13 Eylül Dünya Sepsis Günü nedeniyle Fırat Üniversitesi (FÜ) Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Azize Beştaş ve öğretim üyesi Doç. Dr. İsmail Demirel tarafından Sepsis hastalığı, tedavi yöntemleri ve sonuçları hakkında bilgilendirme toplantısı düzenlendi. FÜ Hastanesi Konferans Salonunda düzenlenen bilgilendirme toplantısına Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kazez, Hastane Başhekimi Prof. Dr. Refik Ayten, öğretim üyeleri ile çok sayıda davetli katıldı.
Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Kazez, bugün itibari ile Türk Yoğun Bakım Derneğinin katkılarıyla Sepsis hastalığına karşı farkındalık oluşturmak amacıyla 52 il de 117 Hastane de 200’e yakın öğretim elemanı tarafından bilgilendirme toplantısı düzenlendiğini belirtti.
Sepsis hastalığının tüm dünyada giderek artan bir tehdit olduğuna dikkat çeken FÜ Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. İsmail Demirel, sepsis hastalığının enfeksiyonlara karşı vücudun oluşturduğu normal dışı yanıtın organ fonksiyonlarında bozukluk ve yetmezlik oluşturması sonucunda ortaya çıkan ve ölüm oranı oldukça yüksek olan bir hastalık olduğunu söyledi.
"Dünya’da her yıl 31 milyon 500 bin kişide Sepsis gelişiyor"
Dünyada her yıl 31 milyon 500 bin kişide Sepsis geliştiğinin tahmin edildiğini dile getiren Doç.Dr. Demirel,"Sepsis gelişen hastaların ölüm olasılığı hastanın genel sağlık durumu ve yaşı, tanı koyulma zamanı, tedavinin başlama zamanı, tedavinin yeterliliği, tedavinin yapıldığı sağlık kuruluşunun yeterliliği, hastalığın şiddeti gibi nedenlere bağlı olarak yüzde 20-80 arasında değişir. Ülkemizde sepsis gelişen hastaların hastane ölüm oranları hastalığın şiddetine bağlı olmakla birlikte ortalama yüzde 60 civarındadır. Her yıl Sepsis gelişen hastaların 5.5 ile 8 milyonunun hayatını kaybettiği düşünülmektedir. ABD’de her yıl 1 milyon 670 bin kişide Sepsis gelişmekte ve bu hastaların 258 bini hayatını kaybetmektedir. İngiltere’de her yıl 150 bin ile 260 bin kadar sepsis vakası görülmektedir. Sepsis akciğer kanseri-prostat kanseri-meme kanseri-AIDS toplamından daha fazla kişide görülmektedir. Türkiye de henüz bu hastalıkla ilgili bir veri bulunmamaktadır” dedi.
"Sepsis’e karşı farkındalık büyük önem taşıyor"
Sepsis’e karşı savaşta sağlık personelinin ve halkın farkındalığının büyük önem taşıdığını dile getiren Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Azize Beştaş ise, Tanı ve tedavinin gecikmeden yapılabilmesi ve böylelikle sepsis görülme sıklığı ile sepsis nedeniyle ölümlerin azaltılabilmesi için halkın farkındalığının büyük önem taşıdığını aktardı.
Sepsis hastalığının tedavi yöntemleriyle ilgili bilgi veren Prof. Dr. Beştaş, “ Sepsis kişiler arasında ayrım yapmaz. Genç, yaşlı, zengin, fakir, ırk ve cinsiyete bakmaksızın ölümcül klinik tabloyu oluşturur. Bağışıklık sistemi zayıflamış, 65 yaşında veya daha yaşlı, 1 yaşından daha küçük kişilerin riski daha yüksektir. Kronik hastalıkları olanların riski daha yüksektir. Örneğin Şeker hastalığı, AIDS, kanser, böbrek veya karaciğer hastalığı, ciddi yanık ve fiziksel travma gibi. Kronik hastalığı olanların enfeksiyon risklerini azaltmak için neler yapmaları gerektiğini doktorlarından öğrenmeleri gereklidir. Örneğin şeker hastalığı olanlarda kan şekerinin kontrol edilmesi. Sepsis hastanelerdeki yoğun bakım ünitelerinde tedavi edilir. Enfeksiyonlar tedavi edilir, hayati organ fonksiyonlarının devamlılığı sağlanır, kan basıncı düşüşüne engel olunur. Bu amaçla antibiyotikler ve çeşitli serumlar kullanılır. Normal kan basıncını ve kan oksijen düzeyini devam ettirmek için hastalara serumlara ek olarak serum içinde değişik ilaçlar verilir, oksijen uygulanır ve suni solunum cihazlarına bağlanılarak solunumları desteklenir. Böbrek problemi gelişen hastalarda ilgili ilaç tedavileri ve farklı diyaliz uygulamaları yapılır. Tüm bunlara ek olarak çok farklı başka tedavi yöntemlerinin bir arada kullanılması gerekli olabilir” ifadelerine yer verdi.