Biz şehrimizde bu sıkıntıyı çok yansıtmadık. Randevulu olanlar için eldeki aşıyı bloke ettik, onlara ulaştırarak hizmeti aksatmadık. Randevusuz gelenlere de isterseniz Sinovac olabilirsiniz dedik. Bir kısmı da Biontech isteyenler oldu onları da öteledik. En geç pazartesi günü aşının tedariki ile ilgili sorun ülke çapında kalkıyor. Hangi aşıyı bulabiliyorsa yapılın kervana katılın. Toplumsal bağışıklık için çok önemli. Meydandanki çadırımız da çok ilgi gördü. Orada insanlar çoğunlukla biontech istediği için ve polemiğe yol açmamak için bir süreliğine kapatmıştık. Randevusuz aşı yapılabilir duruma gelindiğinde tekrar orayı açacağız.
ERKEN UYARI BİLDİRİM SİSTEMİMİZ VAR
Köksal Hamzaoğlu:
Erken uyarı bildirim sistemi diye bir şeye sahibiz. Bir hastalık o gün ayın yılın değerlerin üzerinde olduğunda alarm veriyor. Biz de bunun ardından neden sonuç ilişkisini araştırarak raporlandırmak durumundayız. Dolayısıyla hekimlerin koyduğu tanılar üzerinden hastalıkların sayısal olarak istatistiğini tutuyoruz. Mesela Ağustos ayındaki ishali Nisan ayıyla kıyaslayamayız. Onu bir önceki ağustos ayıyla karşılaştırabiliriz. Orada bir farklılık gördüğümüzde o alarm değerleriyle karşılaşıyoruz. Sağlıkta bir şeyi tek bir sebep bağlamak kadar kolay bir yolumuz yok. Keşke o kadar kolay olsa o kadar kolay işin içinden çıkabilsek. Mesela biz buna turist ishali deriz. Seyahat faaliyeti ister istemez var. Yolculuk sırasında insanlar bazı yerlerde yemek yerler vs böyle bir ishal olur. Örneğin fındık ayındayız bahçe yaşamı var, deniz sezonu yaşamı var, su kesilip geldiğinde bekleme kaynaklı oluşan şeyler var biraz akıtıp içmek lazım, tüm bunlar sebep. Trabzon’da böyle bir sorun şuan yok.
AŞI PROGRAMINDA HIZLICA MAVİYE DOĞRU YOL ALMAYI UMUT EDİYORUM
Hakan Usta:
17-18 yaşında bizde çok fazla aşılanmış kişi yok. 18 ile 50 yaş arasında ise aşı oranımız düşük şehrimizde. Her gün bakanımız istatistikleri paylaşıyor. Hızlıca mavi olmak durumundayız, hareketi çok fazla olan bir iliz. Aşı ile ilgili muhataplığı arttırmalıyız. İnsanlarımızdan aşı olmalarını, iki aşımızın olduğunu ikisini de yapılabileceklerini, yan etki olarak ikisinin de aynı yan etkileri olabileceği ve herkeste olacak diye bir durum olmadığını söyleyerek aşı programında hızlıca maviye doğru yol almayı umut ediyorum.
“AŞI DİYE BİR SİLAHA SAHİBİZ”
Köksal Hamzaoğlu: Aşının en büyük silah olduğunu, aşı da olsa yüzde yüz koruyucu olmadığını, aşı olarak toplumsal bağışıklık oluşturmadıktan sonra tedbirler devam etmek zorunda. Uzun zamanca bir dönemdir sağlık personelinin yürüttüğü bir çalışmanın içerisindeyiz. Aşı diye bir silaha sahibiz. Tedarik sıkıntısı olmadığı sürece 1 günde 18 bin aşı yapmış bir iliz. Bunu da sağlık personelimizin çalışmalarıyla yaptık. Bir bütün olarak sağlık ordusunun emekleri var. İlçe yöneticilerine bir çok kez ifade etmişimdir, torunlarımıza anlatacağımız bir başarı hikayesi yaşıyoruz.