CHP Grup Başkanvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, ''AK Parti'nin, yolsuzluk denilince tüylerinin diken diken olduğunu'' öne sürerek, ''AKP'nin yolsuzluklarıyla ilgili, önümüzdeki dönemde de zaman zaman bazı dosyaları kamuoyuyla paylaşacağız. Bu sadece Deniz Feneriyle sınırlı değildir, devamı gelecektir'' dedi.
Hamzaçebi, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, seçimlerden ve son referandumun ardından toplumu kucaklayan açıklamalar yaptığını ifade eden Hamzaçebi, ancak kısa bir süre geçtikten sonra bu tarzı bir kenara attığını öne sürdü.
Hamzaçebi, Erdoğan'ın referandumdan sonra ''hayır'' oyu veren yüzde 42'lik kesimi anlayacaklarını ve kucaklayacaklarını söylediğini anımsatarak, ''Başbakan, bunun üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra yavaş yavaş Tayyip Erdoğan'ın kodlarına, genetiğine dönerek bu konuşmayı unutmuş ve gerçek Tayyip Erdoğan konuşmalarını yapmaya başlamıştır'' dedi.
Erdoğan'a CHP olarak, üniversitelerde başörtüsü sorununun çözümü, dokunulmazlıkların ve YÖK'ün kaldırılması, seçim barajının düşürülmesinin yer aldığı ''mini özgürlük paketi'' sunduklarını kaydeden Hamzaçebi, AK Parti Grup Başkanvekillerinin kendilerini ziyaretinde de bunları ilettiklerini anlattı.
Mehmet Akif Hamzaçebi, Erdoğan ve AK Parti Grup Başkanvekillerinin açıklamalarından, AK Parti'nin başörtüsü konusunda samimi ve net bir tutumunun olmadığının anlaşıldığını ileri sürerek, ''Sayın Başbakan, kamuda, ilköğretim ve ortaöğretimdeki mevcut sistemin devam ettirilmesi yönünde bir güvenceyi topluma verememektedir. YÖK Başkanı'nın fiilen attığı bir adımla, nasıl olsa üniversitelerde bu sorun çözüldü düşüncesiyle CHP'yi, bu sorunun çözümüne ortak etmek istemeyen bir anlayış vardır. Başbakan, başörtüsü konusunun 2011'den sonraya kaldığını açıkladı, çağrımızın cevabını Sayın Başbakan'dan 'hayır' olarak anlıyoruz. Sayın Başbakan'ın gerçekten konuyu çözme niyeti olsaydı, mini özgürlük paketini desteklerdi'' diye konuştu.
-''İPE UN SERİYOR''-
Dokunulmazlıkların sınırlandırılması ya da kaldırılmasının, ''yolsuzlukla mücadele'' anlamına geldiğini belirten Hamzaçebi, ''Ancak Sayın Başbakan, iş buraya gelince ipe un sermektedir. Bu düzenleme, toplumun arzu ettiği bir düzenlemedir. Bu düzenlemeyi, Sayın Başbakan elinin tersiyle bir kenara itebilmektedir. Çünkü AKP'nin genetiğinde yolsuzlukla mücadele yoktur. Yolsuzlukla mücadele deyince ortalıktan kaybolanlar, başörtüsünü kendi kişisel ikballerine feda edebilmektedirler'' görüşünü savundu.
-UZLAŞMA ÇAĞRISI-
Hamzaçebi, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı'nın yaklaşık 2 yıl, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı'nın ise yaklaşık 1 yıldır TBMM Genel Kurulunda beklediğine işaret ederek, bu tasarıların, bütün iş ve ekonomi dünyasının beklediği düzenlemeler olduğunu söyledi.
Hamzaçebi, bu iki tasarı ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı ile ilgili başta AK Parti olmak üzere tüm gruplara, ''Gelin bu tasarıları, uzlaşmayla TBMM'den çıkaralım'' çağrısında bulundu.
