Ramazan ayının gelişiyle beraber oruç tutacak birçok kişi uzun süre aç kalmanın yani aralıklı beslenmenin vücutta yaratacağı etkileri merak ediyor. Orucun, kan şekerinin düzenlenmesinden, tansiyon kontrolüne, karın bölgesi yağlanmanın azalmasından ve kanser riskini azaltmaya kadar pek çok olumlu etkileri hakkında bilgi veren Trabzon Özel 7M Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı ve Başhekimi Opr.Dr.Ayhan Çağılcı, orucu vücudun yıllık bakımı olarak nitelendiriyor.
Oruç basit bilimsel anlatımıyla “16-18 saat aç kalarak beslenme süresini gün içinde 6-8 saat ile sınırlandırılmasıyla enerji kaynağı olarak glukoz yerine keton cisimciklerinin kullanılmasını sağlama metodu” olarak tanımlanıyor. Uzun açlık sonrası kandaki şekerin kullanılamadığı durumlarda yağlar yakılmaya başlıyor ve ortaya çıkan moleküller yani keton cisimcikleri, metabolizmanın aktif işleyişinde ve hücre onarım sürecinde önemli rol oynuyor.
Oruç Vücuttaki Hasarlı Molekülleri Tamir Ediyor!
Yapılan bilimsel araştırmaların orucun sayısız faydasını ortaya koyduğunu vurgulayan Çağılcı, vücutta orucun faydasının ortaya çıkış sürecini şöyle anlatıyor:
“Saatler süren açlık sonrası hücrelerimizde keton cisimcikleri yavaşça artmaya başlar. Oruç tutan kişilerde keton düzeyi 24. saatte oldukça yüksek düzeye çıkar ve vücutta onarım süreci devreye girer. Açlık dönemi böylece sinir hücrelerindeki stresi azaltır, hücre enerji ocaklarımız olan mitokondrilerin fonksiyonlarını artırır. Bu mekanizmaların vücutta devreye girmesiyle beraber hücrenin yapıtaşı olan DNA’nın onarımı başlar, yeni ve daha sağlıklı hücreler elde edinmek için vücut hasarlı hücreleri temizleme işlemi gerçekleşir.
Bağışıklık sistemimiz de oruçla gelen bu açlık döneminde, görevlerini yerine getirmek üzere kendi kendini tamir etmeye başlar. Hatta yemek yedikten sonra üretilen ve hastalıklara davetiye çıkaran serbest radikallerin zararını gidermeye başlar. Normal rutinimizde yer alan üç öğün yemek ve ara öğün beslenmeleriyle bu tamir sürecini vücudumuz gerçekleştiremez. Gün içinde besinlerden aldığımız yüksek şekerin varlığı doğal bağışıklık hücrelerinin hareketini yavaşlatır.”
Aralıklı Beslenme Kanser Riskini Azaltıyor
Yemek yemeğe 14-16 saat ara verildiğinde antioksidan savunma mekanizmalarının devreye girdiğini dile getiren Ope.Dr.Ayhan Çağılcı orucun faydalarını şöyle sıraladı: “Aralıklı beslenme yani oruç dönemi antioksidan mekanizmaların devreye sokulmasını sağladığından, özellikle DNA onarımının başlamasıyla beyin fonksiyonlarında düzelme, öğrenme ve hafıza kapasitesinde artış görülmektedir. Alzheimer ve Parkinson hastalarının bulgularında kısmi iyileşmeye neden olmaktadır. Ayrıca obesite, romatolojik hastalıklar ve kanser riskini de azaltmaktadır. Kemoterapi alan hastalarda bu şekilde beslenmenin tedaviye daha iyi cevap verdiği birçok kez gözlemlenmiştir.”
Ramazan Ayı Vücudumuz İçin Yıllık Bakım Zamanı Olabilir!
Ramazan ayının getirdiği aralıklı beslenme düzeni yemenin serbest olduğu saatlerde yeterli sıvı alımı ile vücuda gençlik ve sağlık kazandırdığını belirten Opr.Dr.Ayhan Çağılcı , “Beyin ve gövdemizin yaşlanmasını geciktirmesi ve metabolizmanın aktif işleyişinde önemli bir rol oynadığından, oruç döneminde bağışıklık sistemimiz vücudumuzun yıllık bakımını gerçekleştirecektir” dedi.
Çağılcı "İftar açarken çorba ile açıp dinlenmek sonrasında ana menüye devam etmekte fayda olacaktır" derken kızartma ve Pirinç pilavı gibi şeker yapıcı yiyeceklerden uzak durulmasını tavsiye etti .
Çağılcı sözlerine şöyle devam etti;
Yine 8 saat ara ile ilaç içmek zorunda olan kalp hastalarının bu konuda kalp doktoruna önceden başvurması önerilir. Şeker ve tansiyon hastalarının ise mutlaka takip ettikleri dahiliye doktoru tarafından konsülte edilmesi ve ona göre ramazana başlamaları önerilir. Mide şikayeti olan hastaların, gastrit ve insülin olan hastaların mide ilaçlarını kullanması kabızlığı olan hastaların ise diyetine dikkat etmesi ve yağlı yemekler kaçınması onun haricinde müsillerden destek alması gerekebilir. Özellikle hemoroidi olan hastalar, yırtığı olan hastalar, makat bölgesi rahatsızlığı olan hastaların ve kabızlığı olan hastaların kayısı, elma, kara erik hoşafını ve suyu bol içmesi yürüyüş yapması çok önemlidir. İftardan sonra uzanıp yatmamak, onun aksine yürüyüş yapmak mide bağırsak sisteminin çalışması ve metabolizma açısından faydalı olacaktır.Bu nedenle daha çok yeşillikleri pişmiş etleride haşlama şeklinde yemekte fayda vardır. Açlıktan arası özellikle yağlı yiyecekler hayvani yağ, iç yağ ve kuyruk yağı tereyağ gibi besinler bağırsak çalışmasını zorlar. Suyun yemek aralarında değil yemeklerden önce ve yemekten sonra olarak içilmesi beslenme düzeni ve gaz şişkinliğinin engellenmesi açısından faydalı olabilir.