İstanbul'da yaşayan ve 20 yıl önce A.E. ile evlenen M.G., evliliğinin ilk yıllarından itibaren sistematik olarak işkence gördü. Yaşadıklarına dayanamayıp evi terk eden ve sığınma evine yerleşen kadın, 2012’de savcılığa başvurdu. Kocasının yüzünü jiletle kestiğini, vücudunda sigara söndürdüğünü, ayağını kırdığını, kızgın telle işkence yaptığını, piknik tüpü ile kalçasını yaktığını, cinsel saldırılarını köpekle ilişkiye zorlamaya kadar vardırdığını iddia etti.
Habertürk'ün haberine göre; savcılık, “normal bir ev kadını olarak toplumda yer alan bir kadının iffeti konusunda iftira atamayacağı” karinesi ve Adli Tıp Kurumu’nun verdiği mağdurun ruh sağlığının bozulduğu yolundaki raporları da değerlendirerek A.E. hakkında 2012 yılında dava açtı. M.G., bu süreçte eşinden de boşandı.
ADLİ TIP RAPORU ŞİDDETİ DOĞRULADI
5 yıllık davanın son duruşması, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde geçtiğimiz günlerde yapıldı. Savcı mütalaasında, Adli Tıp raporundaki M.G.’nin yüzünün kesildiği, kolunda sigara yanıkları bulunduğu, topuğunun kırıldığı yönündeki tespitlerin maruz kaldığı şiddeti doğruladığını vurguladı. A.E.’nin ‘cinsel saldırı’, ‘yüzünde iz bırakacak şekilde kasten yaralama’ gibi suçlardan 27 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Savcı, ‘hürriyeti tahdit’ten ise beraat istedi.
‘HEPSİ İFTİRA’ DEDİ BERAAT İSTEDİ
Sanık avukatı, evlilik birliği içinde gerçekleştiği iddia edilen cinsel saldırı soruşturmasının şikâyete tabi olduğunu belirterek “Bu süre geçmiştir. Yaralanmaların ne şekilde, kim tarafından ve ne zaman gerçekleştiği hususunda kesinlik yoktur. Cinsel saldırı suçu açısından da soyut ve itfiradan öteye gitmeyen beyanların dışında delil de bulunmamaktadır” dedi. Beraat isteyen A.E. ise “Bana atılan büyük bir iftiradır. Şaşırıyorum” diye konuştu.
‘EMEKLEYEREK YÜRÜDÜM’
Mahkeme, M.G.’nin “Cinsel saldırıya uğradıktan sonra aradan bir zaman geçti. Sanık beni tekrar döverek ayağımı kırdı. Ben, 6 ay kadar tedavi olmadan evde emekleyerek yürüdüm. Ayağa kalktığım zaman da çocuklarla birlikte müracaatta bulundum” şeklindeki ifadesini dikkate alarak, 6 ayda şikâyet hakkını kullanmaması nedeniyle davanın düşürülmesine karar verdi.
M.G.’nin cinsel saldırı eylemi nedeniyle ruh sağlığının bozulmasını yaralama sayan mahkeme, sanık kocayı bu suçtan 3 yıl hapse çarptırdı. A.E.’ye ayrıca ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan da 12 hapis cezası verildi. İndirim uygulamayan mahkeme heyeti, diğer şiddet iddialarıyla ilgili de suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
‘ŞİKÂYETİN KABUL EDİLMESİ GEREKİRDİ’
Şişli Kaymakamlığı İnsan Hakları Kurulu Üyesi Avukat Dilek Şahbaz, kararı şöyle değerlendirdi: “Erişkinlerde TCK’ya göre cinsel saldırı suçlarının şikâyete tabii olması kabul edilemez olsa da bu bir gerçekliktir. 6 aylık hak düşürücü süreye tabiidir, ancak söz konusu olayda şikâyet iradesinin ortaya konulmasını engelleyen hile, cebir, şiddet, tehdit var. Bu nedenle mağdur uğradığı zincirleme saldırıların etkisi altında tehdit ve baskı hissederek şiddete maruz kaldığı için geç kalmış. Kurtulur kurtulmaz şikâyet hakkını kullanmış. Bu nedenle kabul edilmesi gerekir. Zira şikâyet sürecinin başlangıcı, tehdit ve baskının ortadan kalktığı ve sağlıkla hareket edebildiği zamandır.”