Süper Lig'in ilk kadın başkanı Berna Gözbaşı, özel açıklamalarda bulundu.
Göreve geldikten sonra kadınlardan çok büyük bir destek aldığını ifade eden Gözbaşı, "Çok yoğun bir gündemim oldu. İş kadınıyım, ihracatçıyım. Çok da ödüllerim olduğu için basına ve medyaya alışkınım. Ancak bu inanılmaz bir enerji yarattı. Bir kaç yayında da söyledim, sanki Türk kadınları, Türk Medeni Kanunu'nda yeni bir hak kazanmış gibi bir coşku oldu. Bu da bana çok ağır bir yük verdi. Biliyorsunuz ki takımımız da lig sonuncusu durumunda. Bütün kadınlar adına başarılı olmam gerekiyor. Bunun sorumluluğundayım. Ama mutluyum ve bu beni daha çok motive ediyor. Bu moral ve motivasyonu da takıma yansıtmaya çalışıyorum. İnşallah da başarılı olmayı umut ediyorum" diye konuştu.
"ŞEHRİN BÜYÜKLERİ BİR ARAYA GELEREK BANA BU TEKLİFİ GETİRDİLER"
Sporun hayatında büyük bir yer kapladığını vurgulayan Kayserispor Başkanı Berna Gözbaşı, göreve geliş sürecini şöyle anlattı;
"Ben ve kardeşlerim basketbol oynadık. Firma bünyesinde işçilerimden kurduğum bir futbol takımım vardı. Maç günleri, 'Çeyrek finale kalırsanız çeyrek altın, yarı finalde yarım altın' gibi prim açıklardım. Çeyrek finale çıkınca o gün bütün üretimi kapatır, davul zurna maçlara giderdik. Daha sonra da firma bünyesinde BRN Voleybol adında takımım oldu. Bunu da genç kızlarımıza sahip çıkmayı amaçlayarak kurduk.
Futbolun hayatıma girişi de; benden önceki başkanım Erol Bedir, beni yardımcılık görevi için davet etmişti. Bundan sonra bu da bir farkındalık yarattı. İlk kadın başkan yardımcısıyım ve bir arkadaşımla beraber ilk kadın Futbol Federasyonu delegesiyim. Bununla birlikte bütün büyük kulüplerimizde ve Anadolu kulüplerimize yeni kadın yöneticiler oluştu. İlk farkındalık buradan başladı. Daha sonra da bu başkanımız istifa ettiği için kongre süreci başladı. Şehrin büyükleri bir araya gelip, bütün dinamikler, yani hiçbir siyasi görüşü ve farkı olmadan bana bu teklifi getirdiler. Tabi çok yoğun bir hayatım var, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nda (DEİK) yönetim kurulu üyesiyim, bizim Kayseri serbest bölgenin yönetim kurulu üyesiyim, Dünya Türk iş Konseyi'nde de (DTİK) yönetim kurulu üyeliği yapıyorum. Ancak kendi esas işim üretim-ihracat, bunun yanında ülkenin ticari diplomasisinde görev alıyorum. Ama bir anda futbol gündemime girdi ve bunda da başarılı olmayı umut ediyorum."
"KULÜPLER DOĞRU YÖNELTİLMEDİ. PROFESYONELCE YÖNETİLMEDİ. İŞ DÜNYASINDAN DA BAŞARILI İSİMLER, BİR ŞEKİLDE HEPİMİZ ZORLANARAK ÇAĞIRILDIK"
Kulüplerin profesyonelce yönetilmemesi sonucu iş dünyasının başarılı isimlerinin bu görevlere getirildiğini sözlerine ekleyen Gözbaşı, "Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, Gaziantep FK Başkanı Mehmet Büyükekşi ve asbaşkan Masum Altunkaya ile Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nda (DEİK) beraberdik. Hatta DEİK Başkanı Nail Olpak telefonla arayıp esprili bir şekilde dedi ki; 'Berna, beyler, sizler ülkenin ticari diplomasisinde yer alıyorsunuz, ne oluyor, birer birer futbol kulüplerine gidiyorsunuz? Yani kulüpler bir şekilde zor duruma girdi, şimdi ihracatçılardan bunun kurtarılması bekleniyor. Ben bunu şöyle algılıyorum. Sanırım kulüpler doğru yöneltilmedi. Profesyonelce yönetilmedi. İş dünyasından da başarılı isimler, bir şekilde hepimiz zorlanarak çağırıldık buna. Kulüplerde profesyonelleşme, kurumsallaşma, şeffaflaşma konusunda bizden bir görev beklendiğini hissediyorum. Bunu da yapacağım" dedi.
