Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde eşinden gördüğü şiddet gerekçesiyle evliliğini bitiren kadın "Evliydim, beni odaya kapatıp çakmakla yakmaya kalktı. En son kaçışımda da bıçağı çıkartıp, ‘Oğlunu mu önce kesip buzdolabına koyayım, seni mi önce kesip buzdolabına koyayım’ diye teklif etmiş bir insan" dedi.
Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde eşinden defalarca şiddet gördüğü gerekçesiyle evliliğini bitiren Özge Atılğan isimli kadın evliliği boyunca yaşadığı zorlu hayatı anlatarak konunun çözülmesi için yetkililerden yardım istedi. Türlü türlü işkencelere maruz kaldığını iddia eden 21 yaşındaki kadın, boşandığı eşinin kendisini çakmakla yakmaya kalktığını ileri sürerek, "Bıçağı çıkartıp, ‘Oğlunu mu önce kesip buzdolabına koyayım, seni mi önce kesip buzdolabına koyayım’ diye teklif etmiş bir insan. Ben bunun tehlike boyutunu ne kadar anlatabildiğimi bilmiyorum" dedi.
"SURATIMI BAKAMAYACAK HALE GETİRDİ"
3 senelik evliliği boyunca şiddet gördüğünü dile getiren Atılğan, “Bunu da kadın sığınma evine kaçarak kurtulabildim. Çok zorlu bir süreçti bu. Daha sonra, şu an velayeti bende olan oğlum, babasındaydı almaya gittiğimde beni içeri sokarak aşağı yukarı 3-4 dakika içerisinde beni suratımı bakamayacak hale getirdi. Kafama silah dayadı. Oğlumu içeriden alamadım. O gün gerçekten hastane polisiyle de görüştüm.
Tekrardan uzaklaştırma kararı aldım ama bunlar hiçbir şeye fayda etmiyor. Şu an o dışarıda geziyor. Savcılığa daha sonra gittiğimde polis sürecinden sonraki ‘Bana yanında polisle de gelsen, benim bütün işim gücüm sensin’ demesine rağmen halen tek olmam. Yani kadınların ölümlerini bekliyorlar. Öl hakkını arayalım gibi yasalarımız var. Benim daha öncede bununla ilgili davam vardı" dedi.
"ODAYA KAPATIP ÇAKMAKLA YAKMAYA KALKTI"
Sürekli darp edildiğini ifade eden Atılğan, "Bu kişi beni bu dönem içerisinde evliydim beni odaya kapatıp çakmakla yakmaya kalktı. En son kaçışımda da bıçağı çıkartıp, ‘Oğlunu mu önce kesip buzdolabına koyayım, seni mi önce kesip buzdolabına koyayım’ diye teklif etmiş bir insan. Ben bunun tehlike boyutunu ne kadar anlatabildiğimi bilmiyorum. Şu an velayeti bende olan çocuğumu almak için aile mahkemesinden karar istiyorlar. Çocuğumun orada tehlikede olduğunu, bunun mesuliyetini, kimsenin alamayacağını söylememe rağmen halen çocuğumu alamadım. İcra yoluyla almaya çalışıyorum. Bu çocuk 2 yaşında ve bana ihtiyacı var. Şu an suratım biraz daha iyi halde olabilir ancak cumartesi günü kesinlikle bakamayacak bir haldeydi.
Ben ölmüş olsaydım herkes arkamda olacaktı. Benim üzüldüğüm nokta bu kadar duyarsız kalınması. Herkes cesedimin arkasında olacaktı. Çok zorlu bir süreç geçirdim 3-4 sene boyunca, dişim kırıldı. Peteğe kafam geçirilerek, bunun dışında hatırlayıp hatırlamadığım yol ortasında dayak yedim insanlar sadece bakıp geçiyor. Aklınızın hayalinizin almayacağı çeşit çeşit üçlü fişlerin kablosunu dolayarak bana uygulamaya çalıştığı, onunla beni dövmeye çalıştığı zamanlar. Bu adam bu şiddeti sadece bana karşı uygulamıyor" diye konuştu.
"YAŞIM DAHA ÇOK GENÇ VE BEN ÖLMEK İSTEMİYORUM"
Çocuğuna tekrar kadın sığınma ortamını yaşatmak istemediğini de aktaran Atılğan, "Zaten şiddetten dolayı prematüre doğmuş bir bebekti. Oradaki 1 aylık 2 aylık bir süreçte inanılmaz hasta oluyor ve ben çıkmak zorunda kaldım oradan. 2015 yılında evlendim. Bu senenin ocak ayında boşandım. 1 sene oldu. O da kadın sığınma evinden hiçbir şekilde haber almadıklarından dolayı mecbur olarak boşanma davasını kabul etmek zorunda kaldılar. O boşanma sürecinde de çünkü çocuğum var benim yeter ki zarar gelmesin diye her şeyi ben hazırladım. 400 lira şu anda nafaka yazmasına rağmen bir kere bile almadım bu nafakayı. Şu anda da yemek yiyemiyorum. Cumartesi gününden beri çorba tarzı şeylerle besleniyorum.
Oturmakta, yürümekte çok büyük güçlük çekiyorum. Kafamdaki şişlikler yeni indi. 7 gün boyunca ben iş göremez raporu almak zorunda kaldım. İşime gidemiyorum. Bu süreç daha ne kadar devam edecek bilemiyorum. Çünkü çocuğumu aldıktan sonra benim için çok büyük bir tehlikeli süreç başlayacak. Bu onun bam teline basmış olacak. Onun yanından icra kararı ile almış olmam. Ben kendi canımı geçtim çocuğumun canını nasıl koruyacağım diye düşünüyorum. Çocuğun eline silah tutuşturuyor, fotoğraf çektiriyor.
Çocuğun elindeki silahı sosyal medyada paylaşıyor ve bunu doğru bir kanı olduğunu düşünüyor sanırım. Bu çocuğun psikolojisi için kötü bir durum. Benim yaşım daha çok genç ve ben ölmek istemiyorum. Benim bir oğlum var ben annesiz büyüdüm. Ben çocuğum annesiz kalsın istemiyorum" dedi.