Türkiye'nin ilk coğrafi işaretli ürünlerinden Kayseri sucuğu ve pastırması ile Afyon sucuğu ve pastırması arasındaki yarış, Avrupa'ya taşındı. Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan coğrafi işaret tescili alan iki il, bu ürünler için Avrupa Komisyonu'na yaptığı Korumalı Coğrafi İşaret başvuru sonuçlarını bekliyor.
Kayseri ve Afyon arasındaki sucuk ve pastırma yarışı Avrupa'ya taşındı. Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan coğrafi işaret tescili alan iki il, bu ürünler için Avrupa Komisyonu'na yaptığı Korumalı Coğrafi İşaret başvuru sonuçlarını bekliyor.
Afyon ve Kayseri'nin sucuk ve pastırma rekabetinde Türkiye'de Marka ve Patent Kurumu'ndan ilk coğrafi işaret başvurusu yapan ve tescili alan il Kayseri iken, Avrupa Birliği coğrafi işaret başvurusunu yapan ilk il ise Afyon. Kayseri pastırması 2001, Kayseri sucuğu 2002 yılında coğrafi işaret tescili alırken, Afyon pastırması 2004, Afyon sucuğu ise 2005 yılında coğrafi işaret tescili aldı. Avrupa Birliği coğrafi işaret tescili için ilk başvuru ise Afyon sucuğu ve pastırması için 2012 yılında yapılırken Kayseri sucuğu ve pastırması için 2017 yılında başvurular yapıldı.
Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜCİTA) Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, Türkiye'de Afyonkarahisar ve Kayseri illerinin sucuk ve pastırma rekabeti ile benzer durumdaki bazı iller ve yöresel ürünlerinden örnekler verdi. Türkiye'de coğrafi işaretli ürün başvurularında bazı ürünlerde duplikasyon (çoğaltma) olduğunu belirten Prof. Dr. Tekelioğlu, "Kayseri'nin sucuk ve pastırması ile Afyon'un sucuk ve pastırması AB'de coğrafi işaret bekliyor. Şehirler ve ürünler arasında bir rekabet var ama öncelikle AB tescili alarak ürünler kendi tanınırlığını artırmak ve AB'de korunmak istiyor. Bu çok önemli" dedi.
COĞRAFİ İŞARET YETMİYOR
AB'den tescil alımının tek başına yeterli olmayacağını söyleyen Prof. Dr. Tekelioğlu, "Bizzat gözledik, Antep baklavası Antep'te korunamıyor. Neden, çünkü coğrafi işaret yönetişimi tanınmıyor. Sistem çalışmadığı sürece AB'den tescil almak da çok anlam ifade etmiyor. Coğrafi işaretlerde, 'coğrafi işaret tecavüzü' dediğimiz olaylar da çok yaşanıyor. Yani bunların sahtelerinin yapılması falan. Söz gelimi Avrupa Fikri Mülkiyet Ofisi'nin 2014 çalışmalarına göre AB'de coğrafi işaret tecavüzünden kaynaklanan zarar 4,5 milyar Euro. Bunun 1,5 milyar Euro'su Fransa'ya ait. Yani AB'de sahtecilik çok yoğun bir şekilde oluyor. Özellikle internet üzerinden coğrafi işaret tecavüzü çok var" diye konuştu.
İHTİLAFLAR DOĞABİLİYOR
Türkiye'de olduğu gibi başka ülkeler ve kentler arasında da ihtilaflar doğabildiğine işaret eden Prof. Dr. Tekelioğlu, Cezayir ve Tunus arasındaki hurma sorunundan örnek verdi. Prof. Dr. Tekelioğlu, "Bir hurma çeşidi, ışığa tuttuğunuzda çekirdeği görülür. O 'benim', öbür 'benim' diyor. Bizde de böyle şeyler var. Siirt Büryan kebabı için tescil aldı, Bitlis 'benim' diyor. Evliya Çelebi'nin Bitlis'ten geçtiğinde Büryan kebabının Bitlis'e ait olduğunu söylemesi. O tarihlerde ise Siirt, Bitlis'e bağlıymış" dedi.
KENTLER ARASI REKABET
Yeni bir tartışmanın da Vakfıkebir ekmeğiyle ilgili olduğunu anlatan Prof. Dr. Tekelioğlu, "Trabzon'un, buna karşın Giresun Görele ilçesinin Çavuşlu beldesi, 'Çavuşlu ekmeği' olarak tescil aldı. Şimdi ikisi arasında korkunç bir rekabet var. Bu rekabet aynı zamanda kentlerde coğrafi işaret tescil sayılarını artırmak yönünde de kendini gösteriyor. Kentler arasında da rekabetten çok kendi öz varlıklarına, yerel değerlerine sahip çıkmak diye isimlendirmek daha güzel olur" diye konuştu.
