Ankara'da gözler Başbakanlık'a çevrildi. Başbakanlık'tan yapılan açıklamada ise Ricciardone'ye henüz bir randevu verilmediği bildirildi.
ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ne atanması, sancılı bir sürecin sonrasında, Başkan Obama'nın özel yetkisini kullanması yoluyla gerçekleşen Francis Joseph Ricciardone'nin Türkiye'nin alevli gündemine girişi hızlı oldu.
Oda TV baskını, Soner Yalçın'ın gözaltına alınması ve Balyoz tutuklamaları konusundaki görüşünü soran gazetecilere, "Bir taraftan basın özgürlüğünden sözedilirken diğer taraftan gazetecilerin gözaltına alınmasını anlayamadığını" söyleyen Ricciardone'ye hükümet ve AK Parti cephesinden çok yoğun tepki var.
Ricciardone, demokrasiyi ve insan haklarını yerleştirme konusunda çok sorunlu ülkelerde görev yaptı. Bunlardan biri, şu günlerde tarih yazan Mısır'dı. Ankara'ya atanmasında yaşanan krizin ana nedenlerinden birini, görev yaptığı ülkelerde insan hakları ihlalleri konusunu yeterince gündeme getirmemesi oluşturuyordu.
Yahudi ve Rum lobileri, Türkiye'ye bakışı "mümkün olduğunda eleştirel olan" bir büyükelçinin atanmasından yana olduğu için, Obama yönetimini, Ricciardone'nin atanmaması için sıkıştırmıştı.
Ricciardone'nin, Ankara'da verdiği resepsiyonda, basın ve ifade özgürlüğü ile şeffaf yargıya bu kadar net vurgu yapmasında, atanma sürecindeki bu tartışmalar mutlaka etkili olmuştur.
WIKILEAKS HATIRLATMASI
Yeni görev yerinde iyi bir başlangıç yapmak isteyen Ricciardone'nin, hükümetin sert tepkisine yol açan açıklamaları yaptığı resepsiyonda gazetecilerle sohbeti ilginç bir diyalogla başlamış.
"Neler oluyor, sizden dinlemek istiyorum" mealinde bir soruyla önce gazetecilerden değerlendirme isteyen Büyükelçi'ye, bir meslektaşımız, "Wikileaks belgelerini" anımsatarak, ABD elçileriyle yapılan sohbetlerin sonradan nasıl başa bela olduğunu ima etmiş.
Ricciardone, Wikileaks belgeleri konusundaki üzüntüsünü belirttikten sonra, "Zaten benim raporlama tarzım da öyle değildir" demiş.
Resmi görüşmeler yapmışsa, kiminle ne konuştuğunu raporladığını anlatmış. Gayriresmi görüşmelerinde ise isim vererek bir raporlama yapmasının zaten hiçbir zaman söz konusu olmadığını özellikle vurgulamış.
HEMEN RANDEVU İSTEDİ
Gazetecilere, "Bana güvenebilirsiniz" mesajı veren Büyükelçi'nin, hükümetle arasındaki güven ilişkisini nasıl kuracağı merak konusu. Bu nedenle, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la gerçekleştireceği ilk görüşme, yaptığı açıklamanın hükümet üzerindeki izlerini silebilmesi açısından önem taşıyor.
Ricciardone, Ankara'daki görevine atanmasının ardından, protokol kuralları gereği, hemen randevu taleplerinde bulundu. Şu ana kadar görüştüğü isimlerin başında TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Başmüzakereci Egemen Bağış geliyor.
Bu arada Ankara ve İstanbul'da çeşitli kesimlerle resepsiyon ve yemeklerde buluşmayı da sürdürüyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan da randevu tarihi bekliyor.
ERDOĞAN'LA GÖRÜŞME
Edindiğimiz bilgilere göre, ABD Büyükelçiliği'nde, Ricciardone-Erdoğan görüşmesinin önümüzdeki hafta gerçekleşmesi konusunda beklenti var. Günler öncesinden talep edilen görüşmenin gelecek hafta gerçekleşmesi planlanıyor.
Dün Başbakanlık kaynakları ile görüştüm. Randevu talebinde bulunulduğunu ancak görüşmenin ne zaman gerçekleşeceğinin henüz netleşmediğini belirttiler. Başbakan'ın programının yoğunluğuna dikkati çektiler ve "Önümüzdeki hafta böyle bir görüşme gerçekleşecek" demediler.
Başbakan Erdoğan, diplomaside de keskin çıkışları olan bir lider. Hatırlayacaksınız, ABD'nin eski büyükelçisi Eric Edelman'a 6 hafta boyunca randevu vermemişti. Ermeni tasarısının ABD Temsilciler Meclisi Dışilişkiler Komitesi'nde kabul edilmesi üzerine yaşanan gelişmelerin ardından dönemin Büyükelçisi James Jeffrey'in randevu talebi de uzun süre yanıtsız kalmıştı.