Başbakan'dan e-muhtıra göndermesi!

Başbakan Tayyip Erdoğan, Ankara Esenboğa Havalimanı'nda kendisini karşılamaya gelen kalabalığa hitap etti.İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:Sevgili Ankaralılar, sevgili kardeşlerim sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Coşkunuz, heyecanını

Başbakan Tayyip Erdoğan, Ankara Esenboğa Havalimanı'nda kendisini karşılamaya gelen kalabalığa hitap etti.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Sevgili Ankaralılar, sevgili kardeşlerim sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Coşkunuz, heyecanınız için sizlere kalbi şükranlarımı sunuyorum.

"BİZİ MİLLET GETİRDİ, MİLLET GÖTÜRÜR"

Yola çıkarken 'Biz kefenimizi giyerek yola çıktık' dedik. Bize bazı marjinal gruplar değil, millet hesap sorar. Milletin de hesap yeri sandıktır, sandıkta sorar. Bizi millet getirdi, millet götürür. Milletten başka kimsenin bizi götürmeye gücü yetmez.

"TÜRKİYE GÖRSÜN"

Ankara, cuma gecesi İstanbul'un, bugün Adana'nın ve Mersin'in coşkusuna farklı bir coşku katıyor. Ankara bugün çok farklı. Uçakta gelirken yol boyunca gördüm. Ankara Hacı Bayram Veli'nin, Hüseyin Gazi'nin, Gazi Mustafa Kemal'in, merhum Menderes'in, merhum Özal'ın şehridir. İşte bu Ankara bugün bir kez daha Başbakanına sahip çıkıyor, Başbakanını muhabbetle kucaklıyor. Bu Ankara'yı Türkiye görsün.

"ÇAPULCU İFADESİ ÇOK İSABETLİ OLDU"

Günlerdir Ankara'da terör estirenleri değil, Türkiye Ankara'nın bu gerçek fotoğrafını görsün. Çapulcu ifadesini kullanınca rahatsız olmuşlar. Eğer çok rahatsız oldularsa lügata bir baksınlar. Oraya baktıkları zaman Başbakan'ın ne kadar isabetli bir ifade kullandığını görecekler. Yakan, yıkan, saldıranlara çapulcu denir. Dolayısıyla kusura bakmasınlar ama onlara destek verenler de aynı familyada yerini alır.

"7 AY VAR, SABREDİN"

Bu kalabalık sokaklarda değil sandıkta söyleyeceklerini söyledi. Ben diyorum ki Gezi Parkı'na, Kuğulu'ya çıkacağınıza, buraları yakıp yıkacağınıza, 7 ay var, sabredin. Sandıkta sizi görelim. Demokrasi, hak, özgürlük şiddetle değil, hukuk içinde elde edilir. Yaptıkları iş sadece saldırmak, kamunun binalarını yakıp yıkma, halkın araçlarını yakıp yıkma. Bununla da kalmadılar benim başörtülü kızlarıma, bacılarıma saldırdılar. Bununla da kalmayarak Dolmabahçe Camii'ne bira şişeleriyle ve ayakkabılarıyla girdiler, bunu da yaptılar.

"BAŞÖRTÜLÜ BACILARIM ÜNİVERSİTEYE ALINMADI AMA BUNLARI YAPMADI"

Bugün Mersin'de de söyledim. Benim başörtülü kızlarım, kardeşlerim on yıllarca bu ülkede parya muamelesi gördü, üniversitelere sokulmadı. Ama hiçbir zaman bunların yaptıklarını yapmadılar. Sabrettiler. Çünkü sabrın sonunun selamet olduğuna inanıyorlardı. Sonunda bunu da gördük ama daha bitmedi, daha göreceklerimiz var.

Ben İspanya'da inancı sebebiyle başını örten kardeşlerime sahip çıkan bir ifade kullandım diye partimle ilgili kapatma davası açıldı. O zamanki CHP Genel Başkanı 'Hamdolsun ki Ankara'da savcılar var' dedi. Bunların inanca saygısı yok, çünkü inancına güvenmezler.

Biz düşünce hürriyetinden korkmuyoruz. Cumhuriyet tarihinde düşünce hürriyeti, özgürlükler, inanç hürr,iyeti konusuunda iktidarımızın getirdiğini hiçbir iktidar getirmemiştir.