''Temel yasa'' olan bu tasarıların, bu şekilde görüşülmesinin bile oldukça uzun zaman alabileceğini ifade eden Hamzaçebi, İçtüzük değişikliğine gerek kalmadan, uzlaşmayla, kısa sürede tasarıları yasalaştırabileceklerini belirtti.
-VERGİSİNİ ÖDEYENE İNDİRİM-
Kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin çalışmanın henüz TBMM'ye gelmediğini, bunu normal bir gecikme olarak değerlendirmediğini kaydeden Hamzaçebi, kapsama giren borçların açıklığa kavuşturulmasını istedi. Hamzaçebi, esnafın kredi borçlarının yeniden yapılandırılmasının da önemli olduğunu dile getirdi.
Mehmet Akif Hamzaçebi, vergisini düzenli ödeyen mükelleflere de sembolik de olsa bir indirim yapılmasında yarar olduğunu, bunun toplumdaki adalet duygusunu zedelemeyeceğini vurguladı.
-''SKANDAL OYNAMA''-
TÜİK'in işsizlik rakamlarında, ''skandal'' olarak nitelendirilecek bir oynama yapıldığını öne süren Hamzaçebi, TÜİK'in Şubat 2009'da işsizliğin hesaplanmasında bir değişiklik yaptığını söyledi.
Yılın birkaç ayında çalışanların, eksik istihdam rakamları içinde yer aldığını ifade eden Hamzaçebi, TÜİK'in bu rakamın hesaplanmasında, AB'nin 1998'de bu konuda aldığı bir karar doğrultusunda değişikliğe gittiğini anlattı. Hamzaçebi, ''Bu değişiklik yapılırken 2009'dan önceki yıllar, aynı kriterlere göre güncellenmediği için işsizlik oranında ciddi bir düşüş gözükmüştür ya da çok yüksek olan oran, bu şekilde bir manipülasyonla aşağı indirilmiştir. Eski sistem devam etseydi Şubat 2009'da yüzde 16,1 olan işsizlik oranı yüzde 22, Temmuz sonu itibarıyla yüzde 10,6'lık işsizlik oranı yüzde 13 olacaktı. Hükümet, işsizlik oranını çarpıtmıştır'' diye konuştu.
-''SAMİMİYETSİZ YAKLAŞIM''-
Hamzaçebi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından CHP'ye tüzük değişikliği konusunda gönderilen yazıya ilişkin soru üzerine, hukukun gereği neyse, bunun yapılacağını belirtti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, CHP'ye yönelik eleştirisinin anımsatılması üzerine Hamzaçebi, eleştirilerin muhatabının, Başbakan ve AK Parti olması gerektiğini ileri sürdü. Hamzaçebi, ''Niyet çözmek değildir. Başbakan, 'Cumhuriyet çıtkırıldım değildir' diyor, öte yandan başörtüsünün kamuda, ilköğretim ve ortaöğretimde olmayacağına dair bir güvenceyi topluma verme ihtiyacını duymuyor. Samimiyetsiz bir yaklaşım'' diye konuştu.
-''DEVAMI GELECEK''-
CHP'nin, ''Deniz Feneri Davası'' ile ilgili 14 klasörlük belgeyi, Savcılığa teslim etmesiyle ilgili soruya Hamzaçebi, şu karşılığı verdi:
''Yolsuzlukla mücadele konusunda tutumumuz açık ve nettir. Dokunulmazlığın sınırlandırılması önerisini bu nedenle yapıyoruz. Buna AKP'nin destek vermesini beklemiyoruz. AKP, yolsuzluk deyince tüyleri diken diken olan, yolsuzlukla mücadeleden kaçan bir partidir. AKP'nin yolsuzluklarıyla ilgili, önümüzdeki dönemde de zaman zaman bazı dosyaları, çalışmaları kamuoyuyla paylaşacağız. Bu sadece Deniz Feneriyle sınırlı değildir, devamı gelecektir. Vatandaşımız, AKP'nin yolsuzluklar konusundaki tutumunun ne olduğunu görecektir”