Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, "Ocak ayı kredi kanalları yapılanmaların hareketlenmeye başladığı görülürken, Şubat ve Mart'ta bu sürecin daha da ilerlediğini göreceğiz. Nisan ayı ile birlikte rahatlamanın çok daha güçlü hissedildiği, enflasyonun düşmesiyle birlikte faizlerin de çok daha sert düştüğünü görünce çok daha güzel günler Türkiye'yi bekliyor." dedi.
İzmir için güç birliği yapan İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ve İzmir Ticaret Borsası (İTB) ev sahipliğindeki İzmir Odaları ve Borsaları Ortak Toplantısı, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın katılımıyla yapıldı. Gündemdeki ekonomik gelişmelerle ilgili değerlendirmelerin yapıldığı toplantıya Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın yanı sıra İzmir Valisi Erol Ayyıldız, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Başkanı Yusuf Öztürk, AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci, AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül, milletvekilleri ve iş dünyasından çok sayıda temsilci katıldı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, konuşmasında 96 yıl önce bugünlerde gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi'nden örnekler vererek Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini hatırlattı. Albayrak, " 'Efendiler sizler doğrudan milletimizi oluşturan halk sınıfları içinden geliyorsunuz ve onlar tarafından seçilmiş olarak geliyorsunuz. Bunun için milletimizin ihtiyaçlarını, üzüntülerini herkesten daha iyi biliyorsunuz. Sizin söyleyeceğiniz sözler, alınması gerektiğini söylediğiniz önlemler doğrudan halkın dilinden söylenmiş gibi olur. Zira halkın sesi hakkın sesidir. Bir milletin yükselmesi, düşmesi, milletin ekonomisidir. Tarihin ekonominin belirlediği bu gerçek, milli tarihimizde de görülmüştür. Türk tarihi araştırılırsa bütün yükselme ve düşüş sebeplerinin bir iktisat meselesinden başka bir şey olmadığı anlaşılır. Zaferler, yenilgiler, yok olmalar bunların tümünün gerçekleştiği dönemler iktisadi durumlarla ilgilidir. Yeni Türkiye’mizi hak ettiği yere ulaştırmak için mutlaka ekonomiye birinci derece önem vermek zorundayız. İşte bu memleketi böyle cennet haline getirecek olanlar, ekonomik nedenler ve faaliyetlerdir. Bu millet iktisadi hakimiyetini sağlarsa o kadar kuvvetli temel üzerinde yükselmeye başlamış olacak ki yerinden kıpırdatamazlar. İşte düşmanlarımızın gerçek düşmanların bir türlü rıza göstermedikleri şey budur.' Bütün bu sözler bana ait değil, bunlar Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ait. Tam 96 yıl önce İzmir İktisat Kongresi'nde kurduğu bu cümleler bugün yaşadığımız tüm sürece ışık tutuyor" dedi.
'TÜRKİYE SON 16 YILDA DÜNYANIN EN HIZLI BÜYÜYEN ÜLKESİ'
96 yıl önce toplanan 1. İzmir İktisat Kongresi'nde siyasi ve iktisadi bağımsızlığın ancak birlikte var olacağını öngören Mustafa Kemal Atatürk'ü saygıyla andığını söyleyen Albayrak şöyle devam etti:
"Zorlu koşullarda gerçekleştirilen bu kongrede müzakere, işbirliği ve ortak akıldan vazgeçilmediği görülmektedir. Biz de bugün geçmişi iyi bilerek, dünden dersler alarak, bugünü iyi okuyarak Türkiye'nin güçlü geleceğine yürüyoruz. Son 16 yılda dünyanın en hızlı büyüyen ülkesiyiz. Karşılaşılan zorlukları aşma noktasında kararlılıkla topyekün mücadeleye devam ettik. Son 5 yılda süreçleri detaylı incelediğimizde toplumsal, siyasi ve terör olaylarında hedef hep ekonomiydi. Tıpkı Gazi Mustafa Kemal'in 96 yıl önce bugün dediği gibi, 'Bu milletin iktisadi hakimiyetini sağlamasına rıza göstermeyenler, ellerinden geleni yaptılar.' Görebilenler için tüm Türkiye bunu yaşadık ve gördük. Geçtiğimiz yıl ağustos ayından bu yana finansal dalgalanmaların ekonomiye etkisini en aza indirgemek adına güçlü duruş sergiledik. Ekonomide her alanda girdiğimiz mücadelede kimsenin tahmin edemediği bu süreçte elhamdülillah tüm zorluklara rağmen çıktık. Ancak ekonomide yerinde ve kararlılıkla sürdürdüğümüz politikalarla önümüzdeki dönemde atacağımız adımlarla yaşanan ekonomik sıkıntıların program dönemi içinde aşılacağına olan inancımız hatta daha evvel aşılacağına inancımız tamdır. Biz bu dönemi yeniden dengelenme için fırsat olarak görüyoruz. Disiplinli ve değişim odaklı bir motivasyonla 2021 yılı sonunda iktisadi faaliyetin tüm sektörlerde artık daha fazla yüksek katma değerli üretim yapan bir yapıya dönüşeceğini net söylüyorum."
