Uzmanlar, çok ciddi sosyal sorunlara hatta boşanmalara bile neden olabilen horlama sorununa karşı uyarılarda bulundu.
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Opr. Dr. Ahmet Yılmaz, “Horlama, burun, ağız, dil kökü, dil, küçül dil, çene ve sinüslerin anatomik bozuklukları, alkol ve sigara tüketimi, alerjiler, soğuk algınlığı ve kilo gibi çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir. Sabahları yorgunsanız, baş ağrınız varsa, unutkanlık başladıysa uyku apnesinden de şüphelenmek gerekir” dedi.
Sırtınıza top koyabilirsiniz
Uykuda solunum düzensizliklerine neden olmayan horlama şikayetlerinin, basit bazı önlemlerle ve ameliyatsız tedavi edilebildiğini dile getiren Opr. Dr. Ahmet Yılmaz, şu bilgileri verdi: “Horlama tedavisinde kilo verme, akşamları hafif yemekleri tercih etme, yüksek yastıkla yatma, burun bantları yapıştırma gibi basit önlemler genellikle çok faydalı olmaktadır. Faydalı diğer bir yöntem ise sırta tenis topu büyüklüğünde bir top bağlayarak yatmaktır. Sırtüstü pozisyonda horlama daha sık ortaya çıktığından, ilk bakışta garip gibi gözüken bu yöntem çoğunlukla etkili olmaktadır. Kişi uykuda her sırtüstü pozisyona geldiğinde toptan dolayı rahatsız olacak, bu yüzden belki farkında bile olmadan yana dönecek ve horlamadan uyuyabilecektir. Şiddetli horlama ve uyku apnesi bir araya gelmiş ise bu önlemler yeterli olmaz ve daha ileri tedavi teknikleri gerektirir. Horlamayı giderici ameliyatlar bu ileri tedavilerden biridir. Son zamanlarda bu ameliyatlar, özellikle lazerli aletler kullanılmak suretiyle basit ve lokal anesteziyle dahi yapılabilir duruma gelmiştir. Ancak bu ameliyatlar rastgele yapılmamalı, her şeyden önce rahatsızlığın basit horlamadan ibaret olup olmadığı iyi belirlenmeli, başka bir deyişle mutlaka doğru teşhis konulmalıdır. Bunun için en doğru yol, bir KBB hekiminin ayrıntılı endoskopik muayenesi ve gerekiyorsa kişinin bir uyku laboratuvarında değerlendirilmesidir.”
Bu belirtiler uyku apnesinin işareti
Opr. Dr. Ahmet Yılmaz, uyku apnesi belirtilerini şöyle açıkladı: “Uykuda solunum durması olanların hemen hepsi horlar ancak her horlayanda apne var demek doğru değildir. Üst solunum yollarındaki darlığın ileri boyutta olduğu durumlarda, uykunun başlamasıyla birlikte yumuşak dokuların gevşemesi ve nefes alma sırasında oluşan negatif basınç dolayısıyla solunum yolunun tıkanması, böylece ağız ve burundan hava girişinin en az 10 saniye süreyle engellenmesiyle oluşan ciddi bir durumdur. Nefes durmaları sırasında kandaki oksijen miktarı önemli ölçüde azalır, dolayısıyla kalp, beyin ve diğer organlara yeterli oksijen ulaşmaz. Apne nefes durması demektir. Kesin tanı ancak konuyla ilgili uzman hekimlerin değerlendirmesi ve uyku laboratuvarında yapılacak uyku incelemesiyle konulur. Hastanın apneden şüphelenmesi gereken belli başlı sorunlar şöyledir: Sabah şiddetli ağız kuruluğu ile uyanma, sabah baş ağrıları, eskiye oranla daha sinirli ve daha tahammülsüz olma, anksiyete, konsantrasyonu sürdürmede güçlük, çocuklarda okul başarısının düşmesi, unutkanlık, eskiden olmadığı halde gece bir veya daha fazla kez tuvalete kalkma, yine eskiye oranla belirginleşen ve iklim şartlarıyla açıklanamayan gece terlemeleri ve cinsel istekte azalma.”
Aşırı kilo da horlamaya yol açıyor
Horlamaya karşı alınabilecek önlemleri sıralayan Opr. Dr. Ahmet Yılmaz şunları söyledi: “Aşırı kiloluysanız, kilo verin. Aşırı kilolu kişiler boğazda horlamaya katkıda bulunan fazladan dokulara sahip olabilirler. Kilo vermek horlamayı azaltmaya yardımcı olabilir. Sırt üstü uzandığınızda, diliniz boğazınıza geri çekilerek, hava yolunuzu daraltarak hava akışını kısmen engeller. Gece sırt üstü uyumayı engellemek için, pijamanızın arkasına bir tenis topu dikmeyi deneyin. Yastığınızı yükselterek başınızın bedeninizden yüksek olmasını sağlamak horlama ihtimalini azaltır. Burun köprüsüne uygulanan yapışkan bantlar birçok kişinin burun geçiş alanını genişleterek daha rahat nefes almasına yardımcı olur. Alkol ve sigaradan uzak durmak da horlamayı azaltacaktır. Tüm bunlara rağmen devam eden horlama sorunlarınız ile ilgili Kulak Burun Boğaz hekimine müracaat etmek gereklidir.”