MHP lideri Devlet Bahçeli, 22 Temmuz operasyonunu değerlendirerek; "Soyguncular emniyete gece yarısı operasyonu düzenlemiştir. Türk askerinden sonra Türk polisi de AKP komplosuna feda edilmiştir" dedi.
MHP lideri Devlet Bahçeli, gündemdeki konuları değerlendirdiği bir basın toplantısı düzenledi. Bahçeli, MHP Genel Merkezi Basın Toplantı Salonu'nda yapılan toplantıda, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı seçimine değinerek, Başbakan Erdoğan'ı eleştirdi. Türkiye'nin Ortadoğu'da etkinliğinin kalmadığını savunan Bahçeli; "Aday Erdoğan, dış politikada inandırıcılığını ve saygınlığı bittiğinden sadece duygularla oynamakta, sadece zaman kazanmaktadır. Yaşanan insani felakatlerde Erdoğan'ın da parmak izi vardır. Bugün hoşgörü kalmamıştır. Anlaşma, uzlaşma, dayanışma kaybedilmiştir" diye konuştu.
İsrail'in Gazze'ye yönelik operasyonlarına değinen Bahçeli, şunları söyledi; "İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılar, İslam ülkelerinin dağınıklığını, perişanlığını teyit etmiştir. Gazze inim inim inlerken, Arap-İslam alemi kayıtsızlığa, duyarsızlığa gömülmüştüri Sömürge saltanatına omuz verenler 3 maymunu oynamaktadır. Batı ülkelerinin hali ise tam bir karanlıktır. İsrail'in Gazze Şeridine ölüm saçması, fiziken gelişmiş fakat ruhen ve ahlakan sefalete mahkum olmuş batılı ülkeler, cinayetin tarafında yerini almıştır. Almanya'da ABD'ye, Birleşik Krallık'tan küresel güç odakları, zalimlere açık destek vermiştir. Gazze halkı, katliama kurban gitmektedir. 600'a yakın masum hayatını kaybetmiştir. Binlercesi yaralanmıştır. Yüzbinlercesi yerinden olmuştur. İsrail adeta çıldırmış, adeta delirmiş, ölüm makinesine dönmüştür. Gazze'de insanlık suçu işlenmektedir. Küresel vicdan yerlerde sürünmektedir."
"SAYIN FETULLAH GÜLEN BEY, TÜRKİYE'YE GELİNİZ"
Bahçeli, bir basın mensubunun 22 Temmuz operasyonuna ilişkin sorusuna şöyle yanıt verdi; "Sayın Recep Tayyip Erdoğan, giderayak bu operasyonlara hızlı bir şekilde devam etmelidir. Bu devam sonucunda operasyonlar dolanıp dolaşıp kendisinde düğümlenecektir. Özellikle Pensilvanya'ya buradan sesleniyorum; "Sayın Fetullah Gülen bey, Türkiye'ye geliniz. 12 yıllık AKP iktidarının 10 yılını yüzleşeceğinizi ifade ediniz. Her şeyi karşılıklı görüşelim, açıklayalım, bakalım ben geldiğimde sen nereye kaçacaksın diye sorması lazım" dedi.
"ERDOĞAN'IN DİLİ TUTULUR"
Bahçeli, '3 Cumhurbaşkanı adayının birlikte televizyon programına katılması mümkün mü?' yönündeki bir soruya; "Korumalarından, yandaşlarından sıyrılamayan bir Recep Tayyip Erdoğan'ın, yalnız televizyonda çıkma alışkanlığından oldukça zordur. Çünkü kendisine soru pazarlıklı sorulmaktadır, cevap pazarlıklı verilmektedir. Dünyayı kendi çevresinde görmektedir. Nasıl olacakta Selahattin beyle Ekmel beyin karşısında Türkiye'nin meselelerini tartışacak. Dili tutulur."