Ciddi bir sınav veren Türkiye ekonomisinin taviz vermediği mali disiplin performansı ve düşük borçluluk oranlarıyla dengelenme sürecini başarılı bir şekilde sürdürdüğünü dile getiren Albayrak, "3 tane önemli unsur Temmuz Ağustos ayından beri gündeme getiriyoruz mali disiplin, enflasyonla mücadele, cari denge. Türkiye'nin yapısal olarak uluslararası sermaye açısından Türkiye'de kırılganlık olarak gösterilen bu çağda, son 6 ayda çok güçlü karşı refleks gösterdik. Bugün geldiğimiz bu süreç, Türkiye'nin bir daha hiçbir şekilde kırılganlıkla karşı karşıya kalmaması için çok kararlı adımlar atmaya başladık. Beklediğimizden de çok daha erken bir toparlanma görüyoruz. Ocak ayı sonu itibariyle cari açık rakamları belki 20 milyar dolar altına düşüyor. Cari açıktan cari fazlaya geçiş dönemine hızla Türkiye yol alıyor. Alınan tüm bu tedbirlerin sonunda finansal yatırım üzerindeki olumlu etkileri bugün itibariyle Ağustos ayına kıyasla hepsini geride bıraktık. Sadece Ağustos'tan bugüne kadar yüzde 30'a yakın iyileşme yaşadık. Türk Lirası dünyadaki bütün gelişmekte olan ülkelere kıyasla en yüksek kur performansı gösteren para oldu" diye konuştu.
FIRSATÇILIK SUÇLAMASI
Ekonomideki toparlanmanın hızlı şekilde sürdüğüne işaret eden Bakan Albayrak, “İş dünyası için bu faizlerin daha da düşürülmesi lazım. Özel bankalarda da gerek mevduat gerek kredi faizlerinde düşme sürecini takip ediyorsunuz. Türkiye ekonomisi her türlü iç dış şoka rağmen dayanıklılığı korumaya devam ediyor. Ekonomide güçlenme devam edeceğinden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Çok net söylüyorum. Dilin kemiği yok. Bir futbol bir de ekonomide herkes bir şey diyor. Şimdi kara kara düşünüyor. 'Dolar aldık dolar düştü' Siz tutmaya devam edin bakın ne olacak. Siz daha çok beklersiniz. Türkiye 2018'de tarihin en güçlü refleksiyle çok güçlü finansal mimari oluşturmak için adımlar attı. Türkiye Kalkınma Bankası yasası geçti yapılanması bitti. Şimdi Ankara'dan İstanbul'a taşınma süreci başladı, yeri de tuttuk sayılır. Çok zehir gibi dinamik insan kaynaklarıyla süreç başlıyor. Bugün müthiş bir noktaya gelecek" dedi.
