Trabzon Özel Yıldızlı Güven Hastanesi Göz Sağlığı Hastalıkları Uzmanı Opr.Dr. Yasemin Çabuk, 40 yaşından sonra fizyolojik olarak her bireyde okuma ve bilgisayarla çalışma gibi yakın mesafedeki aktivitelerde zorlanma başladığını belirterek uyarılarda bulundu. Bu yaşlarda uzak gözlük ihtiyacının herkeste olmadığına dikkat çeken Çabuk, "40 yaşından sonra fizyolojik olarak her bireyde okuma ve bilgisayarla çalışma gibi yakın mesafedeki aktivitelerde zorlanma başlar.
Bu duruma 'presbiyopi' denilir. Bu yaşlarda uzak gözlük ihtiyacı herkeste olmayabilir. Gençlik döneminde miyop gözlük kullananlar ise bu yaşlardan itibaren yakını gözlüksüz görebilirler. Presbiyopide tedavi seçeneklerimiz; yakın gözlüğü, eğer uzak görmede de problem varsa multifokal (uzak-yakın bir arada camlar) gözlüklerdir. Eğer gözlük kullanmak istenmezse uygun kişilere kontakt lens önerilir" dedi.
İleri yaşta görme kaybına yol açan hastalıklardan birinin sarı nokta hastalığı olduğuna dikkat çeken Çabuk, şöyle konuştu: "İleri yaşta görme kaybına yol açan hastalıklardan biri sarı nokta hastalığıdır. Sarı nokta gözümüzün net görmesini sağlayan bölgedir. Bu hastalığın sebepleri arasında yaşlanma, sigara, alkol ve yüksek tansiyon bulunmaktadır. Vitamin ve minerallerin (C vitamini, E vitamini, Beta karoten, çinko oksit) bu hastalığı önleyici olduğu ispatlanmıştır.Şeker hastalığı en sık körlük
sebeplerinden biridir. Retina adı verilen sinir tabakasını etkileyerek kanamalara neden oluyor.
Şeker hastalarının düzenli göz muayenesi yaptırması gereklidir. Çünkü, ancak erken teşhis ve tedavi yapılırsa görme kaybı önlenebiliyor. Ailenin diğer bireylerinde göz tansiyonu varlığı riski artırır. Glokom sinsi ilerleyen ve körlüğe yol açabilen bir hastalık olduğundan, 40 yaşından sonra yıllık göz muayeneleri ile erken teşhis ve tedavisi önemli.Çağın getirdiği en önemli teknoloji olan bilgisayarların kullanımı
okul, ev ve iş alanlarında çok yaygınlaştı.
Buna bağlı olarakta bilgisayara bakma sendromu adı verilen bir rahatsızlık literatürde yerini aldı. Bilgisayarla çalışma sırasında göz kırpma refleksinin azalmasına bağlı olarak gözde kuruluk gelişir ve buna bağlı gözlerde yanma, kızarıklık, refleks yaşarma, ağrı, yorgunluk meydana gelir."
Çabuk, bu şikayetleri önlemek için yapılması gerekenleri şöyle anlattı: "Bilgisayarın üst seviyesi göz seviyesinin üstünde olmamalıdır. Aşağı bakış şeklinde okuma yapıldığında göz kapaklarının göz yüzeyini kaplama alanı artar ve gözyaşının buharlaşmasını engeller. Çevre aydınlatması fazla olmamalıdır.
Çalışılan ortam havalandırılmalıdır. Saatte en az 2 kez baş ekrandan kaldırılarak uzaklara bakılmalı, gözler bir süre kapatılarak dinlendirilmelidir. Bunlara dikkat edilmesine rağmen şikayetler devam
ederse göz doktoruna başvurulmalıdır. Göz çevresindeki ciltte olduğu gibi, gözde de en önemli yaşlandırıcı etken güneşin ultraviyole ışınlarıdır. Güneş, gözümüzün hemen hemen tüm tabakalarına zarar verir. Ultraviyolenin oluşturduğu başlıca göz hastalıkları arasında; gözde et gelişimi (pterjiyum), katarakt ve yaşa bağlı sarı nokta hastalığı (gözün net görme sağlayan noktasının bozulması) yer almaktadır.
Bu nedenlerle yazın ve karlı dönemlerde ultraviyole filtreli güneş gözlüğü kullanılmalıdır. En önemlisi, yılda 1 kez göz muayenesi olmak pek çok göz probleminin erken teşhisine imkan sağlayacaktır"