"ERDOĞAN İLE NETANYAHU ARASINDA HİÇBİR FARK YOKTUR"
Filistin'in Türkiye için çok önemli ve tarihsel bir yeri olduğunu söyleyen Bahçeli; "Filistin-İsrail arasındaki kör düğüm açılmadan, Ankara'nın emniyetli olması imkansızdır. Akan kanın durması, kalıcı ateşkesin sağlanması milletimizin ortak isteğidir. Çok acı verici bir gerçektir ki, Türkiye aday Erdoğan sayesinde hiçbir meseleye müdahil olmamakta ve yön verememektedir. Aday Erdoğan, şiir görünmek adına İsrail'e eften püften tepkiler vermektedir. Erdoğan'ın göstermelik İsrail alerjisi, kızgınlığı hiçbir sonuç doğurmadığı gibi Filistinlilerin hayatını kurtaramamaktadır. Türkiye'nin bölgede sözü dinlenmemekte, nazı ve hatırı geçmemektedir. Aday Erdoğan Filistin davasına zarar vermekte, mazlumların feryadını iç siyasi hedeflere vicdansızca malzeme yapmaktadır. Erdoğan treni çoktan kaçırmıştır. Oturduğu yerden İsrail'e ağız dolusu hakaretler yağdırmaktadır. Ancak, İsrail kan akıtmaya devam etmektedir. Mısır'ı kana bulayanlara 4 parmağını kaldırmakla yetinmiş, Gazze'yi kana bulanlara one minute şovu ile övünmüştür. Irak'ın kuzeyinden çıkarılan petrolü İsrail'e heyecanla ulaştıran Erdoğan, bugün oturmuş Gazze için feveran etmektedir.
İNKAR DA ETSELER JET YAKITI İHRAÇ ETTİLER
Ne kadar inkar edilmişse de, AKP hükümeti bu yılın Mart ve Nisan ayında İsrail'e 142 bin 562 kilogram jet yakıtı ihraç etmiştir. Bu gerçek, TÜİK raporlarıyla sabittir. Bu yakıtlar bugünlerde Gazze'ye ölüm olarak ciro, füze olarak ihale edilmiştir. Aday Erdoğan, Kürdistan konusunda İsrail'le aynı çizgidedir. Bu meyanda aday Erdoğan ile Netanyahu arasında hiçbir fark yoktur. Aday Erdoğan ne söylerse söylesin İsrail'e koruma kalkanı, Siyonizme bekçi, Batı'nın ileri karakoludur. 2004 yılında ABD Musevi Komitesi tarafından verilen Üstün Cesaret Ödülü, hala aday Erdoğan tarafından gururla taşınmaktadır. 2004 yılına kadar bu ödül 10 kişiye verilmiştir. Bunlar arasında İsrailli ya da Musevi olmayan tek kişi Erdoğan'dır. Aday Erdoğan ödülü sırıtarak, zafer kazanmış komutan edasıyla almıştır. 3-15 Nisan 2002'de Cenin kentinde katledilen bin 300 Filistinlinin tabutuna basarak ödül almıştır. Yani aday Erdoğan'ın ödülü aldığı tarihlerde İsrail'in eli ve vicdanı bugünkü gibi tamamen kanlıdır. Artık ayan beyan nettir ki Erdoğan çelişki yumağı, yalan anıtı, riyakarlık abidesidir. Erdoğan kandırmada ustadır" diye kaydetti.