"HERKES BANA 'FUTBOLDAN ANLIYOR MUSUN?' ,'OFSAYT NEDİR' DİYOR. BEN OFSAYTI NEDEN BİLEYİM. OYUNCU BİLSİN, HAKEM BİLSİN"
Başkan Berna Gözbaşı, herkesin görevini iyi yaptığı sürece başarının geleceğine inandığını belirterek, "Göreve geldiğim ilk andan itibaren tesislerden, hatta güvenlikten çalışmalara başladım. Henüz çok çiçeği burnunda bir başkanım. Futbolcularla iletişime geçerek sorunları anlamaya çalıştım. Bana göre ilk olarak yönetimin bir 'takım' olması lazım. Çalışanların bir takım olması lazım ki takımınız da takım olsun. Ben de şu anda bulu yapmaya çalışıyorum. Bu erkeklerin egolarının savaştığı, her şeye kulaklarımı tıkadım.
Ben kulüpte çalışıyorum. Dışarıda kavga kıyamet kopuyor, kongreler erteleniyor, bunları hiç duymuyorum. Duymamaya da devam ediyor. Ben iş hayatımda, kriz zamanında haber bile dinlemem. Çünkü o negatif enerjiyi almak istemem. Burada da aynı şeyi yapıyorum.
Yönetimde de şunu söylemiştim, 'Ya emek ver, ya da para ver ama poz vermeyeceksiniz.' Burası sizin kişisel reklam yeriniz olmayacak. Olacak elbette, ama bunun bu kulübe mutlaka maddi yardımı olacak.' Çünkü kulüplerin mali yapısını biliyorsunuz, korkunç. Dün gece saat 2'de bile yabancı bir futbolcumuzla kontrat konularını konuşuyordum. Ben bunu bir iş olarak görüyorum.
Herkes bana 'futboldan anlıyor musun?' ,'ofsayt nedir' diyor. Ben ofsaytı neden bileyim. Oyuncu bilsin, hakem bilsin. Oyuncu ofsayta düşmesin, hakem de yanlış karar vermesin. Ben bu işi doğru yönetmeyi becerebilmek istiyorum. Takımı oynatmak teknik direktörün işi. Takıma moral motivasyon vermek benim işim. Herkes işini yapmalı. Zaten Türkiye'de en büyük sorunumuz bu. İş dünyasında da gördüğüm bu. Herkes hem siyasetçi, hem iş adamı, hem futbolcu.. Herkes her şeyden anlıyor. Bence uzmanlaşma yoluna gitmeliyiz ve herkes görevini yapmalı" şeklinde konuştu.
"MALİ DURUM, YANLIŞ TRANSFERLERDEN DOLAYI O KADAR KÖTÜ Kİ, HİÇ KİMSE ELİNİ TAŞIN ALTINA SOKMADI"
"Mali durum yanlış transferlerden dolayı o kadar kötü ki, hiç kimse elini taşın altına sokmadı. Ben şimdi elimi taşın altına soktum" diyen Berna Gözbaşı, çoğunluk sağlanamadığı için 7 Aralık Cumartesi gününe ertelenen olağanüstü genel kurul ile ilgili şunları söyledi;
"Ben tek adaydım. Hala söylüyorum, varsa aday çıksın. Aylarca aday aradılar. Mali durum, yanlış transferlerden dolayı o kadar kötü ki, hiç kimse elini taşın altına sokmadı. Ben şimdi elimi taşın altına soktum, kim varsa sorumluluk alacak herkesi davet ettim. Kadınlara dedim ki; 'yıllardır yönetim kurullarında daha fazla kadın diye savaşıyorsunuz, bugün en gelemeyecek yere geldim, futbolda kadın yönetici oldum. Bu takım düşerse hepimiz düşeriz. O yüzden yaptığım her kampanyada eğer başka çözümler bulamazsam birlikte yardım kampanyalarında hepiniz benimle olacaksınız.' Türkiye'de kadının yönetimlerde yer almasını bir sembol olarak görüp 'düşersem düşeriz hashtagi ile destek bekleyeceğim.' Hepsi Kayseri'ye gelmek istiyor, bir gün kadın vekiller, kadın STK'ları, kadın köşe yazarları hakkında bir tribün yapıp bir farkındalık yaratmak istiyorum."
"KADIN TARAFTARLAR, TRİBÜNLERE GELELİM, MANTI YAPALIM, ATKI ÖRELİM DİYORLAR"
Kadın taraftarlar tarafından da çok sevildiğini sözlerine ekleyen İstikbal Mobilya Kayserispor Başkanı Berna Gözbaşı, "Kadın taraftarlarımız tribünlerde artacak. Bu zaten doğal hali ile de artacak. Başkan olduktan sonra ilk defa AVM'de bir işim vardı, hızlıca girdim çıkayım derken ufak bir mesafeyi çok uzun bir sürede yürümek zorunda kaldım. Bütün kadınlar, 'Berna başkan' diye seslendi. Tribünlere geliriz diyenler, mantı yaparım diyenler, atkı örelim diyenler var. Bir siyaset partimizin kadın teşkilatı bunu önerdi. Ben de peki yapın, videoları çekin, erkeklere gösterelim bakın hanımlar karınca kararınca çalışıyorlar, haydi beyler pamuk eller cebe diye. Çünkü hakikaten çok borcumuz var" dedi.
