Başbakan Binali Yıldırım, tezkere ve Milli Güvenlik Kurulu kararıyla ilgili değerlendirmede bulundu.
Kırşehir Belediyesi’ni ziyareti sonrasında açıklama yapan Başbakan Binali Yıldırım, “Kuzey Irak'ta referandum kararı yanlış bir karardır. Bir maceradır. Gerekli uyarıları başından beri dostça komşu ülke olarak yaptık. Ancak görüyoruz ki uyarılar yerini bulmadı. Bu yanlışta ısrar devam ediyor. Tüm dünyanın karşı olduğu, komşularının hiç birinin istemediği bu yanlışta ısrar etmenin sonu hayır olmaz. Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkezi, Arabı, Süryanisi biz bu topraklarda dayanışma ile bu günlere kadar geldik. Bundan sonra da devam edeceğiz. Burada huzuru bozmaya kişisel ihtiraslara kimsenin hakkı yok. Dolayısıyla bu referandum kararı alındıktan sonra atacağımız adımları dün gerçekleştirdiğimiz MGK toplantısında hemen ardından yapılan Bakanlar Kurulu’nda kapsamlı bir şekilde ele aldık. Hükümet sözcüsü Bekir bey de bunun ana hatlarını aktardı" dedi.
Atılacak adımların referandumda çıkacak sonuca göre atılacağını ifade eden Başbakan Yıldırım, "Atacağımız adımlar şüphesiz Irak ve İran ile komşu ülkelerle yakın iş birliği içinde gerçekleşecek ve bunun bir diplomatik, siyasi boyutu, ekonomik boyutu, güvenlik boyutu olacak. Bunlardan hangi adımın ne zaman atılacağı sahadaki gelişmeye göre kararlaştırılacak. Tüm seçenekler görüşüldü, değerlendirildi. Herşey masanın üzerinde. Uygulamayı da, referandum sonucunu görelim ondan sonra kamuoyuyla paylaşacağız. TBMM olağanüstü toplanıyor. Yurt dışına asker gönderme ile ilgili bir tezkere var. Bu tezkere görüşülecek ve mecliste oylanacak. Bu konuda desteğini ifade eden MHP ve CHP’ye teşekkür ediyorum. Mesele milli güvenlik meselesi olunca siyaset bizim geleneğimizde her zaman ikinci planda kalmıştır. Bu gün de bunun aynı şekilde gerçekleşmesi ülkemiz adına önemli bir konu vesilesidir. Dolayısıyla 80 milyon vatandaşımız var. Ülkemizin güvenliği için hiçbir maceraya asla müsamaha göstermeyiz. Doğusunda batısında bu ülkenin neresinde yaşarsa yaşasın bütün insanlarımız müsterih olsun. Bu mesele Kürt kardeşlerimizin meselesi değildir. Kürt kardeşlerimiz hem bizim hem de komşu ülkelerde aynı şekilde huzur ve barış ile yaşamaları bizim en büyük arzumuzdur. Bizim istemediğimiz birinin bir maceraya kalkışmasıdır. Bütün dünyanın ikazlarına kulağını tıkayarak bildiği yolda, yanlışta ısrar etmesidir. Bunun bir bedeli olacaktır. Bu kararı verenler bu bedeli ödeyeceklerdir. Hiçbir dahli olmayan günahsız insanlara bedel ödetmeye hakkı yoktur" dedi.