Şah damarı tıkananıklığı sebebiyle felç olan ve tıp litaratüründe tedavisi mümkün olmadığı söylenen hasta, Türk doktorların başarılı ameliyatları sayesinde 1 haftada ayağa kalktı.
Bahçıvanlık yaparak hayatını kazanan 63 yaşındaki Ramazan Başkale'nin geçirdiği felç kendisini de doktorlarını da çaresiz bıraktı. Sol tarafını kullanamayan ve haftalarca çaresiz yatan talihsiz adamın sağ tarafından da felç geçirme olasılığı çok yüksekti. Rahatsızlığın bu aşamasında cerrahi müdahalesi Tıp literatüründe mümkün olmayan hasta tamamen yatalak kalma riski ile karşı karşıya kaldı. Ancak doktorunun tecrübesi ve başarılı bir ekibin 1 hafta ara ile gerçekleştirdiği operasyonlarla hasta yeniden ayağa kalkmayı başardı.
Yaşadıkları zorlu süreci anlatan Ramazan Başkale'nin oğlu Murat Başkale, "Her şey 6 ay önce başladı. Biz önce böyle bir durum geliştiğinin farkına varamadık. Aynı dönem tansiyon sorunu baş gösterdi ve birkaç defa fenalaştı. Yine buna bağlı bir şey olduğunu düşündük ama durum bu sefer farklıymış. Şah damarları her iki taraftan da tıkanmış sol tarafına da felç indi. Nöroloji durumu değerlendirdi ve kalp damar cerrahisine sevk etti. Ancak orada da tıkanan bu damarların açılamayacağı söylendi. Bu arada ilaç kullanıyordu ama bunlar bir işe yaramadı. Sağ şah damarı yüzde 100, sol şah damarı yüzde 90 tıkalıydı. Eğer tedavi edilmezse diğer taraftan da felç geçirme olasılığı yüksekti. Çaresini araştırırken bu tarz hastalarda uygulanan bir teknik olduğunu ve uygun hastalarda işe yaradığını gördük. Küçük de olsa bir umut doğdu bizim için. Zaman kaybetmeden doktorumuzla görüştük. Hastamızın durumunu değerlendirdi ve geç kalındığını ancak tetkiklerde beyinde görülen canlı dokuların ameliyatın olumlu geçmesi açısından bir şans olduğunu söyledi. Ancak her iki damara da aynı anda müdahalenin mümkün olamayacağını söyledi. Önce tam tıkalı olan ve felce neden olan sağ tarafı açmaya çalışacaklarını eğer her şey yolunda giderse birkaç gün sonra diğer tarafa müdahale şanslarının doğabileceğini söyledi doktorumuz. Ama şansımızın yüzde 50 olduğunu ve felcin hiç dönmeme olasılığı olduğunun da altını çizdi. Zaman kaybetmeden hazırlıkları tamamlayıp hemen ameliyata aldılar babamı. Ameliyatta yüzde 50'lik mucize gerçekleşti. Doktorları babamın damarını açmayı başarmış, el ve ayağı ameliyatın hemen ardından hareket etmeye başlamıştı. Bu olumlu gelişme diğer damarla ilgili sorunu da ortadan kaldırma fırsatını da beraberinde getirdi. 1 hafta sonra da tıkalı olan diğer damarı ameliyatla açıldı. Şimdi babamız bizim desteğimizi almadan yürüyebiliyor. Kolu için de fizik tedaviye devam ediyor. Morali yüksek ve tamamen iyileşeceği konusunda çok umutlu. Pes etmeyip babamız için çözüm yolları aradığımız için biz de çok mutluyuz. Hocamızdan ve ekibinden Allah razı olsun." dedi.
Şah damarı kaynaklı felçlerde uygulanan bir erken cerrahi yöntemi olan İnme Cerrahisi, uygun felçli hastalarda olumlu cevaplar verebiliyor. Aynı teknikten esinlenilerek planlanan ameliyat Ramazan Başkale'de olumlu cevap verdi. Konu ile ilgili bilgi veren Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko, "Klasik tıp literatürü felç durumda hastaların bir ay bekletilmesini söyler. Çünkü felç bedende şiddetli bir deprem etkisi yaratır ve dokular zarar görür. Bu bekleme süresi neticesinde hastanın durumuna göre gerekirse cerrahi müdahale yapılabileceğini söyler. Öte yandan şah damarı yüzde yüz tıkanmış bir hastaya ameliyat tavsiye edilmez. Çünkü açılmayacağı düşünülür, risk faktörleri de yüksek olduğu için bu hastalar bekleme sürecine girer. İnme merkezlerinde yapılan uygulamalarda ise 6 saate kadarki vakalarda damar yolundan ya da anjiyo ile şah damarının içine verilen pıhtı eritici ilaçlarla sorun aşılmaya çalışılır gerekirse stent takılır. Ancak bu işlemler belli saate kadar yapılabiliyor. İnme cerrahisi ile daha da gecikmiş hastalara müdahale şansımız doğdu. 1 Hafta 10 gün geçmiş ve beyninde hala canlı doku gördüğümüz uygun hastaları ameliyata alabiliyoruz. Bunların arasında tıp literatürünün açılmaz dediği yüzde 100 tıkalı damarlara da müdahale edebiliyoruz. Ramazan bey çok gecikmiş bir hastaydı. Aileye de konu ile ilgili detaylı bilgi verdik. Dönme ihtimali yüzde 50 idi. Damarın biri yüzde 100 tıkanmış ve beraberinde felç getirmiş, diğeri ise yüzde 90 tıkalı ve açılmazsa yeni bir felci işaret ediyordu. Hastanın en büyük şansı hala beyninde kana aç canlı doku tespit etmemiz oldu. Bunu göz ardı etmedik ve tam tıkalı damara müdahale ettik önce. Şanımız da yaver gitti ve damarı açmayı başardık. Hasta daha ameliyat anında bacağını hareket ettirmeye başladı. Tekniğin en büyük avantajı da bu zaten, canlı yayın gibi hastanın durumunu daha ameliyat anında takip edebiliyoruz. Bu aşamadan sonra diğer damarı açmak artık kolaydı ve 1 hafta içinde bir ameliyat planlayarak diğer damarı da açtık. Gencecik bir hasta ve hayatı kurtuldu. Biz en kötü ihtimalle ikinci bir felci önlemeyi planlıyorduk ama çok küçük bir ihtimali de ekipçe değerlendirelim istedik ve felci de geri getirmeyi başardık. Bu ülkemiz ve Türkiye'de tıbbın geldiği son nokta konusunda bize de gurur veriyor." şeklinde konuştu.