E MUHTIRA GÖNDERMESİ: "27 NİSAN 2007'DE NEREDEYSEK BUGÜN DE ORADAYIZ"

Bir kere şunu herkes bilsin... Bakınız bugün 27 Mayıs 1960'ta değiliz, 12 Eylül 1980'de değiliz, 28 Şubat 1997'de değiliz. Bugün 27 Nisan 2007'de neredeysek, bugün de oradayız. Hükümetimiz de partimiz de en önemlisi de milletimiz de demokrasinin ve özgürlüklerin en güçlü savunmasını biz yaptık, biz yapıyoruz. Türkiye'de egemenlik artık milletin elindedir.

"MİLLET SADECE GEZİ PARKI'NDAKİLER Mİ?"

Eğer kendinize inanıyorsanız, demokrasiye ve hukuka inanıyorsanız bu ülkede egemenlik artık milletindir. Millet sadece Gezi Parkı'nın içerisinde olanlar mı? İstanbul AHL'de 2 saatte oraya toplananlar, bugün Adana'dakiler, Mersin'dekiler, şu anda Ankara'da toplananlar millet değil mi?

İnşallah gün ola harman ola. 3'ten taa 73'e kadar bu millet bugünleri hayırla yad edecek. Çünkü Türkiye'de karar da yetki de söz de milletindir. Milletin ve Meclis'in dışında Türkiye'ye yön vermek kimsenin haddine değildir.

"BİZE KARŞI MÜCADELE BAŞLATANLAR BUNUN BEDELİNİ AĞIR ÖDEYECEKLER"

Artık bu ülkede çeteler dönemi bitmiştir. Bu ülkede mafya dönemi bitmiştir. Cunta dönemi geri gelmemek üzere bitmiştir. Faiz lobisi kendine çeki düzen versin. Faiz lobisi yıllarca benim milletimin alın terini sömürdü. Bundan sonra sömüremeyeceksin. Çok sabrettik. Bu lobiyi ayakta tutan bankalar, kim varsa söylüyorum. Siz ki bize karşı böyle bir mücadeleyi başlattıınız, bunun bedelini ağır ödeyeceksiniz. Utanmadan, sıkılmadan borsayı çökertme gayretine girenler, borsada Tayyip Erdoğan'ın parası yok çökersen sen çökeceksin. Biz spekülatörlere fırsat vermedik, vermeyeceğiz. Eğer senin spekülatörlüğünü de yakalarsak ümüğünü sıkarız. Artık bu ülkeyi sömüremeyeceksiniz. O geçmişte kaldı.

"POLİSİMİZİ YEDİRMEYİZ"

Ana muhalefetin haddini bilmez, kendini bilmez vekili çıkıyor, benim polisime hakaret ediyor. Bu polis, Türk milletinin polisidir. Hataları olabilir ama bu hatalar polisime hakeret etmeyi gerektirmez. Polisimizi biz bunlara yedirtmeyiz. Onun da hakkını, hukukunu korumak bizim görevimizdir. 600'ü aşkın polisimiz yaralandı. Dünyanın değişik yerlerinde birçok olaylar yaşıyoruz, bunları da görüyoruz. Bunları sen görmüyor musun, haddini bilmez.

"SABRIN DA BİR SONU VAR"

Ne olacak, bu ülkenin başbakanına küfredenlerin yanında yer alanlar var bu ülkede. Kem söz, kötü söz sahibinindir dedik, sabrettik. Ama sabrın da bir sonu var. Göstericilerin arkasında sığıınarak siyaset yapanlar, önce siyasetin ne olduğunu öğrensinler. Sokaktaki kışkırtmalara biz gelmedik ama onlar geldi.

Artık bugün belirleyici bir güç var, millet. Milletin ötesinde belirleyici güç yok. Hiç kimse umutsuz olmasın, endişe duymasıın. Nice badireyi aşan Türkiye bunu da aşacaktır.

Biz 10 senede 2 milyar 800 milyon ağaç diktik. Bunların dışında 10 yaş üstü ağaçlar da var. Bundan önceki CHP'li belediyeler yeşil adına ne yaptı. İstanbul'daki çöp dağlarını kim kaldırdı? Hava kirliliğini  kim giderdi? Susuzluğu kim giderdi? Neden CHP'li belediye bunları yapamadı? Bunlar çevre değil mi? Gezi Parkı'ndaki gençelere sesleniyorum... Ben İBB Başkanı iken siz daha kundaktaydınız, o dönemi hatırlamıyorsunuz. Bütün bunları biz getirdik.