Berat Albayrak, süreci şu sözlerle ifade etti:
"Biz biraz bekleyelim Türkiye Nisan'da batar, Eylül'de batar' diyenlerin, gemiden düşüp boğulduğu, artık Türkiye'ye inananların yol aldığı sürece giriyoruz. 'Enflasyon 30-40 olacak, faizler 50-60 olacak, Türkiye bilmem ne olacak' diyorlardı. Birileri üzülecek ama biz hiç sağımıza solumuza bakmadan emin adımlarla ilerliyoruz. Özellikle finansal tablosunu güçlendirirken sanayici, esnaf ve vatandaşımızı ihmal etmiyoruz. Ekonominin dümeni direksiyonu, hem gaz hem fren var. Ama kimse bizden hem gazı köklemeyi yahut freni köklememeyi beklemesin. Hep dengeli, reel olarak artık gerçekçi ve üretime dayalı kaliteli üzerine koyarak, kırılganlığa izin vermeyen bir ekonomi stratejisi ile yol alacağız. Türkiye olarak bizim dikkatli ve hazır olmamız lazım. Bu bir tehdit mi hayır ben bunu fırsat olarak görüyorum. Emin olun özellikle yeni sistemin de artık tesis olması Cumhurbaşkanlığı sisteminin önemli etkisi var."
"FAİZLERDE DÜŞÜŞ DEVAM EDECEK"
Piyasa kurallarını ihmal etmeden güven içerisinde ilerlemeye devam edeceklerini belirten Berat Albayrak, "Ocak ayı kredi kanalları yapılanmaların hareketlenmeye başladığı görülürken, Şubat ve Mart'ta bu sürecin daha da ilerlediğini göreceğiz. Nisan ayı ile birlikte rahatlamanın çok daha güçlü hissedildiği, enflasyonun düşmesiyle birlikte faizlerin de çok daha sert düştüğünü görünce çok daha güzel günler Türkiye'yi bekliyor. Bu dönemlerle birlikte Türkiye Allah'ın izniyle geleceğe çok daha sağlam ve emin adımlarla bakacağı döneme giriyor. Türkiye için 2019 bu anlamda 2018'den çok önemli tedbirlerin yapısal dönüşümlerin rotaya koyulduğu bir yıl olacak. Şimdi Türkiye ekonomisine ilişkin, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi menfi hayalleri olanların düşmanlık besleyenlerin tüm o hayallerinin hayal kırıklığına uğrayacağı dönem olacak. Seçimden sonra kötü olacakmış. Bu algıyı oluşturmak istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar biz köprüyü geçtik. Neticeler, faizler, ekonomik tüm gelişmeler her geçen gün çok daha iyiye gidiyor. Türk ekonomisi daha güçlenecek, en ufak kırılganlık bırakmamız lazım" dedi.
ENFLASYONLA MÜCADELE
2018'in çok önemli tecrübe ve derslerin çıkarıldığı bir yıl olduğuna dikkat çeken Albayrak, "Kamunun kazandığı bir sistemin sürecini ortaya koyacağız. Hiç kimsenin endişesi olmasın Türkiye olarak biz ele ele omuz omuza vererek büyük ve güçlü Türkiye modelini başaracağız. Daha az inanır daha az çalışırsak tarih bunun hesabını sorar. Vazgeçmeyeceğiz daha çok çalışacağız. Ekonomi programımızın en önemli ayaklarından bir tanesi malum enflasyonla mücadeledir. Enflasyonun nasıl sonuçlar doğurduğunu yeni nesil bilmiyor. Eski Türkiye'de enflasyon hikayeleri vardı. Aybaşı maaş alamayanların Türkiye'sinden bugüne geldiğimizde çok sıkı bir mücadele ortaya koyduk. Ocak ayı bizim için çok önemli. Son 20 yıldır ilk kez gıdada yaş sebze meyvede tarihi bir sıçramanın yaşandığı dönemdir. Antalya'daki fırtınayı bahane ederek fiyatları yükselttiler" diye konuştu.