EKOSİSTEM FARKI
Sucuk ve pastırma için AB'ye yapılan coğrafi işaret başvurularında Afyon'un mahreç işareti, Kayseri'nin ise menşei işareti taşıdıklarını dile getiren Prof. Dr. Tekelioğlu, şöyle devam etti:
"Coğrafi işaretli ürünlerde her ürünün bulunduğu coğrafyalardan kaynaklanan özellikleri vardır. Bulunduğu yöre, o coğrafi alanda bir ekosistem var. Örneğin Finike portakalını o ekosistem sayesinde üretiyoruz. Toprak, iklim, gibi ya da bir insan gücü, beşeri kitle var. Bu beşeri kitle tarihler boyunca bir ürünü üretme konusunda son derece gelişmiş bilgi, yetenek, ustalık geliştirmiş. Bu ustalığın sonucunda o ürün çıkıyor. Çorum'da leblebi çıkıyor ama Çorum'da nohut bile üretilmiyor. Ama bilgi beceri, ustalık orada."
PASTIRMALAR ARASINDA REKABET
Her ürünün bulunduğu yerin, doğal özelliklerinin lezzet ve aromasına katkıda bulunduğuna işaret eden Prof. Dr. Tekelioğlu, "Pastırmada kullanılan etin niteliği gerekir, bu hayvanların nerelerde hangi otlarla beslendiği, yapım tekniği. Örneğin kurutma çok önemlidir. Onları kuruturlar, değişik yönlerden gelen rüzgarlar bile etkiler. Tamamen yapım tekniği, metodu, ustalık sonucudur. Farklar buradan kaynaklanır. En son bu rekabete Kastamonu pastırması da eklendi. Dolayısıyla pastırmalar arasında bir rekabet var" dedi.
TÜKETİCİNİN DAMAK ZEVKİNE GÖRE DEĞİŞİR
Bu ürünlerle ilgili tercihin ise tüketicinin damak zevkine göre değiştiğini söyleyen Prof. Dr. Tekelioğlu, "Ama hepsi de çok güzel, bizim ülkemizin, kentlerimizin öz varlıkları. Hepsinin arkasında çok önemli bir birikim, ustalık, tarihi miras, gelenek, kültür var. Dolayısıyla bütün bunların sonucunda biz şanslıyız. Bu ürünlere ulaşabiliyoruz" diye konuştu.
'ASIRLARDIR SUCUK KONUSUNDA AFYON EN ZİRVEDEDİR'
Afyonkarahisar'daki vatandaşlar ve esnaf ise Afyon sucuğunun ülkede değil dünyada birinci sırada olduğunu savundu. 10 yıldır İkbal Sucukları'nda satış elemanı olarak çalışan Şerafettin Kilci (30), "Sucukta, ekmek kadayıfında, lokumda, kaymakta, Afyonkarahisar en başta ilgi çekmekte. Afyonkarahisar zaten bilindiği gibi gastronomi şehridir. Bu konu çok geç kalınmış bir noktadır. İnşallah bundan sonra yurt içi, yurt dışı, Afyon sucuğumuzu ve yöresel ürünlerimizi gastronomi şehri olarak en çok zirveye taşımaktayız. Bunun Afyon'a çok büyük etkisi olur. Afyonkarahisar ile Kayseri rekabetten dolayı, sucukta tartışmaya girilmez. Afyon eskiden beri sucuk yapmaktadır. Asırlardır sucuk konusunda Afyon en zirvededir. Bu tartışılmaz. Türkiye'nin değil, dünyanın birinci sırasındadır" dedi.
'KAYSERİ SUCUĞU DA GÜZEL AMA AFYON SUCUĞU TARTIŞILMAZ'
Esnaf Emre Argadal (25), "Bir Ankaralı olarak Afyon sucuğunu Kayseri sucuğundan daha iyi görüyorum. Ankara'da yok Afyon sucukları. Kayseri sucuğu da güzel ama tartışılmaz Afyon sucuğudur" diye konuştu.
'TABİ Kİ AFYON SUCUĞU'
Satış danışmanı Esra Göbel (30) ise, "Tabii ki Afyon sucuğu. Kalitesini kendi çapında tescillemiş. Lezzetinin herkes farkında, pek de tartışmaya açık bir konu değil" diye konuştu.