Sizler bugün bir farklı tablo çizdiniz. Bu ilginize özellikle teşekkür ediyorum. Şimdi yol boyu bekleyenler var. Hemen yola koyulalım.

 

MERSİN KONUŞMASI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mersin'de 2013 Akdeniz Oyunları için yapılan tesislerin toplu açılış töreninde konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları

Bu muhteşem açılış töreni vesilesiyle Mersinli tüm kardeşlerime en kalbi muhabbetlerimi iletiyorum. Mersin’in bu büyük coşkusunu paylaşan tüm kardeşlerime, bakanlarım ve milletvekillerim adına burada iletmeyi borç biliyorum. Bugün açılış törenleri için buradayım, 20’sinde oyunlar için tekrar geleceğim. Ama inşallah baharda sonbahara doğru bir de Mersin’deki diğer açılışlarımızı yapmak için büyük bir miting ile buradayım.

Elbette Akdeniz’i, bölgemizdeki tüm illerimizi tüm Akdeniz ülkelerini özellikle KKTC’yi buradan sevgiyle selamlıyorum.  17. Akdeniz Oyunları’na ev sahipliği yapacak Mersin’i ben bir kez daha tebrik ediyorum.  Mersin size bu yakışırdı.

17. Akdeniz Oyunları için inşa ettiğimiz oyunlardan sonra tüm Türkiye’ye hizmet verecek olan bu eserlerin hayırlı olmasını Allah’tan temenni ediyorum. Çok kısa bir süre içinde gerçekten Mersin’de çok büyük işler başardık. 17. Akdeniz Oyunları Yunanistan’ın Volos kentinde yapılacaktı. Ancak kriz nedeniyle mümkün olmadı. Bizden ricada bulundular.

Biz de yapılan bu öneriyi değerlendirdik, bu oyunları yapabileceğimizi komiteye bildirdik. Altını çizerek ifade ediyorum. Normal şartlarda böyle büyük bir organizasyonun hazırlıklarına 6 yıl önceden başlanırdı. Ama biz sadece 18 ay öncesinden hazırlıklara başlamamıza rağmen 20 Haziran’daki Akdeniz Oyunlarına mükemmel olarak hazır hale geldik.

"GİT BELEDİYE BAŞKANINA SÖYLE O SANA PARK YAPSIN"

Mersin’e söz verdiğimiz gibi söz veririz yaparız. 25 bin kişilik stadyumu yaptık. Az önce helikopterle stadyumun üzerinde dolaştım. Gurur duydum. Şimdi ben buradan Mersin’e, Mersin’in gençlerine sesleniyorum. Mevcut stadın yıkılamayacağına dair bize ferman veriyorlar. Şimdi ben buradan bir şey söylüyorum. Bakın her şeyden önce meselelere olaylara lütfen aklı selim ile yaklaşın. Birilerinin kayığına binmeyin. Mevcut stadın mukayese edilemeyecek bütün inisiyatiflerine sahip olan muhteşem bir stat yapılacak. Dört tarafı kapalı bir stat yapıldı. Mersin’in emrine verilecek. Sen öbür taraftaki ilkel bir stadın yıkımına karşı çıkacaksın.

Birileri bir şeyler diyor, diyebilir. Biz bütün projelerimizi hazırladık. Yahu orayı engellemek isteyenler siz ne yaptınız Mersin’de yahu? Şu anda bu kadar tesisler yapılacak. Geleceksiniz önünü keseceksiniz. Neymiş efendim orası park olsun. Onu git sen belediye başkanına söyle, o sana park yapsın.

Biz 2001 yılında partimizi kurarken insanı, ama en önemlisi de gençlerimizi ve kadınlarımızı politikalarımızın ana eksenine oturttuk. Her alanda onlara pozitif ayrımcılık yaptık.

"HANGİ ÖZGÜRLÜK ADINA BUNLARI YAPIYORSUNUZ?"

AK Parti iktidarı döneminde verilen özgürlükler bu ülkede hiçbir zaman verilmemiştir. Şu anda Taksim'de bulunanlar, yakıp yıkanlar, soruyorum bunları hangi özgürlük adına yapıyorlar. Görüştükleriniz varsa kendilerine sorun; sizne adına bunları yapıyorsunuz? Demokrasi adına mı? Özgürlükse özgürlüğü talep etmenin yolları var. Siz kendiniz için belli bir özgürlük istiyorsanız başkalarının özgürlük alanına da tecavüz etmeyin.

"BAŞÖRTÜLÜ KIZLAR ÜNİVERSİTEYE ALINMAZKEN SİZ NE YAPTINIZ?"

