Karadeniz'de tarıma dayalı yaşam tarzı, özellikle kadınlarda ciddi rahatsızlıklara sebep oluyor. Samsun Akademi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Gülay Atik, kadınlarda sıkça görülen eklem rahatsızlıklarının, hastalık öncesi fizik tedavi hizmetinin alınması durumunda azalacağını söyledi.
Özellikle iki veya üç kadından birinin nem ve rutubetin de etkisiyle eklem rahatsızlıkları bulunduğunu belirten Dr. Atik, "Bölgemizde tarıma dayalı yaşam tarzı, eklemlere yüklenmeyi arttırdığı için yıpranma payını da aynı oranda artırıyor. Hastaların çoğunlukla kadınlardan oluşması, ev ve dışarda ağır işlerde çalıştırılmasının bir göstergesi. Genetik yapı itibariyle de eklemlerinin daha narin olması, özellikle menopoz sonrası kireçlenmeye dayalı eklem rahatsızlıklarını artırıyor." dedi.
Kilonun eklem rahatsızlığında küçümsenmeyecek etkisi olduğunu hatırlatan Atik, "Bölgemizde şöyle bir kanı var. 'Çok çalışan çok yiyor.' Çok çalışıyorum diye çok yeme alışkanlığı hoş bir durum değil. Herkes yediğini harcamayabilir. Aç kalmayı beceremeyince, 40 yaş sonrası metabolizma yavaşlayınca kilo vermek de zorlaşıyor. Bu dönemde tansiyon, şeker, kalp ve damar tıkanıklığı gibi hastalıklar da patlak veriyor." dedi.
Hayatın her noktasında egzersiz yapmanın zorunlu olduğunu hatırlatan Dr. Atik, dengeli beslenme, günde en az 20 dakika yürüyüş, koşu ve yüzmenin bunların başında geldiğini, ama yapılacak egzersizin dozajının da iyi ayarlanması gerektiğini kaydetti.
'Fizik tedavi metodu, yan etkisi olmayan tek tedavi metodu'
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Gülay Atik, tıp alanında yan tesiri olmayan tek tedavinin fizik tedavi metodu olduğunu, hasta olmadan önce de tedavisinin mümkün olabileceğini vurguladı.
Atik, 'fizik tedaviye ne zaman ihtiyaç duyulur?' sorusuna ise; "Tedavi hasta olunca değil, hasta olunmadığı zaman da yapılabilir. Egzersiz salonlarında kasların güçlendirilmesi, sıkı bir kas yapısı oluşması eklemin aşınmasına engel olur. Bu tedavi metodu, egzersiz olgusunu artırıyor. Özellikle ağrı olgusunu bertaraf edip, ilaca ilgiyi azaltıyor. Hastanın günlük hayata dönmesini sağlayıp, hastalığın ilerlemesini engelliyor." diye konuştu.
Ayrıca Atik, Türkiye'deki fizik tedavi ünitelerinin yabancı ülkelerden geri olmadığını, hatta daha ileri seviyede olduğunu, Akademi Fizik Tedavi Merkezi'ne gelen hastaların kapı kapı dolaşmasına gerek kalmadan bütün tetkiklerinin yapılabildiğini vurguladı.