"KULÜP BAŞKANLARI EGO SAVAŞLARINI BİTİRMELİ"
DHA'ya konuşan Berna Gözbaşı, Türk futbolunu değerlendirirken, "Koltuğa oturan başkanların vaktinde bırakması gerektiğini düşünüyorum" diyerek, şu ifadeleri kullandı;
"Öncelikle kulüp başkanları ego savaşlarını bitirmeli. Spor birleştiricidir, insanları dil, din, ırk, siyasi görüş fark etmeden o tribünlere getirir, bunun güzelliğini fark edip bunun birleştiriciliğini yapmalı kulüp başkanları. Yapmıyorlar demiyorum, sakın yanlış anlamasınlar ama bu konuda daha birlikte çalışmamız gerekli. Kongre sürecinde ben çalışıyorum, dışarıda kavgalar dönüyor, ben bunları duymak istemiyorum. Her şey Kayserispor için, sevdamız Kayserispor için. Herkes susup, ne yapmalıyız diye konuşmalıyız. Bunu bütün kulüpler için de söylüyorum, bu neticede bir bayrak yarışı. Koltuğa oturan başkanların vaktinde bırakması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü o değişim şart oluyor. Ben işletmeciyim, zaman zaman insanlar işletme körü olabiliyor. Bence başkanlarımız da işletme körü olabilir. Ben şimdi bütün kulübün personellerine gittim, sosyal tesislere, odalara baktım. Her tarafa dokunmam gerektiğini görüyorum. Bu da geçmişten dolayı. Tabii ki ben de o yönetimde vardım ama işlerim çok yoğundu, son dönemde çok ilgilenemedim. Şimdi çok farklı dokunuşlar yapacağım. İlk hedefim takımı ligde tutmak. 'Enkaz devraldım' diyerek klişe de yapmak istemiyorum. Ben elimden geleni yapacağım, hem maddi durum, hem de moral-motivasyon durumu için ve mutlaka ligde kalmak için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Ben mücadeleci bir insanım, hayatım hep ilklerle doludur. İş dünyasında yaptıklarım ile hep ilkler yaşamışımdır. Bu da bir ilk oldu, bu ilki hem kadınlara hem spor dünyasına hem de futbol kulübü yönetimi adına Anadolu'da bir kulübü kurumsallaştırabilirsem bu da benim bırakacağım bir iz olsun. Kadınlar sporun ve futbolun farkındalar ama daha da farkında olsunlar. Bizim en temel sorunumuz altyapılar. Altyapılara dokunmalıyız. 15 yaşında Süper Lig'de gol atan bir Emre'miz var, ilklerin takımı olduk. Sonuncu olmamıza rağmen ilklerle son dönemimiz geçiyor. Sloganımız, 'neden yeni Emre Demirer çıkmasın, neden Emre Demirer'lerin sayısı artmasın', inşallah bu konuda çalışmaları artırmayı düşünüyorum."
hakemlerimiz hakkaniyetli kararlar verirse hiçbir futbol kulübü başkanı da konuşmayacaktır.
"HAKEMLERİMİZİN TARTIŞMASIZ KARARLAR VERMELERİNİ UMUT EDİYORUM"
Hakemler ile ilgili de konuşan kulüp başkanı Gözbaşı, "Ben şuna karşıyım. Hakemlerde bir yanlış varsa, Merkez Hakem Kurulu (MHK), Tahkim Kurulu var. Ben hakemlere karşı konuştukça, negatif oldukça bu benim takımımı antipatik hale getirir. Hakemler de hakkaniyetli kararlar vermeli. Zaten hakemlerimiz hakkaniyetli kararlar verirse hiçbir futbol kulübü başkanı da konuşmayacaktır. Tartışmasız kararlar vermelerini umut ediyorum. Ben hatta ilk maçımda, öğretmenler günüydü, iki hakemimiz de öğretmendi gidip onlara çiçek verdim. Devre arasında Sivassporlular bana diyor ki, 'başkan verdin çiçekleri kartlar çıkmıyor'. Ben de, 'keşke vermeseydim, iki tane sarı kart alacakken esas bizi bitiriyor' dedim, espri yaptım. İşin esprisi tabi bu, tartışılacak bir pozisyon yoktu, çok iyi yönettiler" ifadelerini kullandı.
"İŞ DÜNYASINDA KADIN, ERKEK YOKTUR. FUTBOLDA DA AYNI"
Süper Lig'in ilk kadın başkanı Berna Gözbaşı, sözlerini şu ifadelerle tamamladı;
"İlk Türk kadın hakemimiz Lale Orta ile tanışmak istiyorum. İş dünyasında çok erkek egemen bir şehirde, sektöre sıfırdan başladım. Annem emekli öğretmen, babam emekli astsubay. Mücadeleye, bütün o binlerce erkeğin içinde var olmaya çok alışkınım. Benim iş dünyasına bakış açım şudur: iş dünyasında kadın, erkek yoktur. Futbolda da aynı. Doğru yönetmeyi, işletmeyi, kar eden bir kuruluş haline getirmeyi ve birlikte moral, motivasyonun olduğu, futbolcunun antrenmana güler yüzle, isteyerek geleceği bir ortam yaratırsam bu benim bırakacağım en güzel iz olacak."