Bu ülkede 10 yıllardır başı örtülü olduğu için üniversiteye giremeyenler için siz ne yaptınız? Onların eğitim hakları acaba hak değil miydi? Bu kızlarımıza bu kadar zulmü reva görenler şu anda ne hakla meydanlarda dolaşıyorlar? Ve konuyla ilgili bir ifade kullandığınızda AK Parti'nin kapatılması gündeme geldi. Biz o zaman bu ülkede Taksim'e çıkmadık, meydanlara dökülmedik. Hukuk içinde kalarak mücadele verdik ve hakkımızı aldık. 330 milletvekilimize rağmen biz seçmenimizi sokağa dökmedik. Ama şu anda ana muhalefet sandıkta alamadığını buralarda arıyor. Ben de Mersinli kardeşlerime diyorum ki; 7 ay sonra bunlara dersi sandıkta vermelisiniz.

"BUNLAR BENİM GENÇLİĞİM OLAMAZ"

Kendi Başbakanına ağza alınmayacak küfürler eden bir gençlik benim gençliğim olamaz. Bugün çeşitli işyerlerini, alışveriş mağazalarını basanlar bu ülkenin hak arayan bir gençliği olamaz. Kıracaksın, dökeceksin ee hak arıyormuş. Ne hakkı ya!

"AKLISELİM GENÇLERE SESLENİYORUM"

Ben aklıselim gençlere sesleniyorum. Bu oyunu bozun, bu oyuna gelmeyin. Siz gerçek manada çevreciyseniz burada çevreci bir Başbakan var. Eğer gerçek manada çevreciyseniz, kamunun malını yakıp yıkanlarla beraber olmamalısınız. Sizler sivil vatandaşın araçlarını molotoflarla, hatta balyozlarla kırıp yakmaya çalışanlarla beraber olmamalısınız.

"BAŞINI ELLERİNİN ARASINA AL VE DÜŞÜN"

Başını iki elinin arasına al ve düşün; "2 milyar 800 milyon fidann ve ağaç diken bir iktidara karşı, benim verdiğim bu çevrecilik mücadelesi olabilir mi?"

"DERDİNİZ ÇEVRE İSE EMRİNİZDEYİM"

Tertemiz bir kent, yeşili artan bir kent; geleceksin sen bize çevrecilik dersi vermeye kalkacaksın. Bu samimii değil. Eğer derdin çevrecilikse bu Başbakan sizin emrinizdedir. Demokrasi ise bu Başbakan sizin emrinizdedir.

"SEÇİLME YAŞINI 18'E İNDİRMEYİ DÜŞÜNÜYORUZ"

3 dönem kuralını getiren kim? Tayyip Erdoğan. Ama diğerleri oturdukları koltuklardan kalkmadılar. Biz hiç kimseye ölünceye kadar buralarda oturma şansı vermedik. Gençliğe güvendiğimiz için 3 dönem kuralınıı getirdik. Gençliğe güvendiğimiz için seçilme yaşını indirdik. Ayrıca seçilme yaşını 18'e indirmek için de çalışmalar devam ediyor. Biz bunu söylediğimizde CHP ve MHP bize güldü.

"GENÇLİĞE SIRTIMIZI DÖNMEYİZ"

Sevgili gençler; biz gençliği anlamak, gençlere kulak vermek noktasında asla onlara sırtımızı dönmeyiz. Kardeşlerim, bunlar gençlik örgütlerindenn gelmedi. Kılıçdaroğlu ne anlar gençlikten ya? Ama bu kardeşiniz, 18 yaşından itibaren siyasette, gençliğin içinden gelmiştir. Gençliğe asla kulaklarımızıı tıkamadık, tıkamayız. Ülkemizde 80 öncesinde malesef gençler birbirlerine silah doğrulttu. Bütün bunların acı bir oyun olduğu sonradan ortaya çıktı. Ardından daha acı bir oyunla karşı karşıya kaldık. 30 yıl boyunca terör bu ülkede can aldı. Şimdi çözüm süreci başlattık.

"600'Ü AŞKIN POLİS YARALANDI"

Polisimiz anarşiye karşı, teröre karşı bugüne kadar nasıl mücadele verdiyse bundan sonra da verecektir. Zaman zaman hataları da olmuştur. Şu an 600'ü aşkın yaralı polisimiz var, bir tane de şehidimiz var. Bunların da hesabı sorulacak.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Siyaset Haberleri