AB'nin, 12 Ekim’de açıklayacağı Türkiye'nin 'yapması gerekenleri' içeren Strateji Belgesi basına sızdı. Belgede basın özgürlüğü, yolsuzluk ve polisin orantısız güç kullanımına yapılan vurgular öne çıkıyor.
Avrupa Birliği Komisyonu tarafından her yıl İlerleme Raporu’yla birlikte yayımlanan ve bir bakıma aday ülkelerin yol haritasını çizen Strateji Belgesi, Türkiye’nin ev ödevinin hâlâ oldukça ağır olduğunu ortaya koyuyor. Milliyet’in ulaştığı belgede, eksiklerin atılan adımları gölgede bıraktığı bir denge söz konusu.
12 Ekim’de açıklanması öngörülen belgede öne çıkan mesajlar şunlar:
- Siyasi kriterler: Çoğu alanda temel hakları güçlendirmek için belirgin adımlar atılması gerekiyor.
- Hukukun üstünlüğü: Savunma hakkını ve davaların meşruiyetini etkileyen soruşturmaların yürütülmesi ve yargı süreci konusunda ciddi endişeler var.
- Asker-sivil: İyi ilerleme sağlandı. İç güvenlik sektörü, özellikle de jandarma konusunda, sivillerin denetimini güçlendirecek daha fazla reform gerekli. Askeri yargı alanında ilerleme sürmeli.
- Yargı: Ceza davalarında yığılma var. Alınan önlemlerin yargı dünyası ve sivil toplum arasında bölünme yarattığı da dikkate alınarak uygulama izlenmeli. Mahkeme ya da savcılık, kamu çıkarına olan konularda yeterli bilgilendirmede bulunmuyor.
- Yolsuzluk: Birçok alanda yolsuzluk yaygın olmayı sürdürüyor. Siyasi partilerin finansmanı konusundaki şeffaflık eksikliği ve dokunulmazlıkların kapsamı sorun olmayı sürdürüyor.
- Demokratik açılım: 2009 açılımının devamı gelmedi. Seçilmiş politikacıların ve insan hakları savunucularının tutuklanması endişe yaratıyor. Mayınlar ve koruculuk sistemi hâlâ endişe unsuru.
- Kötü muamele: Orantısız güç kullanımı sürüyor. Özellikle tutuklama sırasında uygulanan aşırı güçle bağlantılı fiziki kötü muamele olayları konusunda inandırıcı suçlamalar mevcut. Kötü muamelede bulunan yetkililerin cezalandırılması konusunda ilerleme yok.
- Basın özgürlüğü: Gazetecilere yönelik davalar otosansüre neden oluyor. Otosansür ve basın üzerindeki aşırı baskı ciddi endişe kaynağı oluşturuyor. Mevcut yasal düzenlemeler ifade özgürlüğünün Avrupa standartlarında korunması için yeterli değil.
- Kıbrıs: İyi komşuluk ilişkilerini ve sorunların barışçıl çözümünü engelleyecek her türlü tehdit, sürtüşme ve eylemden kaçınılmalı.
- Dış politika: İran, Libya ve Suriye konusunda AB’nin aldığı yaptırım kararlarına Türkiye uymadı. Yunanistan, Irak ve bölgesel Kürt yönetimiyle ilişkileri normalleştirme konusunda adım atılırken Ermenistan’la ilerleme sağlanmadı.
- Kadın hakları: Yasal çerçevenin siyasi, sosyal ve ekonomik bir gerçeğe dönüştürülmesi gerekiyor. Namus cinayetleri, zorla evlendirme ve kadına yönelik şiddet ciddi sorun olmayı sürdürüyor.
- Azınlıkların korunması: Özellikle ifade özgürlüğü ve dini özgürlükler alanında önemli çaba harcanması gerekiyor. Azınlıklara yönelik kısıtlayıcı bir yaklaşım sergileniyor. Dilsel, kültürel ve temel haklara tam saygı seviyesine ulaşılmadı.
- Dini özgürlükler: Dini azınlık mensupları aşırı uçların tehditleriyle karşı karşıya.
- Sendikal haklar: Mevcut yasal çerçeve Avrupa standartları ve Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmesi’yle uyumlu değil.