Dünya üzerinde insan sağlığı için en faydalı bitkilerden biri olarak değerlendirilen ve antioksidan açısından zengin olan Kara Mürver bitkisinin bağışıklığı güçlendirdiği belirtildi.
Ülkemizin hemen hemen her bölgesinde doğal ortamda yetişen Kara Mürver’in değerinin yeni farkına varılmaya başlandığını belirten Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan, Arge çalışmaları ile birlikte ürün işleme tesislerinin geliştirilmesini sağlayarak bu çok kıymetli şifa kaynağı besinin tüketicilerle buluşturulması gerektiğini söyledi.
Pehlevan, "Latince adı 'Sambucus nigra' olan Kara Mürver; Anadolu, Avrupa, Kuzey Afrika ve Asya’da yetişir. Çok sayıda türü bulunur. Bazı türleri ağaç, bazı türleri otsu bir bitkidir. Ülkemizde ağaç formundaki Sambucus nigra ve otsu formdaki Sambucus ebulus olmak üzere 2 türü doğal olarak yetişmektedir. Ülkemizde genellikle Kara Mürver olarak bilinmekle birlikte bölgelere göre patlak, patlangaç, telligelin, Sultan otu, şahmelek, patlangoz, patlayak yalangoz gibi isimler ile de anılmaktadır“ dedi.
"Değeri yeni farkına varılmaya başlandı"
Mürver’in değerinin anlaşılmasından sonra ülkemizde kapama bahçeleri kurulmaya başlandığını kaydeden Pehlevan “Mürver ülkemizin hemen hemen her bölgesinde doğal ortamda yetişmekle birlikte değeri çok yeni farkına varılmaya başlandı. Ülkemizde doğal ortamda kendiliğinden yetişmektedir. Bazı bölgelerde park ve bahçelerde peyzaj amaçlı kullanıldığı görülür. Bunun dışında tarımı yeni yeni yapılmaya başlanan bir bitkidir. Ağaç mürver organik maddece zengin, kumlu tınlı toprakları seviyor. Fidanları çelikten köklendirilerek üretilmektedir. Makineli hasat yapacaksak sıra arası 3 metre, sıra üzeri 1,5 metre ile 3 metre arasında dikimi yapılmalıdır. Kuşların ve yaban hayvanlarının olgunlarını tükettiği, arıların ve böceklerin çiçeklerinden nektar topladığı otsu mürver, bakımsız toraklarda bile yetişmektedir. Değerinin anlaşılmasından sonra ülkemizde mürver kapama bahçeleri kurulmaya başlanmıştır” diye konuştu.
Yanık ve yaraların tedavisinde kullanılırdı
Kara Mürvir’in eski Mısır’da yanık ve yaraların tedavisinde kullanıldığını kaydeden Pehlevan, “Eski Mısır‘da cilt sağlığı, yanık ve yaraların tedavisinde kullanılırdı. Dünya üzerinde insan sağlığı için en faydalı bitkilerden biri olarak değerlendirilmektedir. Antioksidan açısından zengin olan Kara Mürver, bağışıklığı güçlendiriyor. Özellikle C vitamini bakımından zengin, lif oranı yüksek olan Kara Mürver'in direnç artırıcı ve güçlendirici etkisi var. Mürver çiğ veya işlenmiş olarak tüketilmektedir. Dünyada, özellikle Avrupa’da ülkelerinde çok değişik kullanımı bulunmakla birlikte meyveleri olgunlaşmadan tüketilmemelidir. Marmelat, reçel, şurup çeşitli içeceklerin içine meyveleri veya çiçekleri aroma katması için ilave edilmektedir. Halk arasında çiçeklerinin koklamak baş ağrısına iyi geldiği ifade edilmektedir. Tüketimi, sadece gıda olarak değil, çok fazla tüketim şekli ve faydası bulunmaktadır. Meyvesinden, yaprağından, kabuğundan ve kısaca her şeyinden faydalanılan bir bitki” şeklinde konuştu.
"Faydaları saymakla bitmiyor"
Kara Mürver’in faydaları saymakla bitmediğini ifade eden Pehlevan, “Kara Mürver‘in çok çeşitli faydaları olmakla birlikte çok dikkatli tüketilmelidir. Mürver; Ticari olarak eczanelerde Mürver özleri, pastil ve şurup olarak satılmaktadır. Saç boyası olarak, nefes darlığına, cilt bakımında, anti mikrobiyal özelliği ile yanık ve yaraları iyileştirilmesinde, öksürük ve balgam söktürücü olarak, idrar yolu iltihaplarında,eklem ve kas ağrılarında, ateşin düşürülmesinde, böbrek sorunlarının tedavisinde, cilt rahatsızlıklarında, stresin azaltılmasında, kalp sağlığı, soğuk algınlığı gibi hastalıkların tedavisine destek olduğu konusunda araştırmalar bulunmaktadır. Mürverin en önemli özelliği meyvelerinin ve çiçeklerinin bağışıklık sistemimizi güçlendiren, antioksidan ve vitaminler barındırmasıdır“ dedi.
"Dünya tüketicileri ile buluşturmanın yollarını bulmalıyız"
Yapılacak Arge çalışmalarıyla şifa kaynağı ürünün mutlaka dünya tüketicileri ile buluşturulması gerektiğine dikkat çeken Pehlivan, “Ülkemizin yedi coğrafi bölgesinde iklim koşullarının farklılığından kaynaklı, farklı tür ve çeşit tıbbı ve aromatik bitkilerin gen merkezidir. Bu durum ise çok büyük bir avandaj. Ne yazık ki bu potansiyeli fırsata çeviremedik, çeviremiyoruz. Üretmeden yana sorunumuz yok. Sorun üretim planlaması, ürettiğimize katma değer katmak ve pazarlamak. Bu sorunların üstesinden gelmek için Arge çalışmaları ile birlikte ürün işleme tesisilerinin geliştirilmesini sağlayarak bu çok kıymetli şifa kaynağı besinin, dünya tüketicileri ile buluşturmanın yollarını bulmalıyız“ ifadelerini kullandı.