TANZİM SATIŞ İÇİN İZMİR'DEN TALEP
İstanbul ve Ankara'da tanzim satış noktalarını hayata geçirdiklerini anlatan Albayrak, doğrudan üreticiden tüketiciye ürün gideceğini ifade etti. Son dönemde gıdada fahiş fiyatlara bağlı olarak enflasyonun yükseldiğini vurgulayan Albayrak, "Bu artış olmasaydı enflasyon eksi 0.43 çıkardı. Yıllık enflasyon ise 18.85'e düşecekti. Tanzim satış gelince marketler fiyatları birden düşürdü. İzmir'den de talep geldi, hemen çalışmalara başladık. Birileri fırsatçılık yaptığında devletin demir yumruğu kalkar. İzmir'de de hazırlık tamamlanırsa İzmir Büyükşehir Belediyesi ile bunu vatandaşları mağdur etmeden hayata geçiririz" dedi.
Konuşmasının son bölümünde yeni hal yasası ile ilgili bilgi veren Bakan Albayrak, "Gıda izleme sistemi, planlama, üretimi arttırma, seracılık alt yapısını güçlendirme gibi adımlarla tüm projeleri destekleyerek güçlü bir dönüşüm sağlayacağız. Tarımdaki sorunlar hemen çözülmese de yapısal dönüşümle birlikte önemli bir kısmını geride bırakacağız. Çok güçlü bir tarımsal alt yapıyla projeler ile ülkeyi başka bir lige taşıyacağız. Çünkü Türkiye tarımda Avrupa'da birinci. Yaş meyvede ihracatımız ithalatın 7 katı. 3.4 milyar dolarlık dış ticaret fazlamız var. Türkiye büyüyor nüfusu büyüyor üretiyor ve fazlasını ihraç ediyor. Türkiye 16 senede rüzgar enerjisinde önemli aşamalar kat etti. İnşallah yeni bir ekonomi hikayesi yazmak için çok güçlü adımlar atıyoruz. 2019 ilk çeyreğinde ekonomik göstergelerde başlayan tüm olumlu gelişmeler bunun sonucudur. Herkesle diyalog içinde olacağız. Tüm paydaşlarımızın aklını kullanarak inşallah Türkiye'yi daha iyi bir noktaya taşıyacağız" diye konuştu.
YÜZDE 1 KDV TALEBİ
Toplantının açılış konuşmasını yapan İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Türkiye'de birçok tarım ürünü için, piyasa derinliğinin sağlanması ve belirli kurallar çerçevesinde sağlıklı fiyat oluşumu konularında geçmişten bu yana sıkıntılar olduğunu savundu. Tarımsal üretimin iklim, çevre ve saklama koşullarından doğrudan etkilenen bir sektör olduğuna dikkat çeken Kestelli, "Bu nedenle, tarımsal malların fiyatları, arz miktarına bağlı olarak dalgalanma göstermekte ve fiyatta yaşanan bu değişimler risk algısını arttırmaktadır. Tabii, bunun yanı sıra spekülatif ve manipülatif müdahaleler de eklenince piyasalarda ürün arzı ve fiyatlarda dalgalanma kaçınılmaz olmaktadır. Bizler, ticaret borsaları olarak tarımsal ürün piyasalarında sürdürülebilir, istikrarlı ve derinlikli fiyat yapısının tesis edilmesinde, rekabetçi piyasa oluşumunda ve fiyat enformasyonu sağlanmasında daha etkin bir rol oynayabileceğimize inanıyoruz" diye konuştu. Kestelli kırmızı et ve zeytinyağı gibi ürünlerin perakende ticareti ile tekstil ve konfeksiyon sanayinin hammaddesi olan mahlıç pamuğun toptan ticaretinde uygulanan KDV'nin yüzde 1'e indirilmesini talep ettiklerini söyledi.