"ERDOĞAN, ARTIK TEDAVİYE CEVAP VERMEYECEK KLİNİK BİR VAKADIR"
Başbakan Erdoğan'ın Filistin barışı önünde engel olduğu ileri süren Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti; "Bir kez daha çuvallayan Erdoğan, 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu bile Filistin davasının yanında durmasına bağlamıştır. Aday Erdoğan, İsrail'e hukuku hatırlatmasının, sözümona mazlumun yanında dimdik durmasının birilerini rahatsız ettiğini, bundan dolay Gezi Parkı'ndan 17-25 Aralık'a kadar hükümeti devirmek için el ovuşturanların devreye girdiğini açıklamıştır. Türkiye'de hukuku ayaklar altına alan bir adam, hangi yüzle İsrail'e hukuk hatırlatması yapmıştır? Türkiye'de zalimce davranan, muhalif unsurları baskıyla sindirme bedbahtlığına soyunan bir adam, nasıl olmuştur da mazlumlara arka çıkmaktan bahsetmiştir? Terörle müzakerede şeref ve onurla yollarını ayıran bir adam, şerefli ve onurlu duruşu ağzına alabilmiştir. Bu ne korkunç ve büyük bir riyadır? Erdoğan, artık tedaviye cevap vermeyecek klinik bir vakadır. Mazlumları yüzüstü bırakan Erdoğan'dır. Çalıntı paraya tenezzül edecek kadar küçülen Erdoğan'dır. Kin, garezle milletimizi ayırma teşebbüsünde bulunan aday Erdoğan'dır. Düne kadar Pensilvanya'nın kuyruğundan ayrılmayan, Washington'un eteğini bırakmayan, Brüksel'den himmet bekleyen, küfür ve küffara kol kanat geren çeyrek adamın niyet ve gayeleri bellidir. Aday Erdoğan başarısızlıktır, israftır, umutsuzluktur, karanlıktır, geriliktir, tefrikadır, kötü sözdür, ihanettir, iftiradır, ithamdır, sevimsizliktir, seviyesizliktir, Türkiye düşmanlarının köksüz, fikirsiz, vizyonsuz, misyonsuz ortakçısıdır. Aynı zamanda Erdoğan Filistin davasındaki engel, barışın önündeki BOP duvarıdır."
"ERDOĞAN'IN IŞİD'E VERDİĞİ SİLAH VE MÜHİMMAT TÜRKMENLERİ MEZARA SOKMAKTADIR"
Gazze'yle birlikte Türkmenlerin de öldürdüğünü dile getiren Bahçeli, şunları kaydetti; "Kerkük, Musul, Telafer, Selahaddin, Tuzhurmatu başta olmak üzere Türkmen yurtlarında akan kan, dökülen gözyaşı, çekilen çile Gazze'yi aratmamaktadır. Türkmenler IŞİD, peşmerge ve merkezi Irak güçleri tarafından üçlü kuşatma altındadır. IŞİD, 6 Haziran'dan beri silahını Türkmenlere doğrultmuştur. Türkmeneli kan revan içinde acılarla boğuşmaktadır. Ne hazindir ki, Türkmenlerin sesini işiten, feryat figanını hisseden çok azdır. Gazze'ye gösterilen alakanın yarısı Türkmenlerden esirgenmektedir. IŞİD ve İsrail aynı şiddet ve vahşet yöntemleriyle katliam yapmaktadır. İkisi de cami ve türbe bombalamaktadır. İkisi de Müslüman öldürmektedir. İkisi de küresel projelerin lehine tetik çekmektedir. 11 Haziran'da IŞİD tarafından tutsak alınan 49 vatandaşımızdan hala bir haber yoktur. Türk toprağını kirleten IŞİD'in tahrikleri hala sünepece sineye çekilmektedir. Şurası bir gerçektir ki, İsrail ve IŞİD, terörist saldırılarla bölgesel istikrarsızlığın iki kutup başı olarak gündemdedir.
