Kayseri'de Uzman Pedagog ve Psikolog Hanım Demirbaş, günümüzde insanların büyük bölümünün stres altında kaldıkları için mutlu olamadıklarını söyledi.
Delirbaş, ''Genetik faktörler dışında, zihni, iyi uyuyarak, doğru gıdalarla beslenerek, spor, egzersizler yaparak, konsantrasyon gerektiren hobilerle susturabiliriz. Haftada 3 gün 45 dakikalık yürüyüş yapın. Bu tür aktiviteler beynimizdeki mutluluk hormonlarını salgılar. Her gün mutlaka duş alın'' dedi.
Hanım Demirbaş, stres altında kalanların mutlu olmalarının zor olduğunu söyledi. Demirbaş, günümüzün en büyük sorununun dışarıdan çok fazla bilgi alınması olduğunu ifade ederken, "Çoğumuz çok stresliyiz. Stres altındayken mutlu olmak zor. Çünkü stres altındayken daha tepkisel karar verir ve düşünürüz. Bu durumda da zihni durultmak gerekiyor" dedi. İnsanların zihinlerini durultmak için değişik yöntemlerin olduğuna dikkat çeken Demirbaş, şöyle devam etti:
"Genetik faktörler dışında, zihni, iyi uyuyarak, doğru gıdalarla beslenerek, spor, egzersizler yaparak, konsantrasyon gerektiren hobilerle susturabiliriz. Haftada 3 gün 45 dakikalık yürüyüş yapın. Bu tür aktiviteler beynimizdeki mutluluk hormonlarını salgılar. Her gün mutlaka önce sıcak sonra soğuk suya geçişlerle duş alın. Teorik olarak açıklamasını yapacak olursak insan zihnini ve beynini en çok etkileyen şey endişe ve öfkedir. İnsanın endişe ve öfkesini çok sık yaşaması gergin, stresli, yorucu, sıkıcı, bir hayat demektir.
Yapılan tıbbi araştırmalarca stresli ve gergin bir hayatı olan insanların beyinlerinde geri dönüşümsüz hücre kayıplarına neden olduğu saptanmıştır. Böyle insanların Psikolojik olarak rahatlanması sağlanmalıdır. Mutluluk varlığımızın esas anlamıdır. Yaşam amacımız, mutluluğu gerçek bir hedef olarak görmek ona doğru olumlu adımlar atmamızdan kaynaklanır."
MUTLU BİR ZİHNE VE BEYNE SAHİP OLMAK İÇİN NELER YAPMALIYIZ?
Uzman Pedagog ve Psikolog Hanım Demirbaş, mutlu olmanın her geçen gün biraz daha zorlaştığını, bunun daha iyi bir hayata yolculuk olmaktan çıkıp, ulaşılması güç bir dağ, varılması güç bir çöl haline geldiğini söyledi. Demirbaş, şöyle konuştu:
"Arkadaşlık edeceğiniz kişileri iyi seçin. Mutluluk gibi mutsuzlukta bulaşıcı. Değerli vaktinizi mutlu sevgi dolu, pozitif enerjik yaratıcı gülebileceğiniz ve gülebilen insanlarla geçirin. Ciddi takılmayın, mizahla ilgilenin, içinizde ki doğal sese kulak verin, komedi dizilerini izleyin."
Demirbaş, aşk acısı çeken birinin ileride mutlu olmaması için hiçbir neden olmadığını vurgularken, ;şöyle devam etti:
"Giden bir eksiklik yaratıyor. Bu eksikliğin yerine başka bir şey koyamıyorsanız bu boşluk hissi hiç geçmeyecekmiş gibi düşünürsünüz. Onsuz nefes bile alamayacağını sanıyorsun. Bu, doğal bir süreç. Kişinin sevgisini kaybettiği zaman hissettikleriyle en yakını öldüğü zaman hissettikleri aynı derece. Belirli bir süre olmasa da 6 ayı geçen aşk acılarının müdahaleye ihtiyacı olur.
Çünkü o süreden sonra aşk acısı önce takıntıya daha sonra saplantıya dönüşebilir. Aşk acısını yenmek istersen yenebilirsin. 'Ben acımla yaşamaya razıyım' dersen eğer, sonra kimse sana yardım edemez. Önce aşk acısını sonuna kadar yaşayıp bitirmelisin. Daha sonra başkasına aşık olma ihtimalin tabii ki var. İnsan defalarca aşık olma potansiyeline sahiptir.
Sadece bir kez aşık olunur yarıgısı yanlıştır. Aşk acısı bazen kendiliğinden geçer, bazen de kişinin çaba göstermesi gerekir.
Aşk acısını çekerken arkadaşlarından yardım istemek, başka uğraşlar bulmak, hatta iş değiştirmek bile işe yarar. Yalnız kalma isteği, Kendi içine kapanmak, dünyayla ilişkiyi kesmek, yardım almayı reddetmek kendisini suçlamak ise acıyı çekme süresinin uzamasına neden olur."