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da toplantıda yaptığı konuşmada yatırımcıların hukuk sisteminin işleyişinden duydukları kaygıyı öne sürerek, isteksiz davrandıklarını dile getirdi. Türkiye'ye gelen ve Türkiye'den giden doğrudan yatırım rakamlarında bunu çok net gördüklerini ifade eden Yorgancılar, "Yatırım hususunda çekimserliğe, isteksizliğe toleransımızın olmadığı bir dönemde olduğumuz inancındayım. Bununla birlikte, ihracatımızın yüzde 50'sini yaptığımız AB ile üyelik görüşmeleri, yeniden normal sürece girmelidir. Türkiye için AB, hala en önemli çıtadır. Farklı ticari birliktelikler artmakta ve ticaret savaşları, yeni korumacılık önlemlerini derinleştirmektedir. Tüm bunlara hazırlıklı olmalıyız" dedi. Finansmana erişimde kısa dönemde kolaylıklar sağlansa da, sürdürülebilirlik adına bazı talepleri olduğunu dile getiren Başkan Yorgancılar, Eximbank'ın, ihracatçıya TL cinsinden de kredi desteği sağlaması gerektiğini belirterek şöyle konuştu:
"Yerli makine ve teçhizat yatırımlarında, kredi veya leasing finansman modeli için yüzde 50 faiz desteği verilmesi, ömrünü tamamlamış makineler için veya teknolojisini yükseltmek isteyenler için de otomotivdeki hurda teşviği benzeri desteğin sağlanması, sorunlu olmayan firmalara da zorlaştırılan kredi imkanlarının esnetilmesi gerekmektedir. Yüksek enflasyon döneminde çıkan peşin verginin kaldırılması, sabit fiyatlı ihaleler için uygulanan 3 yıllık sürenin tek yıla indirilmesi, imalatçı ihracatının sermaye ihracat şirketlerine mecbur bırakılmaması, imalatçı firmaların da ihracatçı firmaların aldığı oranda KDV iadelerini alabilmeleri son derece önemli. 6473 Sayılı KDV Kanunu'nun 32. Maddesi'nde yapılan düzenlemeyle ilgili uygulama yönetmeliğinin de bir an evvel çıkartılması, kamuya iş yapan firmaların kamu alacaklarında ödeme süreleri oldukça uzamıştır."
'BİRİKMİŞ KDV'LER BELİRLİ BİR TAKVİMDE ÖDENSİN'
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ise üyelerin en büyük sıkıntısının ucuz finansmana erişim olduğunu söyleyerek en azından yerli malı üreten, ülke ekonomisine katkı sağlayan, ihracat yapan üyelere tanınan kredi faiz oranlarının mümkün olduğunca aşağıya çekilmesini önerdi. Özel sektörün kamudan alacaklarının belirli bir takvim içinde nakden ödeme planına bağlanmasını isteyen Özgener, "Nakden ödenemeyen kısım için devlet tahvili, alacak temliki, kredi garantisi sağlanması, birikmiş KDV'lerin belirli bir takvimde ödenmesi, geçici vergi uygulamasının kaldırılması gerektiği kanaatindeyiz. İş dünyamızın katma değerli ve nitelikli üretim ihtiyaçları da dikkate alınarak Kamu Garanti Fonu'nun (KGF) Eximbank'a yönelik kefalet limitinin yükseltilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Tüketimden alınan vergi oranlarının yüksek olması kayıt dışı işlemleri arttırmakta, üretim maliyetlerini yükseltmekte ve haksız rekabete yol açarak rekabet gücüne zarar vermektedir. Hükümetimiz tarafından otomotiv, inşaat, mobilya ve beyaz eşya sektörlerinde getirilen vergi indirimlerinin sektörlerin satışlarına ciddi oranda katkı yapması da bu durumu teyit etmektedir. Bu nedenle, başta tarım ve imalat sanayisi olmak üzere katma değer ve istihdam yaratma kapasitesi yüksek sektörlerde KDV indirimi yapılmasının hem bu sektörlerde bir canlanma yaratacağını hem de iç talep ve ihracat boyutuyla ülkemiz ekonomisinin büyümesine katkı sağlayacağını düşünüyoruz" diye konuştu.
