Araştırmacılar, 3 antibiyotiğin (miksopronin, korallopironin ve ripostatin)bakterileri yok ederken nasıl "hareket ettiğini" ortaya çıkardı.
Bu kimyevi bileşenlerin doğal olarak bazı bakterilerden meydana geldiğini, bu bakterilerin diğer bakterilerdeki RNAP adı verilen bir enzimi engelleyerek başka bakterileri öldürdüğünü belirten araştırmacılar, enzimin DNA bilgilerini RNA'ya (DNA'nın protein üretimindeki işlevini yerine getirebilmesi işlevini yürüten "ara molekül", ribonükleik asit) tekrar kopyaladığını belirttiler.
Araştırmada, bu proteinler olmadan bir bakterinin çoğalamayacağı kaydedildi.
Rutgers Üniversitesi'ne bağlı Howard Hughes Tıp Enstitüsü'nden Richard Ebright, dünyada ölümlerin dörtte birinin enfeksiyon hastalıklarına bağlı olduğu ve antibiyotiklere dirençli bakterilerin yol açtığı enfeksiyonların sayısının arttığı göz önüne alındığında, bunun çok önemli bir gelişme olduğunu ifade etti.
Ebright, 60 yıldır antibiyotiklerin enfeksiyon hastalıklarına karşı kullanılan en etkili silah olduğunu ancak bu etkinin artık "çökmeye başladığını", bu nedenle acilen yeni antibiyotiklerin ve yeni hedeflerin geliştirilmesine ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Üzerinde çalışılan yeni sınıf antibiyotiklerin, özellikle tedavisi zor, gelişmekte olan ülkelerde yaygın olan vereme karşı daha etkili ve daha kısa süreli tedavi sağlayabileceği vurgulandı.
Verem tedavisinin en önemli unsurunun şu an 6 ay olan tedavi süresini diğer enfeksiyonlardaki gibi 2 haftaya indirmek olduğunu belirten Ebright, 2 haftalık verem tedavisi geliştirildiği takdirde enfeksiyonun kökünün kazınabileceğine dikkati çekti.
Araştırma "Cell" dergisinin internet sitesinde yayımlandı.