1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Vahit Özmen, meme kanserinin tüm kadın kanserlerinin yüzde 25’ini oluşturduğunu belirterek, Türkiye'de ve dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu söyledi. Meme kanserinin artık genç yaşlara indiğini ifade eden Prof. Dr. Özmen, "Kadınlarımızda yaşam tarzının ve hormonal faktörlerin değişmesi, meme kanserinin daha genç yaşta görülmesine neden oluyor" açıklamasında bulundu.
Meme Sağlığı Derneği (MEMEDER) Kurucusu ve Onursal Başkanı Prof. Dr. Vahit Özmen, meme kanserinin Türkiye'de ve dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu belirterek, tüm kadın kanserlerinin yüzde 25’ini oluşturduğunu söyledi.
Prof. Dr. Özmen, meme kanserinin, meme dokusundaki süt kanalları ve süt üreten dokudan kaynaklanan ve dünyada en sık görülen kanser türlerinden biri olduğunu vurgulayarak, "Memeler vücudun dışında olduğundan, memedeki bir kitle bireyin kendisi veya doktor tarafından muayene sonucu fark edilebilmektedir. Ayrıca, erken tanı için kanıtlanmış bir tarama yöntemi olan mamografinin de yardımıyla meme kanseri erken tanı konulabilme şansına sahip ve tedavisi olan bir hastalıktır" dedi.
HER 8 KADINDAN BİRİNDE MEME KANSERİ GÖRÜLÜYOR
70 yaşına kadar yaşayan her 8 kadından birinde meme kanserinin ortaya çıktığını aktaran Prof. Dr. Özmen, "Meme kanseri sıklığı 50 yaşından sonra artmaktadır. Ülkemizde nüfusun genç olması, mamografiyle taramanın 40 yaşında başlamasını sağlamıştır. Ayrıca çekilen mamografi sayısının artması ve mamografik taramanın ücretsiz olması, kadınların yaşam tarzının giderek değişmesi, nüfusun artması ve nüfusun yaşlanması meme kanseri sıklığının son 20 yılda iki katından daha fazla artmasına neden olmuştur" diye konuştu.
20'Lİ VE 40'LI YAŞLARA DİKKAT!
Meme kanserinde erken tanının ancak kadının uygulayacağı düzenli bir tarama programıyla mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Özmen, "Bunun için 20 yaşından itibaren ayda bir kendi kendine muayene, 20 yaşından sonra her yıl doktora muayene ve 40 yaşından sonra da mamografiyle tarama yapılmalıdır. Bu sayede henüz belirti vermeyen erken kanserler bulunabilir" dedi.
Prof. Dr. Özmen, ülkemizde mamografiyle taramanın 40 yaşında başladığını ve ücretsiz olarak 2 yılda bir yapıldığını hatırlatarak, şunları söyledi: "MEMEDER'in yapmış olduğu 'Bahçeşehir Mamografik Tarama Projesi' meme kanseri tarama yaşının 50 yaştan 40 yaşa indirilmesine katkı sağlamıştır. Düzenli mamografik tarama sayesinde hem sağlıklı yaşam hem de memenin korunması mümkündür. Meme kanserinin belirtileri ise şöyle:
• Meme derisinde veya meme derisinde çökme
• Memede veya koltuk altında ele gelen sert düzensiz sınırlı ve genellikle ağrısız bir kitle
• Memede kızarıklık
• Meme başından kendiliğinden gelen kanlı akıntı
• Her iki meme arasında yeni ortaya çıkan asimetrik görünüm."
MEME KANSERİ RİSKİNİ ARTIRAN FAKTÖRLER
Prof. Dr. Özmen, meme kanserini tetikleyen risk faktörlerini şöyle sıraladı:
- Kadın olmak
- Hiç doğurmamak
- 35 yaşından sonra doğurmak
- Süt verememek
- Erken adet görmek (12 yaş altı)
- Geç menopoza girmek
- Uzun süre doğum kontrol hapı ve menopozda hormon kullanmak
- Ailede meme kanseri olması
- Meme kanseri geni taşımak
- Şişmanlık ve hareketsizlik
MEME KANSERİ NEDEN GENÇ YAŞLARA İNDİ?
Meme kanseri artık genç kadınlarda da sıkça görülüyor. Bu konuyla ilgili Prof. Dr. Özmen, "Kadınlarımızda yaşam tarzının ve hormonal faktörlerin değişmesi, meme kanserinin daha genç yaşta görülmesine neden oluyor" diyerek, meme kanserine yol açan risk faktörlerinin kanserin genç yaşta görülmeye başlamasına yol açtığını söyledi.
Prof. Dr. Özmen, "Ülkemizde genç kadın nüfusunun batıya göre fazla olması da göreceli olarak genç kadınlarımızdaki sıklığın daha fazla olmasına neden olmaktadır" dedi.
"MEME KANSERİNDEN KORUNMAK MÜMKÜN"
"Meme kanserinden korunmak mümkündür" diyen Prof. Dr. Özmen, sözlerini şöyle sürdürdü: "Düzenli spor yapmak, kilo almamak, erken doğum yapmak ve 12 aydan uzun süre emzirmek, sık alkol kullanmamak, stresten uzak kalmak, meme kanserinden korunmada yardımcı ilk adımlardır. Ayrıca, meme kanseri geni taşıyan kadınlarda memelerin boşaltılması ve protez konulması, meme kanseri riski yüksek olanlarda koruyucu ilaçlar kullanmak da mümkündür."
STRESLE MÜCADELE ŞART
Prof. Dr. Özmen, yapılan çalışmaların majör depresyon ve aşırı stresin meme kanseri riskini artırdığını gösterdiğini ifade ederek, "Stresle mücadele etmeyi öğrenmek ve gerektiğinde psikolojik destek almak gerekir. Stresi yenmek için düzenli spor yapmak (yürüyüş, hafif koşu, yüzmek, fitness, yoga, vs.) ve kitap okumak oldukça yararlıdır. Ayrıca sigara ve alkol kullanmamak, sağlıklı ve dengeli beslenmek de meme kanserinden korunmada yararlıdır. Doğal ve katkısız gıdaların daha güvenilir olduğunu biliyoruz. Mevsimlere uygun sebze ve meyveleri içeren, bol lifli, karbonhidrat ve yağların düşük olduğu besinler tercih edilmeli; konserve, tütsülenmiş ve tuzda uzun süre bekletilmiş yiyeceklerden uzak durulmalıdır" önerilerinde bulundu.