İmperial Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Canan İnce Börekci, otizm spektrum bozukluğu ile ilgili olarak bilgiler aktardı.
Dr. Canan İnce Börekci'nin değerlendirmeleri şu şekilde;
Otizm spektrum bozukluğu, sosyal iletişim ve etkileşim alanlarında yetersizlikler, kısıtlı ilgi alanı ve tekrarlayıcı davranışlarla giden bir gelişimsel bozukluk.
Beynin yapısında ve işleyişinde farklılaşmalar görüldüğü için bu bozuklukta aslında belirtileri erken gelişim döneminden itibaren görmeye başlıyoruz. Ailelerin bizlere daha çok başvuru şikayetleri konuşma gecikmesi olsa da, biz sözel iletişimin henüz başlamadığı erken bebeklik döneminde dahi otizme dair farklılıkları görmeye başlıyoruz.
Bebeklik döneminde konuşmayı takip etme, yüzüne bakma, göz teması, kucağa alınmaya tepki verme, sosyal gülümseme, ortak dikkat, taklit becerilerinde gelişimsel sorunlar olabiliyor. Yine bakım, bedeni tanıma ve ona yönelmekle alakalı güçlükler de karşımıza çıkıyor. Devamında konuşma gecikmesi belirtileri başlayabiliyor. Konuşmanın akranları seviyesinde olduğu otizm spektrum bozukluklu çocuklarımız da var. Kelime sayısı olarak akranlarına yakın düzeyde kelime sayısı olan çocuklarımız da var. Bu çocuklarda konuşmanın duygusal tonlarıyla alakalı güçlükler, kelime tekrarları, yeni kelimeler üretme şeklinde kendine özgü dilleri olabiliyor.
Çocukların akranlarına ilgi göstermesi, oyuna ilgi göstermesi ile ilgili yetersizlikler, sembolik oyun oynamada yetersizlikler, kendi etrafında dönme, el çırpma, kanat hareketleri gibi tekrarlayan davranışlar görebiliyoruz. Bu çocuklarda kısıtlı ilgi alanları da sıklıkla karşımıza çıkıyor. Yani bir oyuncağı nesneyi amacına yönelik kullanma değil de, daha çok bir parçasıyla yoğun bir şekilde ilgilenme, nesneleri oyuncakları düzenleme, sıralama, toplama şeklinde tekrarlayan davranışlar olabiliyor. Bu çocukların yine nesneleri oyuncakları koydukları yerle alakalı kullanım şekilleriyle alakalı belli rutinleri de olabiliyor. Bu rutinler konusunda fazlaca ısrarcı da olabiliyorlar. Hatta ufak değişikliklerde yoğun huzursuzlukları da olabiliyor.
Yine bu çocuklarda sese karşı, ışıklı nesnelere, cisimlere karşı, tada karşı, kokuya karşı duyusal hassasiyetler de olabiliyor. Daha ileri yaşlarda konuşma becerilerinde ilerleme olan çocuklarda dahi, bildiği kelimeleri iletişimi başlatmak ve sürdürme aracı olarak kullanmada yetersizlikler, sözel olmayan iletişim etkileşim araçlarında jest ve mimikleri kullanmak ve anlamakla ilgili yetersizlikler, espriyi, imayı, soyut kavramları anlamakla ilgili yetersizlikler karşımıza çıkabiliyor.
Otizm spektrum bozukluğu aslında sosyal mesajları anlama, işleme ve bunlara uygun sosyal yanıtlar oluşturmaya alakalı güçlüklerle giden bir bozukluk. Peki otizm spektrum bozukluğu neden ortaya çıkıyor? Aslında otizm spektrum bozukluğu ile ilintili 1000 kadar gen gösterilmiş, daha çok kalıtımsal faktörler etken olarak gösteriliyor. Çevresel faktörlerden etkili olan durumlar nedir? Ebeveyn olma yaşı, otizm riskini büyük oranda arttırıyor, özellikle ileri baba olma yaşı daha çok ilintili gösterilmiş. Ama son çalışmalarda artık ileri anne olma yaşının da otizm riskini arttırdığı gösterilmiş. Bunlar dışında çevre kirliliği, annenin gebeliğinde yaşadığı enfeksiyonlar, birtakım enfeksiyonlar, kullandığı birtakım ilaçlar, çocuğun prematüre doğması, düşük doğum ağırlığında doğması da riski arttırıyor.
Bunun için genetik rahatsızlığı olan, kromozomal rahatsızlığı olan çocukların, aile öyküsü olan çocukların, kardeşinde otizm olan çocukların otizm belirtileri açısından titizlikle değerlendirilmesi gerekiyor. Biz tanıda neler yapıyoruz? Aslında otizmin tanısal bir laboratuvar değerlendirmesi yok. Klinik muayene, gelişimin detaylıca değerlendirilmesi çok önem arz ediyor. Bunun için çocuk ve ergen psikiyatrisi değerlendirmeleri çok kıymetli.
Muayeneyle ve birtakım tanısal testlerle bunları değerlendirebilmek, eş tanıları değerlendirmek de kıymetli. Özellikle bu çocuklarda biz uyku sorunlarını, beslenme sorunlarını, dikkat eksikliği hiperaktiviteyi, kaygı bozukluklarını çok sık görüyoruz, özellikle gençlik döneminde otizmli çocukların depresyon belirtileri açısından da değerlendirilmesi, depresyonun atlanmaması çok kıymetli.
Tedavide ne yapıyoruz? Çocuğun bireysel ihtiyaçlarına göre uygun tedavi programı düzenlemek kıymetli. Bu programın içerisinde neler var? Çocuğun çekirdek belirtilerine yönelik otizmin çekirdek belirtilerine yönelik eğitsel planlamalar yapıyoruz, çocuğun potansiyellerine ulaşmasına dair planlamalar yapıyoruz, çocuğun ek hastalıklarına yönelik de tedaviler planlıyoruz. Çekirdek belirtilerine yönelik ne yapıyoruz? Otizmin bir ilaç tedavisi yok, çekirdek belirtilerin de en etkin tedavisi erken yaşta başlanmış, etkin sürede ve yoğunlukta planlanmış eğitsel destek. Bunlarla birlikte ebeveynlerin çocukla iletişim stillerini desteklemeye yönelik ebeveyn destek müdahaleleri, bunların dışında alışkanlık kazandırmaya yönelik davranışçı müdahaleler, iletişimlerini desteklemeye yönelik müdahaleler etkili.
Bunların dışında çocukların davranışsal sorunlarını, sosyal uyumunu ve işlevini bozucu diğer ruhsal hastalıkların da mutlaka ele alınması, bunların da tedaviye katılması çok kıymetli. Otizm spektrum bozukluğu ile alakalı özetle şunları söylemek mümkün: Aslında çok geniş bir spektrum, konuştuğumuz tüm bu belirtileri bütün otizmli çocuklarda görmemiz gerekmiyor, aslında şüphe duyulan herhangi bir belirtide mutlaka erken tanı için çocuk ve ergen psikiyatrisi muayenelerine başvurmak gerekiyor.