Uzmanlar çayın, tiryakileri için 5 duyu organına hitap ettiğini belirtiyor ve rengiyle göze, kokusuyla burna, şekerini karıştırırken kulağa, sıcaklığıyla tene, tadıyla ise dile iyi geldiğini ileri sürüyor.
Çeşitli kaynaklardan derlenen bilgilere göre, çayın faydaları şöyle sıralanıyor:
'Saçı şampuanla yıkadıktan sonra, son su olarak bir çaydanlık ılık çayla durulayın. Ayağınız kokuyorsa, ılık çay dolu bir leğene ayaklarınızı daldırın ve her akşam yatmadan önce 10 dakika tutun. 10 günde koku diye bir şey kalmayacaktır. Boğaz ağrılarında posaları süzülüp soğuyan dem boğaz ağrılarında gargara olarak kullanılır. Cildiniz yağlıysa banyodan çıkmadan son su olarak bir çaydanlık çay ile teninizi ovuşturun, balsam vazifesi görür. Derinizdeki yaraların temizlenmesi için çayı, derinizdeki yaraların temizlenmesi ve antibiyotik etkisi göstermesi için pamukla tatbik ederek kullanabilirsiniz. Eliniz balık ya da soğan kokuyorsa, elinizi demli çayla yıkayın. Gözünüz çapak yapıyorsa, kaynamış çayı bir tasa koyup buharı gözünüze gelecek biçimde başınızın üstüne koyun. Yemek yerken dilinizi ısırdıysannız yine ilacı demlikteki çaydır. Ağzınızı günde üç defa çalkalayın, diliniz 9 yerine 3 günde iyileşecektir. Buzdolabınız koku yapıyorsa demlikte kalmış çay posalarını kurutup bir kap içinde buzdolabının orta rafına yerleştirin, kokudan eser kalmayacaktır.'
ÇAYIN FAYDALARI KADAR, FAZLA İÇİLDİĞİNDE ZARARLARI DA VAR
Uzmanlar, çay haddinden fazla içilecek olursa, 'Çarpıntı, göğüs anjini, sinir bozukluğu, baş ağrısı, sıkıntı, mide bulantısı, el titremesi ve uykusuzluğa sebep verir'' diyerek, ''Şişmanlar, kalp, sinir, mide ve karaciğer hastaları, romatizma ve nikristen şikayet edenler, böbreklerinde kum veya taş olanlar, yüksek tansiyondan yakınanlar, üremi veya albüminüri olanlar, mümkün olduğu kadar az çay içmelidirler' uyarısında bulunuyor.
Ülkemizde oldukça fazla tüketilen siyah çay, faydaları ve zararları ile yine gündemde. Son günlerde açıklanan araştırma sonuçlarına göre, günde iki bardak çay tüketmek, kalp krizi ile ölüm riskini oldukça azaltıyor. Araştırmacılar, bu şaşırtıcı sonuç karşısında çayın daha iyi incelenmesi gerektiğini söyleyerek siyah ve yeşil çayda kalbi koruma özelliğine sahip maddeler bulunabileceğini tahmin ettiklerini söylediler. Söz konusu çalışma, 13 Mayıs'ta Amerikan Kalp Birliği Dergisi'nde yayınlandı.
Çalışmayı yöneten Dr. Kenneth Mukamal, sonuçların beklediğinden çok daha şaşırtıcı olduğunu ve çay bitkisinin kalp sağlığı üzerindeki gerçek etkisinin, araştırma sonucundan daha az olması durumunda bile, kalp krizinden kurtulmak için hatırı sayılır bir fayda oluşturabileceğini savundu.
Çalışmada çay içenler ile çay içmeyenler arasında, kalp krizi sonrası ölüm oranları da araştırıldı. Araştırma sonuçlarına göre, çay tüketimi fazla olanlarda (Günde 2 veya daha fazla bardak), çay tüketmeyenlere oranla yüzde 44 daha az kalp krizi nedenli ölüm görülüyor. Bir haftada 14 bardaktan daha az çay tüketenler ise, hiç tüketmeyenlere oranla yüzde 28 daha az kalp krizi sonucunda ölümle karşılaşıyorlar.
Bu geniş kapsamlı araştırmada, araştırmacılar kalp krizinden sonra hayatta kalan bin 900 kişinin, kalp rahatsızlıklarından önceki çay tüketimlerini not alıp bu kişileri 4 yıl boyunca izlemeye devam edecekler. Araştırmaya katılmış olan doktorlar; denek olarak alınan kişilerin yeni bir kalp krizine ya da kalp rahatsızlıklarına daha yatkın olan, yüksek risk grubundaki insanlardan seçildiğini belirtiyorlar.
Araştırmacılar 'Flavonoidler'in (Bitkilerden elde edilen, besinlerde doğal olarak bulunan antidoksidanlar) kan damarlarını genişleterek kanın vücuttaki dolaşımını daha kolay sağladığını ve böylece kalbi doğal yoldan korumanın mümkün olabildiğini söylüyorlar. Ayrıca 'Flavonoidler'in, LDL kolesterolünün daha kötü bir kolesterol haline dönüşmesini önleyebileceğine dair kanıtlar da bulduklarını belirtiyorlar.
Doktorlar araştırmaların henüz bitmediğine dikkati çekerek, fazla çay tüketimini henüz tavsiye etmemekle birlikte, kalp krizi geçirmiş olan ve çaydaki kafeinden endişe edenlerin bu konuda korkmasına gerek olmadığını iddia ediyorlar. Araştırma yapılırken hastalara ne tür çay (Kafeinli, kafeinsiz) tükettikleri ile ilgili soru sorulmadı. Araştırmacılar tüketilen çayın kafeinli ya da kafeinsiz oluşunun, ortaya çıkan bu olumlu sonucu değiştireceğini düşünmüyorlar.
Uzmanlar bütün bitki çaylarının farklı özellikler taşıdığını ve bu önemli etkiyi hepsinin oluşturamayacağını savunuyor. Yeşil ve siyah çaydaki kimyasal bileşimin de birbirinden farklı olduğu ve bu nedenle farklı faydalar sağlayabileceği ileri sürülüyor.