Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Doç. Dr. Cevdet Düger, bir çok hastalığa iyi gelen ozon terapiyi anlattı.
Doç. Dr. Cevdet Düger, ozon (O3), üç oksijen atomundan oluşan bir molekül olduğunu ifade ederek, “Atmosferde doğal olarak bulunan renksiz, keskin kokulu bir gazdır. Temel işlevi, ultraviyole ışınlarının zararlı etkilerinden korumaktır. Güçlü oksitleme ve dezenfekte etme özelliği nedeniyle; içme suyu sağlayan arıtma tesislerinde ve gelişmiş ülkelerde hava kirliliği kriteri olarak kullanılır. Tıpta kullanım alanı olarak ozon tedavisi belirli miktarda ozon- oksijen karışımının vücut boşluklarına veya dolaşım sistemine uygulanma sürecidir. Tek başına veya diğer tedavilere ek olarak uygulanır, tamamlayıcı destek tedavisidir. Tedavide kullanılan ozon gazı medikal ozon jeneratörlerinde saf oksijenden üretilir. Üretilen ozon, tedavide daima oksijen ile karışım halinde kullanılır. Ozon tedavisi hiçbir ilacın sahip olmadığı kadar geniş bir uygulama alanına sahiptir. Hiçbir yan etkisi olmayan ozon tedavisi kolayca uygulanabilir. Yan etkisi olmadığı gibi hiçbir ilaçla etkileşim de yapmaz. Bu nedenle ozon tedavisi oldukça pratik ve yararlı bir doğal tedavi yöntemi olarak başarı ile uygulanmaktadır” dedi.
“Beyin fonksiyonlarını ve hafızayı kuvvetlendirir”
Ozon tedavisinin beyin fonksiyonlarını ve hafızayı kuvvetlendirdiğini kaydeden Düger, “Hücre ve dokulara giden kan dolaşımı artar. Deride artan kan dolaşımı ile birlikte cilt yenilenir, temiz ve pürüzsüz görünüm sağlanır. Yaygın mevsimsel ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına sebep olan hastalıklara karşı direnci artırır. Kan, damarlar ve lenf sistemi temizlenir. Canlanan bağışıklık sistemi etkisi ile mikropları öldürerek enfeksiyon hastalıklarına karşı direnci artırır. Eklem ağrılarında ve kas rahatsızlıklarında iyileşme olur. Beyin fonksiyonlarını ve hafızayı kuvvetlendirir. Ferahlatıcı etkisiyle depresyon ve anksiyete üzerinde olumlu etkisi vardır. Depresyon kaynaklı gerginliği gidermeye yardımcı olur. Adrenalini, okside ederek genel bir sakinlik sağlar. Uyku ihtiyacınızı azaltır ve uyku kalitenizin artmasını sağlar” diye konuştu.
Ozon terapi türleri ve uygulama yöntemleri nelerdir?
Düger, ozon tedavisinin bir çok yöntemi olduğuna değinerek, “Major yöntemi; en yaygın kullanım metodudur. Bu metotla kişiden 50-200 ml arasında alınan kan, dozu belirlenmiş ozonla karıştırıldıktan sonra tekrar kişiye enjekte edilir. Minor yöntem; Kişiden alınan 2-5 cc arası kan, belirlenmiş dozda ozonla karıştırılarak kas içine enjekte edilir. Vücut boşluklarına ozon verilmesi; Damar yolu açmanın zor olduğu hastalarda rektal -makat yoluyla yöntemi ile kişiye ozon verilebilir. Lokal uygulamalar; Uygun ozon/oksijen karışımıyla üretilmiş gazın kas, eklem, disk, tendon, deri içine veya vücut boşluklarına uygulanmasıdır. Torbalama; Özellikle kol-bacak enfeksiyon, iyileşmeyen yaralar, diyabetik yara, ülser ve lokal deri lezyonlarında uygulanır. Deri ıslatıldıktan sonra özel bir torbayla hasarlı bölge çevrelenir” ifadelerini kullandı.
Ozon terapi hangi hastalıklara iyi gelmektedir?
Ozon tedavisinin bir çok hastalığa iyi geldiğini anlatan Düger, “Ozon insanların sağlığını koruyan ve kaybedilen sağlığı geri kazandıran bir doğal tedavi metodu olup modern tıp yöntemlerinin yanında tamamlayıcı veya soruna göre tek başına da uygulanabilmektedir. Kronik yorgunluk sendromu; fibromiyalji depresyon, eklem hastalıkları, bel ve boyun fıtığı, kas-eklem ve romatizmal hastalıklar, dolaşım bozuklukları ve vasküler hastalıklar; varis, venöz yetmezlik, periferal arteriyel hastalık, hipertansiyon tedavisinde diğer tedavilerle birleştirilerek, diyabet hastalarında damarların hasarlanması sonucu ortaya çıkan dolaşım bozuklukları ve doku hasarının (sinir, böbrek, göz) azaltılmasında, mide bağırsak hastalıkları, nörolojik hastalıklar; Alzheimer, parkinson, demans, bakteriyel virüs, mantar enfeksiyonları zayıflama, anti-aging: yaşlanma ve yaşlanmanın etkilerinin geri alınması, bedensel ve ruhsal anlamda daha sağlıklı, zinde olmak ozonun getirdiği yararlar arasındadır. Kanser tedavisinde tamamlayıcı tedavi olarak, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, direncin artması, cilt mantarları ve cilt lezyonları, enfekte ve kronik iyileşmeyen yaralar, açık yatak yaralar, karaciğer enflamasyonu (hepatit A, B, C), otoimmun hastalıklar ve böbrek hastalıkları gibi bir çok hastalığa iyi geliyor. Ayrıca insel sağlık sorunlarının tedavi edilmesinde de faydalı olduğu bilinmektedir. Adrenalini, okside ederek genel bir sakinlik sağlar. Uyku ihtiyacınızı azaltır ve uyku kalitenizin artmasını sağlar” şeklinde konuştu.