Bankaların teminat mektuplarından yüksek komisyon almasının önüne geçmek amacıyla, teminat mektubu komisyon ve masraflarının yüzde 1 ile sınırlandırılmasını isteyen Özgener şöyle devam etti:
"Ülkemizin sürdürülebilir kalkınma öncelikleri doğrultusunda, girişimcilerin finansman ihtiyaçlarını karşılamak, sermayenin tabana yayılmasına ve yapısal dönüşüme katkıda bulunmak amacıyla Kalkınma ve Yatırım Bankası'nın kısa sürede büyük stratejik yatırımları finanse edecek idari ve finansal kapasiteye ulaştırılması diğer önemli bir talebimizdir. Bankanın bütçesi arttırılmalı ve kredi kaynakları çeşitlendirilmelidir. Birikmiş KDV alacakları için alacak tutarı kadar orta vadeli devlet tahvili ile ödeme yapılması veya birikmiş KDV alacaklarının ödenecek vergilerden veya SGK'dan mahsup edilmesi gerektiği kanaatindeyiz. KDV tevkifatındaki farklılıkların giderilmesi de hızla çözülmesi gereken bir sorun olarak üyelerimizin karşısına çıkıyor. Örneğin metal kapı ve pencere sektöründe bazı iş kollarında tevkifat alınmakta iken, bazılarında alınmamaktadır. Bu nedenle benzer iş kolları için tek tip bir uygulamanın hayata geçirilmesinin faydalı olacağını düşünüyoruz. Yapılacak yerli makine ve teçhizat yatırımlarında hem krediyle, hem de leasingle alımlarda yüzde 50 faiz desteği sağlanmasının üyelerimizin üretim gücünün arttırılmasına önemli katkı sağlayacağını düşünüyor ve Sayın Bakanımızdan bu konuda çalışma yapılmasını takdirlerinize arz ediyoruz."
GÜVEN VE İSTİKRAR VURGUSU
TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu da İzmir'in pek çok alanda başarı hikayeleri yazdığına dikkat çekerek 18'inci yüzyıldan itibaren Avrupa'nın en büyük liman kentlerinden biri olmayı başardığını ifade etti. Dört uluslararası konteyner limanı ile Türkiye'nin yıldızı konumunda olan İzmir'in vergi gelirlerinin yüzde 12'sini ülkeye kazandırdığını anlatan Hisarcıklıoğlu, "İzmirli girişimcilerle iftihar ediyorum. Rehavete kapılmadan bu tempoyu devam ettirmeliyiz. Tüm oda ve borsalar istihdam seferberliği noktasında istihdamı arttırma sözü verdi. Son dönemde özel sektörü rahatlatan, yükleri azaltan icraatlar hayata geçti. Sıkıntı görüş ve önerilerinizi bizzat dinlemek için bakanımız buraya geldi. Tüm sektörleri bir araya getiren ekonomi şurasını yakında yapacağız. Sıkıntılarımız var ama Türk iş dünyası olarak karşımıza çıkan engellere rağmen ne kadar dinamik ve üretken olduğumuzu ispat ettik. İstişareyle sıkıntıları aştık. Tüm kazanımların temelinde güven ve istikrar yatar. Bunu muhafaza ederek tüm sıkıntıların üstünden geleceğiz. Daha çok çalışmaya ve üretmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
ZEYBEKCİ 2024 İZMİR HİKAYESİNİ ANLATTI
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci de bir İzmir hikayesi yazarak bir harita ortaya koyduklarını ifade etti. Tüm Avrupa'nın İzmir üzerinden Türkiye'nin 3'de 2'sine bağlandığı, Orta Doğu'ya kadar uzanan otoyol ve demiryolunun tamamlandığı bir İzmir hayal ettiklerini anlatan Zeybekci, "İstanbul İzmir otoyolunun bittiği, Ankara-İzmir hızlı tren hattının ve önümüzdeki 5 yıl içinde yaklaşık 40 milyon turistin ağırlanacağı Antalya ve İzmir arasında hızlı trenin bittiği, Çiğli Havaalanı ile beraber yeni organize sanayi bölgelerinin kurulduğu, süs bitkilerinden yaş meyve sebzeye kadar süt ürünlerinde marka yarattığı ve markaları dünyaya tanıttığı, Urla-Karaburun bölgesinde yatırım vadisini kurduğu bir 2024 İzmir'i hayal ediyoruz. Bizler hiçbir şeyin tarafı değiliz. Ama sizler İzmir'in tarafısınız. İlinizin ve ilçelerinizin tarafısınız. İzmir'in 21. yüzyıl yolculuğunda taraf olun diyoruz" dedi.
Toplantının soru cevap kısmı basına kapalı olarak devam etti.