Aday Erdoğan İsrail'e laf yetiştirirken, üç günlük yas ilan ederken Türkmenleri aklının ucuna dahi getirmemektedir. Çünkü Erdoğan için Türkmenler; ezilmesi, elenmesi, eritilmesi ve asimile edilmesi gereken bir varlıktır. Erdoğan'ın IŞİD'e verdiği silah ve mühimmat Türkmenleri mezara sokmaktadır. Hakikaten merak ediyoruz; Türkmeneli'nin Gazze kadar hatırı yok mudur? Kerkük, Musul Gazze kadar itibar ve ilgiye layık değil midir? Gazze Müslümandır da Türkmeneli değil midir? Sokaklarda İsrail'i protesto eden kalabalıklar, risk halinde herhangi bir ülkeye anında kaçacak bazı mevki ve makam sahipleri Türkmenleri ne zaman insan yerine koyacaktır? Ülkeler, insani kuruluşlar, insan hakları örgütleri Türkmen soykırımına, Türkmen feryadına, Allah için soruyorum, ne zaman kulak verecektir? Türk milletinin hassasiyetlerine sırt döndüğü, soydaşlarımıza yüz çevirdiği için 10 Ağustos'ta gerekli cevabı inşallah alacak, ekmek karşısında ekmesizlerle girdiği ittifakı çok ağır ödeyecektir."
"PKK'NIN İKTİDARDAKİ ADAMI OLDUĞUNU ASLA GİZLEYEMEYECEKTİR"
Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın MHP'ye dönük eleştirilerine de yanıt vererek şu ifadeleri kullandı; "Cumhurbaşkanı Seçim sürecinde, şahsımın dayatmalara boyun eğdiğini, Sosyalist İşçi Partisi'yle ve Devrimci Halk Partisi'yle aynı çatının altına yerleştiğimizi utanmadan, sıkılmadan söylemiştir. Erdoğan partimizi CHP'ye vagonlukla hayasızca suçlamış, Pensilvanyayla ortak gösterme edepsizliğine soyunmuştur. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın İhsanoğlu'na destek veren partileri de eski Türkiye koalisyonu olarak mimlemiştir. Erdoğan milletin adamı parolasıyla boy gösterse de PKK'nın iktidardaki adamı olduğunu asla gizleyemeyecektir. Yeni Türkiye sözleri de katmerli ve damgalı hainlerin el üstünde tutulacağı, bozgun ve bölünme çetesinin köşe başlarını işgal edeceği bir ülke özleminden başka bir şey değildir. Erdoğan, lafta Mustafa Kemal'in izinden giderek aslında Cumhuriyetin ve milli devletin izlerini silmektedir. Yeni Türkiye ihanet, rüşvet, çözülme, çöküş, kir ve baskı habercisi olup, dönemsel ve korku eseridir. Erdoğan'ın 4 Nisan 2013'de Dolmabahçe'de 63'lüklere hitaben yaptığı konuşmanın şu bölümüne lütfen dikkat ediniz: "Eksiklerimiz olabilir, hatalarımız olabilir ama niyetimiz yeni bir Türkiye, yeni Cumhuriyet kurmanın çabası değil, Türkiye'yi, Cumhuriyetimizi özüyle, ruh köküyle buluşturmanın gayreti içindeyiz. Bir yıl önce yeni Türkiye amacında olmadıklarını söyleyen Erdoğan'dan kısa süre içinde iz kalmamıştır."
"SOYGUNCULAR EMNİYETE GECE YARISI OPERASYONU DÜZENLEMİŞTİR"
22 Temmuz operasyonuna da değinen Bahçeli; "Yolsuzluk karanlığında kaybolan, rüşvet selinde sürüklenen köhnemiş Erdoğan birden bire yeni Türkiye'yi uydurmuştur. Aday Erdoğan'ın; rüşvetçileri suçüstü basan, yolsuzluk şebekesini deşifre eden yüzü aşkın emniyet mensubunun sahur bile yapmalarına izin vermeden kelepçeli şekilde gözaltına alması hırsızların hırsızlığı kapatma eyleminden başka bir şey değildir. Soyguncular emniyete gece yarısı operasyonu düzenlemiştir. Kanun adamları ve kanun devleti kanunsuzların meydan okumasıyla türlü eziyet ve hak mahkûmiyetine maruz kalmışlardır. Türk askerinden sonra Türk polisi de AKP komplosuna feda edilmiştir. İranlı şarlatana, hırsıza uğursuza gösterilemeyen aşırı ve intikamcı kaba güç muameleleri polislerimize reva görülmüştür. İşte bu eski Erdoğan'ın yeni Türkiye maskaralığının ön çalışması, yeni Türkiye mimarisinin temel atma teşebbüsüdür" diye konuştu.