Afyonkarahisar'ın sucuğunun meşhur olduğunu ifade eden lokanta sahibi Ayşe Safkurşun da şöyle konuştu:
"Kayseri'de çemen de katılıyor, biraz daha ağır oluyor onların sucukları ve çok yağlı oluyor. Bizimkinde yağ oranı ile et oranı daha orantılı olduğu için hatta gördüğünüz gibi hiç yağ katmadan sucuklarımızı pişirdik. Bu kadar yağ oranı iyi geliyor. Yumurtamıza daha iyi lezzet katabilmek için de çok az bir şey tereyağı kattık. Kayseri sucuğu ile Afyon sucuğunun tartışmaya açılabilecek bir tarafı yok. Afyonkarahisar sucuğumuz tartışmasız en önde."
‘SUCUK VE PASTIRMA DENİLDİĞİNDE AKLA İLK GELEN ŞEHİR KAYSERİ'DİR’
Kayseri Ticaret Borsası Başkanı Recep Bağlamış ise Kayseri sucuğuna Avrupa Birliği'nden coğrafi işaret geleceğine inandığını belirterek, "Kayseri sucuk, pastırma ve mantıda lider bir konumda. Kayseri Ticaret Odası 2017 yılında Kayseri pastırması, Kayseri sucuğu ve Kayseri mantısı olmak üzere AB’ye coğrafi işaret noktasında müracaatı olmuştu. Bu başvuralar normalde iki yıl içerisinde sonuçlanıyor, fakat 4 yıla yakın bir zaman oldu. Büyük ihtimalle, coğrafi işaretin tam manasıyla Kayseri’ye verilmesiyle ilgili araştırmalar devam ediyor. İnanıyorum ki Kayseri sucuğuna AB’den coğrafi işaret verilecektir. Biz Türkiye’de ilk adımı Türkiye Cumhuriyeti’nde coğrafi işareti Kayseri olarak aldık. Kayseri olarak bizim isteğimiz, pastırmada olduğu gibi bu tescilin AB tarafından Kayseri’ye verilmesi beklentisindeyiz. Afyon ilimizde sucuğu ile ilgili iddiaları var bu iddiaları öldürebilmek için de coğrafi işaret belgesini alacağız" diye konuştu.
Kayseri’de sucuk üretiminin yıllardan bu yana devam ettiğini kaydeden Bağlamış, şöyle konuştu:
“1950 yıllarına dayanan bir sucuk imalatımız var. Sucukta ‘avcar’ dediğimiz baharat olasılığımız Türkiye’ye hitap eden bir tatta. Sucuğu Türkiye’ye tanıtan ilk Kayseri, üretimi Kayseri’de başlıyor daha sonra yaygınlaşıyor. Diğer illerimiz de tabi ki üretim yapacaklar, Kayseri sucuğunu örnek alarak satışında da özellikle Kayseri sucuğu diye satmaya başlıyorlar. Her bölgemizin kendine göre iddiası var, bizim bölgemizin özellikle iddiası ‘avcar’ ve dana etinden yapıyor olmamız. Bizim sucuğumuzun eti erkek hayvanlardan elde edilen, birinci kalite ürün olması en önemli özelliğimiz. Bugüne kadar Türkiye’ye önderlik yaptı, bundan sonra da sucuk Türkiye’de Kayseri markası olarak liderliğini sürdürecek. Asla Kayseri sucuğunu ne Afyon’a ne de diğer illerimize kaptırmayacağız. Aynı pastırmada olduğu gibi sucukta Türkiye’de liderdir. Sucuk ve pastırma denildiğinde aklımıza ilk gelen şehir Kayseri’dir. Bunu da Afyonlu kardeşlerimize duyurmuş olalım."
‘KAYSERİ SUCUĞUNUN LEZZETİ, BAHARATIN LEZZETİNDEN GELİR’
Korumalı Coğrafi İşaret'in Kayseri'ye verileceğinden emin olduklarını söyleyen 40 yıllık pastırma ve sucuk satan Adem Karaca, "Kayseri'de çok eski bir geçmişe sahip olan sucuğun lezzeti, Erciyes'in rüzgarından ve baharatın lezzetinden gelir. Kayseri sucuğunu pişirmeden de yemek mümkün. Sucuğun doldurulduğu bağırsak çok önemlidir. Lifli olan Kayseri sucuğunu pişirmek için tavaya birkaç damla su koymak yeterlidir. Afyon kaymağı ve lokumuyla ünlü bir şehir. Korumalı Coğrafi İşaret Kayseri'ye verilecektir" dedi.
Alışveriş için Fransa'dan Kayseri'ye gelen Nurettin Altay da, "Kendimi bildim bileli sucuk ve pastırma alışverişlerimizi Kayseri'den yaparım. Kayseri sucuğunun acılığı, baharatı damak tadıma uyuyor. Afyon sucuğunu hiç yemedim. İki şehir arasında bir kıyaslama yapılıyorsa kesinlikle Kayseri sucuğudur" diye konuştu.