Evlenme yaşının ilerlemesi ve çiftlerin hemen çocuk sahibi olmak istememeleri nedeniyle kısırlığın artık daha sık görüldüğünü kaydeden Uzman Diyetisyen Serkan Tutar, "Dünyada kısırlık ile ilgili yapılan ve en uzun çalışma özelliğine sahip 1989 ile 2005 yılları arasındaki çalışmada ,26 bin birey üzerindeki çalışmada ortalama sperm sayısının yüzde 30 azaldığı gözlenmiştir ve gün geçtikçe bu sağlık problemi daha da ciddi bir hal almaya başlamıştır.
Yapılan bir araştırmada kısır olmayan erkeklere verilen antioksidan besinlerin sonucunda eşlerinin kısa sürede gebe kaldığı gözlenmiştir. Özellikle antioksidan özellikli besinler vücuda zarar veren oksidatif stresin vücuttan uzaklaştırılmasında çok önemlidir.
Oksidatif stres ise erkeklerde sperm kalitesini düşürmesinin yanı sıra sperm sayısında da ciddi azalmasına neden olmaktadır. Antioksidan özellikli olan vitaminler ise E vitamini başta olmak üzere A, C, B vitaminleridir. Yapılan bir çalışmada E vitamini ve çinko mineralini yeterli düzeyde alan erkeklerin eşlerinin gebe kalma şansları dört kat artmaktadır" diye konuştu.
"KISIRLIK RİSKİNİ AZALTIYOR"
E vitamininin en önemli antioksidanlardan biri olduğunu belirten Tutar, bu özelliği ile bireylerin kısırlık yaşama riskini azalttığını ifade etti. E vitamininin cinsellik için ayrı bir özelliği olduğunu dile getiren Tutar şöyle konuştu:
"E vitamininin büyük kısmı Alfa D-tocopheroldür. Yani Latince'de üremek ve doğurganlık anlamına gelmektedir. Özellikle damar tıkanıklığına bağlı olarak yaşanan kısırlık probleminde E vitamini damar yüzeyini temizler ve kan dolaşımının artmasını sağlar. Bu şekilde cinsel faaliyetleri kolaylaştırır. Ayrıca E vitamini libido seviyesini yükseltir.
Unutulmaması gereken diğer bir önemli konu ise çinko ile E vitamini bir arada alındığında hormon seviyesini yükseltir ve üreme bezlerinin işlevini geliştirir. En iyi kaynakları ayçiçeği, mısırözü ve pamuk yağı gibi bitkisel yağlardır. Fındık, badem ve ceviz gibi yağlı tohumlar ve susam gibi yağ miktarı yüksek olan besinlerde de yüksek miktarda bulunmaktadır. Evlerimizde kullandığımız yağlar sabit olmamalıdır. Sürekli aynı yağı kullanmak yerine ayçiçeği yağı, mısırözü, fındık yağı gibi yağları karıştırarak tüketmek tüm yağ asitleri almanızı sağlayacak hem de kısırlık gibi bir problemi yaşama riskini azaltacaktır."
"KAHVE TÜKETİMİNDEN KAÇININ"
Harvard Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada gebe kalma ile tüketilen besin arasında ciddi bir bağlantı olduğunun saptandığını hatırlatan Tutar, özellikle folik asit kullanan, beslenme programında meyve, sebze ve kuru baklagilleri ihmal etmeyen kadınların hamile kalma oranlarında ciddi artış gözlendiğini söyledi. Yağların gebe kalmak için en önemli besin gruplarından biri olduğunu vurgulayan Tutar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İçerisinde bulunan E vitamini sayesinde doğru kullanıldığında olumlu sonuçlar doğururken, margarinler gibi trans formata getirildiklerinde olumsuzluklar başgösterebilir. Ayrıca kızartılmış yağda trans yağ asidi artışı olduğu unutulmamalıdır. Özellikle kadınların gebe kalma şanslarını artırmaları için kahve tüketiminden mümkün olduğunca kaçınmaları gereklidir.
Ayrıca çok yüksek protein içeriği olan ve sebze tüketimini tamamiyle ikinci plana atan beslenme programları uygulamamalıdırlar. Uyku problemi çeken kadınların vücuttaki melatonin seviyesini arttırarak uyumayı sağlayan ilaçları kullanmamaları önemlidir. Ayrıca alkol yine gebelik şansını azaltan en önemli etmenlerden biridir."