Halk arasındaki adıyla ''ince hastalık'' veremin, sinsice yayıldığına dikkat çekilerek, her yıl bine yakın verem hastasının tedaviyi bırakması veya takip yetersizliği nedeniyle gerekli tedaviyi alamadığı ve bu hastalardan etrafa, dirençli mikropların yayılmaya devam ettiği bildirildi.
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Tüberküloz Çalışma Grubu tarafından 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü nedeniyle yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'de son üç yıldır yıllık verem
savaş raporlarının yayımlandığı hatırlatıldı.
2009 yılı raporuna göre, tahmin edilen yeni tüberkülozlu hasta sayısının 19 bin 694, kayıtlı yeni tüberkülozlu hasta sayısının 17 bin 781 ve yıllık hastalık görülme hızının yüz binde 27,9 olduğu aktarılan açıklamada, bu değerin Dünya Sağlık Örgütü sınıflamasındaki düşük hıza (yüz binde 25) oldukça yakın olduğu kaydedildi.
Açıklamada, son iki raporda yüzde 80'in üzerindeki tanı ve yüzde 90'lar civarındaki tedavi başarısı oranlarıyla, Türkiye'nin Dünya Sağlık Örgütünün hedeflediği ''Yüzde 70 tanı ve yüzde 85 tedavi başarısı'' hedeflerinin üzerine çıktığı vurgulandı.
Ancak halen tüberkülozun görülme hızının, istenilen rakamların üzerinde olduğuna dikkat çekilen açıklamada, Türkiye'de hasta olmamasına karşın vücudunda mikrop barındırdığı kabul edilen 12-15 milyon kişi olduğunun tahmin edildiği, bu nedenle tüberkülozun daha uzun bir süre Türkiye için sorun olmaya devam edeceği belirtildi.
Hastalığın halen genç yaş grubunu etkilediği ve hala tüberküloz menenjit görüldüğüne işaret edilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi:
''Halk arasındaki adıyla ''ince hastalık'' verem, sinsice yayılıyor. Genç nüfustaki hastalık görülme hızı yüksekliği, yeni bulaşmaların devam ettiğini göstermektedir. Ayrıca her yıl bine yakın tüberküloz hastası tedavi terki veya takip yetersizliği nedeniyle gerekli tedaviyi alamamakta ve bu hastalardan etrafa olası dirençli mikroplar yayılmaya devam etmektedir. Bu hastalar toplum sağlığı açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.''
Açıklamada, Sağlık Bakanlığının son yıllardaki kararlı bir şekilde tüberküloz sorununun üzerine gitme çabasının, çok olumlu bir gelişme olduğu vurgulanarak, bu hastalıkla savaşta hedeflere ulaşmak kadar, hedefleri sürdürmenin de önemli olduğu, bu anlamda değişen sağlık politikalarının, özellikli bir hastalık olan veremi ve veremle savaşı göz ardı etmemesi gerektiği kaydedildi.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her yıl yaklaşık 8,4 milyon insanın bu hastalığa yakalandığı ve 2 milyon insanın da bu hastalık nedeniyle öldüğü ifade edilen açıklamada, dolayısıyla tüberkülozun ciddi bir halk sağlığı sorunu olmaya devam ettiği belirtildi.
Açıklamada, hükümetlerin hastalık kontrolü konusunda politik kararlılık göstermemesi, kötü yönetilen tüberküloz kontrol programları, nüfus artışı, göçler, HIV infeksiyonundaki artış nedeniyle tüm dünyada tüberküloz görülme hızının artması üzerine 1993'de Dünya Sağlık Örgütünce ilk kez bir hastalık için acil durum ilan edildiği anımsatıldı.
1990'lı yıllarda başlayan Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi (DGTS) uygulamalarının tüm dünyada hızla yayıldığı belirtilen açıklamada, Türkiye'deki veremle savaşın temelini de 2006 Haziran ayında resmen uygulamayan konulan DGTS'nin oluşturduğu bildirildi.