"RÜŞVET VE SOYGUN TAPELERİNİ İMHA HAZIRLIĞIDIR"
MHP lideri, Başbakan Erdoğan'ın 'TİB'in yetkilerini MİT'e devredebiliriz' sözlerini eleştirerek; "TİB'i kurumsal olarak kaldırıp yetkilerini MİT'e devretme niyeti arşivlerdeki rüşvet ve soygun tapelerini imha, istihbarat devletini ise tesis etme hazırlığıdır. Bu da Erdoğan'ın, haram yiyenleri koruyacağı yeni Türkiye provasıdır. Aday Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olması halinde MGK'da olduğu gibi, belirli aralıklarla Bakanlar Kurulu'na başkanlık hevesini peşinen seslendirmesi yeni Türkiye denen anti demokrat bir ülkenin ihsas, ilan ve ihya gayretidir. Erdoğan'ın yeni Türkiye'si taviz, kayıp, hüsran ve yenilgidir. Yeni Türkiye Türk milletinin 36'ya ağrılı ve kanlı bölünmesi, PKK'nın hedef ve taleplerine zorla, tehditle, gözdağlarıyla kavuşmasıdır" dedi.
"EKMEL BEY EKMEK; ADAY ERDOĞAN EROZYONDUR"
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a dönük eleştirilerine devam eden Bahçeli, Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'na destek istedi. Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü; "Erdoğan Kandil süsü, İmralı limanı, Oslo masasıdır. Bize göre artık Erdoğan eşittir Öcalan'dır. Ezcümle diyebilirim ki, Erdoğan milletin değil, PKK'nın, HDP'nin, IŞİD'in, Barzani'nin, İsrail'in, Ermenistan'ın, Rum emellerinin, Lord planlarının, Şark Meselesi'nin, Haçlı hesaplarının adamı ve taşeronudur. Dün Adana'da şahsımı ve partimizi bir kez daha hedef alan Erdoğan; bizim meydanlarda ve ortada olmadığımızı, dizlerimizin bağının çözüldüğünü, sokağa çıkamadığımızı ahlaksızca iddia etmiştir. Adam olamayan adaya buradan söylüyorum; senin baktığın yerde elbette biz olmayız, senin bulunduğun zeminlerde elbette biz görülmeyiz. Zira senin gözlerin haine alışkındır, zira senin kulakların para sayma makinelerinden çıkan seslere, ayakkabı kutularında ve villalarda sakladığın milyon dolarlara duyarlıdır, zira senin fıtratın haram ve hakarete yatkındır. Bizim nerde olduğumuzu, nerede durduğumuzu büyük Türk milleti bilmektedir. PKK aparatları, PKK severler kendi işlerine bakmalıdır. Erdoğan ne yaparsa yapsın; Allah'ın izniyle 10 Ağustos'ta ekmek kazanacak, Ekmel Bey Türk milletinin birliğini temsilen devletin çatısına oturacaktır. Ekmel Bey ekmek; aday Erdoğan erozyondur.
Ekmel Bey huzur; aday Erdoğan hazımsızlıktır. Ekmel Bey istikbale açılan kapı; aday Erdoğan ikbal ve iffetsizliğe çanak tutan yaralı simadır.
Ekmek için, esenlik için, edep için Ekmel Bey çaredir; eğilmiş baş, egoist mizaç, ehlisalip zafer ve entrikacılar için Erdoğan cümle kapısıdır. Takdir Türk milletinindir"