Kültür Üniversitesi öğrencilerine konuşma yapan Şener Şen, "Başbakan ile demokratik açılım görüşmesinde görüşlerimizi almadılar. Biz onları dinlemeye gittik. Dinledik bir şey anlayamadık. Geldik" dedi.
Milliyet'in haberine göre, Şener Şen üniversitelinin güncel meselelerine girmek istemedi.
Kültür Üniversitesi’nde önceki akşam gerçekleşen Genç Bakış’ta gerginlik yaratan tek konu Kürt açılımı oldu. Şen ne bu konuya, ne HES’lerin yarattığı doğal kıyıma, ne atanamayan öğretmenler sorununa ne de siyasi tartışmalara girdi. Pek çok konudan haberdar olamadığını vurguladı. Bilgisi olmadığı konularda da konuşmayacağını söyledi. Net bulmayanlar olsa da o öğrencilerin de, ekran başındakilerin de Sevgili Şener Şen’iydi...
İşte programdan bazı satır başları:
Gençlerle aynı fikirdeyim
- Başbakan ile demokratik açılım görüşmesinde görüşlerimizi almadılar. Biz onları dinlemeye gittik. Dinledik bir şey anlayamadık. Geldik.
- Öğretmenliğim sırasında 2.5 yıl Doğu’da kaldım. Gözlemlerim var. O yöre halkını çok iyi tanırım. Yaptığım işleri seçerken dünya görüşüme uygun olmasına da dikkat ediyorum. Ama bu bir misyon yüklenme değil. Herkesin görevi ayrı. Sanatçı tabii toplumun önde giden bir ferdidir ama yapacaklarını ancak işiyle yansıtmasından yanayım. O dediğiniz konu (Kürt sorunu) ile ilgili bir proje gelirse, bizim sinema anlayışımıza uygunsa neden olmasın?
GENÇLERLE AYNI FİKİRDEYİM
- Şiddetle bir düşünceyi bastırmaya kesinlikle karşıyım. Siyasilerin empati yapması daha kolay, gençler daha yolun başında. Yönetici konumunda olanların gençliğin ruh halini iyi bilirler ve daha şefkatle yaklaşmaları gerekir ben de bu konuda gençlerle aynı fikirdeyim.
- Aşk ile ilgili o zamanki düşüncelerim başka şimdikiler başka. Âşık olduğun zaman zaten akıl gidiyor başka bir şey oluyor, aklın başına gelince başka bir şey. Ben de birkaç kere âşık oldum. Herkese de tavsiye ederim fena bir şey değil.
MEDYATİK OLMAYI SEVMİYORUM
- Medyatik olmayı çok sevmiyorum. Özel olarak görünme peşinde değilim. Kemal Sunal’ın cenazesine gitmediğim doğru değil. Gittim, ailesine başsağlığı diledim ve bir köşeye çekildim.
- Sanatçı yaptığı işlerle dünya görüşünü de yansıtır. Özellikle ben işlerimde seçici olduğum için bunu daha rahat söyleyebilirim. Ama bir yandan hiç politik olayları yansıtmayan, kendini böyle bir sorumlulukta hissetmeyen sanatçılar da var. O da doğal. Eskiden, bizim gençlik dönemlerimizde bu siyasal görüş belirtme daha bir sanatçı özelliğinin içindeydi. Ama şimdi toplum değiştikçe daha esnek bir durumdayız. O yüzden herkesi kendi halinde bırakmakta fayda var. Herkes neye inanıyorsa onu yapsın.
CEM YILMAZ ÖZEL BİR İNSAN
- Cem Yılmaz’a gülüyorum. Av Mevsimi filmini görenler Cem’in oyunculukta da ne kadar iyi performans sergilediğini görmüşlerdir. Bu filmde Cem’in oyunculuktaki büyük değişimi her türlü övgüye değer. O çok özel bir insan, çok daha güzel şeyler yapacağına inanıyorum. Ve şimdi onun için bir alkış.
- İnsanlığın zararına olacak her şeye karşıyım. Hidroelektrik santrallarını araştırmak, artı ve eksilerini iyi hesaplamak lazım. Ama insanlığın zararına olan hiçbir şeyi savunamayız zaten.
- Herkesin siyasete bakışı farklıdır. Ben siyasetin içinde yer almayı tercih etmiyorum. Bence yaşam sadece siyasetten ibaret de değil.
LİSEYİ 7 YILDA BİTRİDİM
- Talebeyken herkesin içerisinde bir hababamlık vardır. Ben de talebelik halimi Hababam’a yakın buluyorum. Lise hayatım pek parlak değildi. Lise 1’e giderken sınıfta kaldım, yine gittim, yine kaldım, yine gittim, tekrar kaldım ama sürekli gidiyorum. Okula bayılıyorum. Ama kitaplar olduğu gibi duruyor, ilerleme yok. Sonra sen gelme dediler. Okuldan atıldım. Gece liseleri açıldı, ona devam ettim. 3 orada, 4 orada derken 7 yılda bitirdim liseyi. Ama tabii kimseye tavsiye etmiyorum.
- Gece lisesinde okurken fabrika işçiliği, işportacılık yaptım, sonra bakanlık lise mezunlarına öğretmenlik hakkı tanıdı. Sınavı kazandım. Öğrencilik hayatım boyunca o sınava çalıştığım kadar çalışsaydım dekan olurdum.
- Öğretmenlik benim için büyük deneyim oldu. Ama öğrenciyken bulaştığım ve hep içimde olan oyunculuk aşkı ağır bastı.
- Bundan sonra hep belalı, karanlık adamlar oynayayım gibi bir niyetim yok ama senaryolar hep öyle geldi. Ben de senaryoya önem veriyorum. Hep böyle senaryolar geldi ne yapayım. İyi bir komedi filmi gelse oynarım.
- Eşkıya filmi çok yönlerden farklıydı. O dönem çok seyirci sinemadan elini ayağını çekmişti. En başarılı film 450 bin civarındayken Eşkıya’dan sonra bu rakam 2 milyon 750 bine ulaştı.
O KADRO BİR DAHA BİR ARAYA GELMEZ
- Davaro, Hababam gibi işler, ruhumuzu kattığımız işler. Kemal Sunal, Adile Naşit, Münir Özkul, Halit Akçatepe ve bütün o kadro çok özel insanlar. Öyle bir kadro bir daha bir araya gelmez. Tabii Ertem Eğilmez de tüm bu kadrodan en iyi verimi almasını bildi.
- Ben canlandırdığım karakterlerin hangisiyim? Hepsiyim.
- Sürekli izlediğim dizi yok. Pek zamanım olmuyor. Ama kanal değiştirirken rastlıyorum, izliyorum bazen.
- Hollywood olursa olur ama Hollywood’a gitmek gibi bir hedefim, hayalim asla yok. Ben bu ülkeye ait olmaktan mutluyum.
- İyi bir oyuncu muyum hâlâ bilmiyorum, iyi bir yönetmen olur muyum onu da bilmiyorum. İyi futbolcu olmak başka, iyi teknik direktör olmak başka.
- Yavuz Turgul’la çalışırken masa başı çalışması önemlidir. Her şey masa başında biter, o yüzden çok zorlukla karşılaşmayız çekimlerde.
- Ali Haydar sadece bir yakıştırma. Adım hep Şener Şen’di...