“Kış hastalıklarından en çok çocuklar etkileniyor”

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Avni Solgun, konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Avni Solgun, sonbahar hastalıklarının çocuklarda yetişkinlere oranlara daha sık görüldüğünü söyledi.

Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Avni Solgun çocuklarda görülen sonbahar hastalıkları hakkında konuştu. Sonbahar ve kış hastalıkları denilince akla ilk olarak kışın iklimsel, sosyal ve fiziksel değişikliklere bağlı olarak ortaya çıkan veya sıklığı artan hastalıkların geldiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Solgun, “Sonbahabar ve kış aylarında hastalıkların çoğunluğunu enfeksiyon; yani mikrobik hastalıklar oluşturur. Özellikle kış aylarında havanın soğuması, hava kirliliğinin artması, toplu ve sıkışık ortamlarda yaşanılması, özellikle çocukların maruz kaldığı soğuk algınlığının sürekli bulaşması sonucunda ortaya çıkar” dedi.

Dr. Öğr. Üyesi Solgun, sağlıklı beslenmeyen çocukların kış hastalıklarından en çok etkilenen çocuklar olduğunu vurgulayarak, “Soğuk hava nedeniyle fiziksel stresin daha fazla görülmesi, burun ve ağız içini döşeyen mukoza dokularının kuruması, koruyucu mekanizmaların iyi çalışamaması, aktivitenin azalması ve beslenmede daha ağır, sağlıksız besinlere yönelme sonbaharda ve kış aylarında vücut direncini düşüren bazı faktörlerdir. Çocuklarda görülen kış hastalıkları sıklıkla grip, nezle, orta kulak iltihabı, bademcik enfeksiyonu ve sinüzit gibi üst solunum yolu enfeksiyonları ve daha nadiren; bronşit ve bronşitler, pnomoni(zatürre) gibi alt solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Ayrıca Gastroenteritler ( ishal) dede kış aylarında artış söz konusudur. Kış hastalıklarının görüldüğü çocukların tedavisi erken dönemde yapılmadığı takdirde ciddi sorunlar oluşabilir. Çocuklarda enfeksiyonların erken dönemde tedavi edilmemesi ya da gelişigüzel alınan antibiyotiklerle atlatılmaya çalışılması, kalp kası ve böbrekleri etkileyen romatizmal ateş ya da orta kulak enfeksiyonu gibi hastalıklara neden olabilir” diye konuştu.

“Orta kulak iltihabı ve sinüzit daha sık görülüyor”

Soğuk algınlığıyla grip halk arasında çoğu kez karıştırılır diye belirten Dr. Solgun, ‘’ Soğuk algınlığı çeşitli virüsler tarafından oluşturulan hafif seyirli, üst solunum yolları bulgu ve belirtileriyle seyreden ve dünyada en fazla görülen hastalık tablosudur. Soğuk algınlığına yaklaşık 200 kadar virüs neden olur. Her mevsim görülebilmekle beraber en sık kış aylarında ortaya çıkar. Bunda rol oynayan en önemli risk faktörü kalabalık ortamlarda yaşamdır. Özellikle kreş ve okula giden küçük çocuklar risk altındadır. Virüslerle karşılaştıktan 24 - 72 saat kadar sonra boğaz ağrısı, boğazda kuruluk ve kaşıntı hissinden sonra hızla burun akıntısı, burunda tıkanıklık, hapşırma, öksürük ve halsizlik meydana gelir. Başlangıçta burun akıntısı su gibi iken giderek kıvamı koyulaşır. Burundan konuşma mevcuttur. Bulaştırıcılık en fazla bu dönemdedir. Ateş özellikle yeni doğan ve çocuklarda yüksek olabilir. Gözlerde yaşarma, yanma, kulaklarda basınç hissi, tat duyusunda değişiklik diğer belirtilerdir. Hastalığın ortalama süresi bir hafta kadardır. En sık görülen komplikasyon orta kulak iltihabı ve sinüzittir. Çocuklarda zatürre ve astım ataklarında artış gözükebilir. Sürekli ve çok kıvamlı balgam üreten öksürük, nefes alırken ağrı, devamlı kulak ağrısı, şişmiş büyükçe lenf bezleri, yutkunurken zorlanma, 39 C’yi geçen ateş durumlarında mutlaka doktora başvurmak gerekir‘’ dedi.

“Gözlerde ağrı meydana gelir”

Grip yaşamı tehdit eden hastalıkların kapısını açtığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Avni Solgun konuşmasını şöyle noktaladı: ‘’ Grip influenza ismindeki bir virüsün sebep olduğu, üst ve alt solunum yollarını tutan ve tüm vücudu etkileyen son derece bulaşıcı bir enfeksiyondur. Özellikle ev, okul, kreş, işyeri, toplu taşım araçları gibi mekânlarda hastalık kolayca bulaşabilir. Kişinin virüsle karşılaştığı sıradaki direnci güçlü ise hastalığı hafif bir ateş ve kuru öksürükle geçirebilir ancak iş ve sosyal ortamından kopmayan bu kişiler de bulaştırıcılıkta önemli rol oynarlar. Göz hareketleri sırasında ağrı olması tipik bir belirtidir. Gözlerde yaşarma, yanma, kuru öksürük, burun akıntısı, boğaz ağrısı gibi yakınmalar 2-4 günlük ateşli dönemin sonrasında görülürler. Yatak istirahatinin yanı sıra yakınmaları hafifletmeye yönelik tedaviler, ağrı kesici ve ateş düşürücüler, burun akıntısını azaltan ilaçlar ve eğer 24-48 saat içinde alınabilirse antivirus ilaçlar gribin kolay atlatılmasını sağlar. Farenjit, farinks adı verilen boğaz kısmının iltihabıdır. Farinks, burun ve ağız boşluğunun arka tarafıdır. Farenjit ikiye ayrılır.Eğer farenjit yeni oluşmuş ve şiddetli belirtiler gösteriyorsa ve şikâyetlere neden oluyorsa buna akut farenjit denir. Ancak uzun süredir var olan ve hastada çok şiddetli olmayan şikâyetlere neden oluyorsa buna da kronik farenjit adı verilir. Akut farenjite virüslerin neden olduğu düşünüldüğünde antibiyotik verilmesi gerekli değildir. Ancak virüslerin yaptığı iltihaba bakterilerde eklendiği zaman antibiyotik verilir. Ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar,alerji düşünülen hastalarda antihistaminikler, burun açıcı spreyler, öksürük kesiciler ve büyük çocuklarda ağız gargaraları kullanılabilir. ‘’

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Sağlık Haberleri