Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi Medikal Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Özkan,yaptığı açıklamada, akciğer kanseri oluşumundaki en önemli etkenin sigara olduğunu söyledi.
Sigaradaki kanserojen maddelerin farklı yönlerde akciğer kanseri oluşumunu etkileyebildiğini vurgulayan Özkan, şöyle devam etti:
"Geçmişte filtresiz sigaralar yaygınken epidermoid tipi akciğer kanserleri görülüyordu ama son yıllarda bunun önemli bir kısmını adeno kanser oluşturmaya başladı. Adeno kanser, halk arasında ve tıp camiasında sigarayla ilişkisiz ya da az ilişkili gibi görülüyor ama bunların önemli bir kısmının altında sigara yatıyor. Sigara içmeyen hastalarda da bu kanser türü gelişiyor. Son yıllarda tedavide en önemli gelişmeler de bu grupta yaşanıyor."
Özkan, özellikle adeno kanser türünün yüzde 4-5'lik kısmında ALK geninde mutasyon görüldüğüne dikkati çekerek, genin iç yapısında yaşanan değişiklik sonucu aktif hale gelerek kanser gelişimini tetiklediğini anlattı.
- "Akıllı ilaçlar"
İkinci mutasyonun da EGFR geninde olduğuna dikkati çeken Özkan, "Bu mutasyon özellikle sigara içmeyen kadınlarda ve adeno kanser tipinde daha sık görülüyor. Hastaların yaklaşık yüzde 10-15'inde rastlanıyor. Bu mutasyonların tespiti, bugün için dünyada akciğer kanseri tedavisinde standart duruma geldi. Bütün hastalarda, özellikle adeno CA tipi olanlarda, bu mutasyonlara bakıyoruz. Birçok merkez bunun için altyapısını oluşturdu. Bizim üniversitemizde de şu anda bunlara bakılıyor. Bunlara baktıktan sonra tedavi planlamasını tam olarak yapıyoruz" diye konuştu.
Prof. Dr. Özkan, özellikle adeno kanser tipinde etkili olan bazı kemoterapi ajanları belirlendiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Akıllı ilaç olarak tabir edilen kemoterapi ajanları, akciğer kanserinde daha uzun süre hastalığı kontrol altına alabilme imkanı sunuyor. İleri evre kanserlerde hastalarımız daha uzun süre kontrol altında tutulabiliyor ve daha uzun yaşama şansı elde edebiliyor.
Epidermoid kanser türünde ise son yıllara kadar çok fazla bir gelişme yoktu. Çok yeni bir gelişme var. Bunun için de yeni bir ilaç üretildi. Çok ümit vaat ediyor. Bunlar önce cilt kanserinde ortaya kondu daha sonra akciğer, mesane ve böbrek kanserinde çalışmaları devam ediyor."
Özkan, kendilerinin de merkezlerinde akciğer kanseriyle ilgili çalışma içinde olduklarını belirterek, "Faz 1-2 çalışmaları çok ümit verici. Şimdi faz-3 aşamasına geldi. Bu çalışmalar sonlandığında artık epidermoid kanserde de çok etkin bir tedavi, yeni bir tedavi seçeneğimiz ortaya çıkacak" diye konuştu.
- Araştırma aşamasındaki ilaçlara geri ödeme yok
Yeni geliştirilen ilaçların bir kısmının Türkiye'de kullanım iznini aldığını, bir kısmının da Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından geri ödemesinin bulunduğunu belirten Özkan, geri ödemesi olmayan ilaçların da Türk Eczacılar Birliği ya da ilgili kurumlar üzerinden temin edilebildiklerini anlattı.
Özkan, Sosyal Güvenlik Kurumunun araştırma, çalışma safhasında olan ilaçlara ödeme yapmadığını dile getirerek, "Türkiye'de bazı merkezler bu çalışmalara girmiş durumda. Hastalar bu çalışmalara katılarak kendilerine yeni ufuklar açan, yeni tedavi seçeneklerini elde edebilirler. Bu imkan da Türkiye'de mevcut" dedi.
Epidermoid kanser türünde kullanılmaya başlanan bir ilacın melanom, böbrek ve mesane kanserinde de kullanıldığına dikkati çeken Özkan, bu ilacın melanomda Türkiye'de de izni bulunduğunu anlattı.
EGFR mutasyonu olan hastalarda kullanılan ikinci akıllı ilacın da Sosyal Güvenlik Kurumunca ödendiğini, farklı sınıflardaki farklı ilaçların birbirine benzer mekanizmalarla değişik kanser türlerinde kullanıldıklarını kaydetti.
Özkan, tedavide moralin önemli olduğunu, bu nedenle kanser merkezlerinde bir psikolog ya da psikiyatri uzmanının bulunması gerektiğini vurgulayarak, yeni yapılan ayakta tedavi merkezinde bu konuyla ilgili gerekli donanım ve altyapıyı oluşturacaklarını sözlerine ekledi.