Kılıçdaroğlu, "Aşık Veysel'in Adını Ağzına Alırken Abdest Aldıysa Sorun Yok" Dedi.
Hukuk her yurttaş için geçerli olan bir kuraldır.
Geçen hafta iki önemli günü kutladık; Kadınlara seçme ve seçilme verilişinin yıldönümü ve engelliler haftası. Kadınlara seçme seçilme hakkı verildi ama kadınların mücadelesiyle değil. Devrimci kadrolar tarafından atılan adımlarla. Aradan 76 yıl geçti. 4 milyon kadınımız okuma yazma bilmiyor...
4 milyon kadınımız okuma yazma bilmiyor ama milyonlarca kadınımız da lise ve üniversite mezunu oldu. 850 kaymakamda sadece 15'i kadın. Vali'ler arasında 1 tane kadın valimiz yok. Evini, belediyesini yöneten bir kadın ilçeyi mi yönetemeyecek.
Kadınlara bir görev düşüyor, hak verilmez alınır. Hakkari'deki kadınımız da Muğla'daki de Kars'taki de haklarını isteme talebini güçle seslendirmesinler.
Aile sigortası getirip birilerine mahkum olmanızın önüne geçeceğiz.
Geçen hafta engelliler haftasıydı. Engellilerle bir araya geldik. Bana söz verildiğinde yeni evinize hoş geldiniz dedim.
Sokakta engelli göremeyiz. Çünkü kent engelliler için ciddi bir engel. Engelliler stadyumda bir maç bile izleyemiyorlar. Engelli olmak haklarından vazgeçmek demek değildir. Geçen yasama yılında tüm partilerin desteğiyle bir yasa çıkardık. Ama yasa çıkarmak yetmiyor, yasanın amaçları doğrultusunda uygulanması gerekli.
Belli sayının çalıştığı iş yerlerinde belli sayıda engellinin çalışması hükmediliyor. Ama hükümet uyguluyor mu, hayır. Devlette doldurulması gereken özürlü kadrosu ne yazık ki boş.
Bu aralar bir grubun sorunları var ki çok acil. Bunlar narenciyeciler. Ortaya çıkan tablo hiç de hoş değil. Bu arkadaşlarımızın sayısı 35 bin. 2009'da 800 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiler.
Limon, portakal ve mandalina fiyatları düşmüş durumda.
Geçen hafta toplum olarak bir travma yaşadı gençlerimiz. Ellerinde pankartlar yürüyüş yapıyorlar. Taş falan atmıyorlar. Coplar, tekmeler, eksik olan tank tüfek.. Bunlar demokrasi sözcüğünü ağızlarında düşürmüyorlar. O genç kızın tekmelenmesini Recep Bey dünyaya nasıl anlatacak. Siyasetçinin eleştiriye çok ihtiyacı var. Başbakan'ı eleştiremezler, ve bunlar büyük ihtimalle başbakanın talimatıyla oluyor. Sen kimsin de böyle talimatlar veriyorsun.
Nerede hukuk var. Recep Bey'in hukukuna da jop hukuku demek lazım.
4 TANE ÖĞRENCİ MECLİS'E GİREMEDİ.
Yolsuzluk yapsalar içeri alacaklar, hayali ihracat yapsalar içeri alacaklar. Bu öğrencilerin tamamının yanında olacağız.
Bir demokrasi örneği daha. Sendikacının davası 6 yılda Ankara'dan İstanbul'a gitti. Kemal Türkler'in davası zaman aşımına uğrayacak diye avukatlar isyanda ama direniyorlar, hayır bunu beraat ettireceğiz. Belki Kemal Türkler hayatta CHP'ye oy vermemiştir ama o bir insan işçilerin hakkı için mücadele etti.
CHP olarak biz kimsesizlerin yanında olacağız. Başbakan bu konuda bir şey konuşuyor mu? Sus pus. Neden konuşmuyor? Acaba bunların vicdanı sızlamıyor mu?
Başbakan'ın hesaplarıyla ilgili iddiaları ortaya atan kim dünyanın en güçlü devleti. Dedik ki çık kamuoyunu tatmin eden açıklama yap, yapmadı. Bu neyin işaretidir biliyor musun: Birileri mezarlıktan geçerken türkü söylemeye benzer. Biz yine efendiliğimizi bozmadık. Dedik ya sen ya da avukatın İsviçre Merkez Bankası'na başvurursun ses kesilir. Bunu istememizin nedeni senin sicilin temiz değil.
Recep Bey CHP'nin kirli paraya ihtiyacı yoktur. kusura bakma Başbakan sana güvenmiyoruz, senin sicilin bozuk.
ABD ülkeleri yabancı ülkelerde rüşvet dağıtırsa da kendi firmalarını da mahkum ettiriyor. biz dedik ki bunlar kime rüşvet dağıtmış. Dönüp bizim önergemize çakma önerge diyorlar. Her tarafınız bozuk, siciliniz de bozuk, size güvenmeyiz.
Ve Başbakan bana Aşık Veysel'in sözü üzerinde söz söylüyor. İsmini ağzına alırken abdest aldın mı bilmem ama ben yine Aşık Veysel'le cevap vereyim:
Birinin aklı yok deli divane
Bir kısmı muhtaçtır acı soğana
Bir kısmını zengin etmiş yan yana
Şimdi kendi saklanıyor sır gibi...