Yıldırım referandumun iptaline yönelik başvurularla ilgili olarak, “Kararı verecek olan Yüksek Seçim Kurulu’dur” dedi.
Yıldırım şöyle konuştu:
Kesin olmayan sonuçlara göre yüzde 51,41 Evet, yüzde 48,59 da Hayır oyları çıkmıştır. Dolayısıyla anayasa değişikliğine yönelik halk oylamasında sonuç Evet olarak tecelli etmiştir.
Halkın kararı nettir, sonuç evettir. Tabi evet de veren hayır da veren vatandaşlarımızın kararı başımızın tacıdır. Siyasi partiler, gerek ana muhalefet partisi, kampanya boyunca vatandaşa bu değişikliğin lehine aleyhine gerekçeleri alabildiğince bütün imkanları kullanarak anlatmışlardır. Sonuçta vatandaş herkesi dinlemiş kararını vermiştir.
Dolayısıyla yapılan bu itiraz da YSK’nın değerlendirmesi sonucu kamuoyuyla paylaşılacaktır. Bizim onun üzerine laf söylememiz yanlış olur. Biz görevimizi yaptık, sandığı milletin önüne getirdik ve milletin kararını vermesini sağladık.
Allah’a şükür Türkiye demokraside tekrar bir ilki gerçekleştirmiştir. Vatandaşlarımız ülkenin geleceği için, yönetim sistemi için bir karar vermişlerdir. Hayırlı olsun.
İtirazın gerekçesi, nedenleri vesaire YSK’nın konusudur. Biz YSK’nın vereceği kararı yorumlayacak veya itirazın gerekçelerini ben bilemem. Ama şu bilinmelidir ki seçim esnasında her türlü karar alınırken bütün partilerin temsilcileri vardır, gerek sandık başlarında, gerek ilçe seçim kurullarında, gerek yüksek seçim kurullarında, bütün partilerin görevlileri mevcuttur. Bu gerçeğin dikkate alınmasında fayda vardır. İtiraz da hukukun bir aracıdır, yoludur, hak arama aracıdır. Ama hak arama yolları bununla sınırlı kalmak zorundadır.
Bunun dışına taşıp, sokağa insanları davet etmek bu yanlıştır. Ana muhalefet partisinin genel başkanının ‘bu sonuçları tanımayacağız’ tarzında talihsiz bir beyanı olmuştur. Halkın tanıdığı sonuçları ana muhalefetin tanımaması kabul edilebilir bir şey değildir. Böyle yapmak yerine önümüzde 2019’da seçimler var. Bunun için gayret göstermeleri doğru bir davranış olacaktır.
Artık oylama bitti, seçim bitti. Zaman geçmişi bir tarafa bırakıp önümüze bakmamız lazım. Türkiye’nin önünde çok önemli süreçler var. Terörle mücadelemiz kararlılıkla devam ediyor. Ekonomik, adli reformlar, anayasa değişikliğiyle ortaya çıkan gerek anayasaya uygun yasaların değiştirilmesi… Bir çok yapılacak işler var. Bunlara yoğunlaşmamız gerekiyor. Bu konuda bütün siyasi partilerin birlikte hareket etmesi sorunlarımızı Meclis’te medeni şekilde konuşup görüşmemiz icap ediyor.
CUMHURBAŞKANI’NIN AK PARTİ’YE ÜYE OLMASININ ARDINDAN, OLAĞANÜSTÜ KONGRE PLANLAMASI NASIL OLACAK?
Bu anayasa değişikliğinin üç maddesi hemen yürürlüğe giriyor. Diğer bütün maddeleri de 2019 3 Kasım’da yapılacak seçimlerle birlikte yeni sistemin uygulanmasıyla yürürlüğe girecek. Dolayısıyla seçimlerin YSK tarafından resmen ilan edilmesiyle birlikte cumhurbaşkanımızın partisiyle ilişiği tekrar yasal olarak kurulabilecek. Çünkü önceki anayasada aksiyle ilişiği kesilir maddesi vardı, bu kalkmış oldu. Dolayısıyla partiye AK Parti’ye girebilecek. Biz de memnuniyetle katılması için gerekli daveti yapacağız.
AK Parti zaten bir kongre sürecine girmiş durumda. İlçelerimizden illerden başlayarak bu yıl sonuna kadar bütün kongrelerimizi yenileyeceğiz. Bir kan tazelemesi, heyecan tazelemezsin yapacağız. 2018’de olağan kongremizi gerçekleştireceğiz. 2019 Mart yerel seçimleri, 2019 Kasım’ı birleştirilmiş meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimine hazırlıklarımızı sürdüreceğiz. Bu arada herhangi bir olağanüstü kongre söz konusu değil. Cumhurbaşkanımızın partimize katılması hemen olacak.
A TAKIMINIZDA VE KABİNENİZDE DEĞİŞİKLİK OLACAK MI?
Tabi ki bu seçim sadece anayasa değişikliği hükümet sistemi değişikliği konusunda bir sonuç ortaya koymamıştır. Aynı zamanda bu seçimden bütün partilerin alması gereken mesajlar da vardır. Biz de kendi payımıza düşen mesajı aldık. Nedir mesaj? Tamam AK Parti’ye olan güven devam ediyor, ancak şu şu şu hususlarda da daha dikkatli olmanız gerekiyor diye bize bir de not düşüyor vatandaş. Bunlara dikkat edeceğiz. Daha vatandaş memnuniyetini artıracak ne gerekiyorsa o hususlarda adımları atacağız.